İş Hayatında Doyumsuzluk!

0
948

İş hayatında doyumsuzluğu nasıl önleyebiliriz? İK uzmanı Melisa Kavak yazdı:

 

İŞ HAYATINDA; DOYUMSUZLUGUMUZU GÖRMEK İSTERMİSİNİZ?

Durumu nasıl önleyeceğiz;

Yükseldikçe kendiniz ve ekip arasında görünmez duvarlar örüyorsunuz. Onları anlamaktan uzaklaşıyor, dinlemeyi reddediyorsunuz. Kendi bildiğinizi okuyor, kendi istediklerinizi şart koşuyorsunuz. Biliyorsunuz ki ,ne farkınız var aldığınız para ve yüklendiğiniz sorumluluk dışında? Daha dün onlarla aynı suyu aynı odada içmiyor muydunuz? Bu tür ego duvarları ekiple, şirketle sizi uzaklaştırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Kendinize gelin ve onlardan biri olduğunuzu onlara hissettirin. Onlarla zaman geçirin, dinleyin, anlayın. Onları konuşturun. Sadece işten değil hayattan, aile yaşamından bahsedin, ne kadar çok paylaşırlarsa o kadar yakın hissederler.

Aralarında yükselen siz olduğunuz için, onları başarısız kalıplara koyuyorsunuz. Bu sizin cümlelerinize, vücut dilinize ve tavırlarınıza yansıyor, ekipten değerlerden soyutluyorsunuz. Bu iletişimi zorlaştırıyor. Fikirleri sorulan, yönlendirme istenen, destek beklenilen bir yöneticiden ziyade korkulan, konuşulmayan, görünce yön değiştirilen kaçılan bir yönetici, Bu sizin takım anlayışınızı daha oluşmadan bozuyor, beraber hareket edemiyorsunuz. İyi yönetici takımını bir arada güçlü tutandır. Bunun da ilk adımı yöneticiden, liderden başlar.

Aidiyet duygusundan ,ekip çalışmasından başlamak egolarından sıyrılmış ve takımına güvenen biri yapar. Bu şekilde ilerleyen bir takım çok daha etkili ve proaktif olur.

Kendi doğrularınızı tartışılmaz yapmayın. Hiçbir geribildirimi kabul etmez hale geliyorsunuz. ‘Yönettiğim kişilerden geribildirim alacak değilim, ne de olsa onların yöneticisiyim!’ düşünce yapısına bürünüyor ve değişimi inkar ediyorsunuz. Değişmeyen takımlar yavaş yavaş zayıflar ve erir, En iyi değişim ise takımın içinden gelendir, bunun için de sizin ekibe ve takıma bu fırsatı vermeniz gerekiyor.  Sürekli geribildirime inanın, herkesin bir fikri vardır. Bakkal yöneten Asım Amca da, büyük bir şirketin CEO’su kadar ‘stok devri’ nedir ,müşteri memnuniyeti nasıl sağlanır’ bilir. Herkesin herkesten öğreneceği şeyler var, buna açık olun, Sizden başka kimse başarılı olamayacakmış gibi, sizden başka kimse o işi iyi şekilde takip edemeyecekmiş ve sonuçlandıramayacakmış gibi düşünüyorsunuz.

Bencilliği bırakın ve delegasyon yapın, sorumluluk verin. Uzaktan takip edin ve sonucu tartışın. Varacağı hedefi gösterin, gideceği yola ve o yolu yürüyüşüne karışmayın. Karışmayın ki kendini geliştirebilsin. İşi bitirdiğinde manevi olarak tatmin olsun, daha büyük sorumluluklar için kendini hazır hissetsin. İnsiyatif aldırın. Sürekli kontrol çalışanın tüm motivasyonunu bozar, kendini gereksiz olarak görmesine yol açar.

Başarıyı sahiplenmekte daha acımasız olmayın. Bunun bir ekip oyunuyla başarıldığını söylemeye korkmayın. ‘Biz yaptık’ değil ‘ben yaptım’ diyorsunuz.

Siz oyunu yöneten kişisiniz, Eylemleri hamleleriyaptıran kişisiniz. Hamleyi yapan siz değilsiniz. O yüzden başarıyı tüm takımınızla sahiplenin ve ödüllendirin. Bir başarı sonrası unutulan takımlar uzun vadede zarar görür, kötü hafıza tutarlar. Koşturmamaya başlarlar. Başarınızı anlatırken takımınızdan bahsedin, sunumlara onların başarılarını ekleyin. Hatta bırakın başarınızı takımınız anlatsın.

‘İşte buradayım ve çok başarılıyım!’ şeklinde düşünüp başarı sarhoşluğunda yozlaşmayı bırakalım. Hedeflerimizi hep taze ve ileriye bırakırsakGelişim yolunda değişim zamanlarını yaşıyor olacağız,

Unutmayalım; “Bizler için en önemli tehlike, hedefimizin çok yakında ve kolay ulaşılabilir olmasını görmüyor olmaktır”.

 

Bildiklerimizi iyileştirelim sevgiyle kalın J

IK/MK…

*

Melisa Kavak

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız