Türkçe’de, İngiltere olarak adlandırdığımız yer aslında Büyük Britanya adasıdır. İngiltere Büyük Britanya’nın oluşturduğu 4 bölgeden biridir. Büyük Britanya adasını oluşturan diğer bölgeler İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler. Neredeyse 72 milletten insanın yaşadığı İngiltere’ye iş seyahatindeyiz. Bu ada ülkesiyle bizim ticari ilişkimiz de iyi. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 50 ülke arasında İnglitere ikinci sırada bulunuyor. Hem dünyanın en kibar ve centilmenlerinin hem de en holiganlarının yaşadığı bu ülkeye iş seyahati yaparsanız işte dikkat etmeniz gerekenler.
Nasıl konuşmalı, nasıl hitap etmelisiniz
Çoğu Britanyalı, doğası itibariyle çekingendir dolayısıyla tanımadıkları biriyle muhabbet etmekte zorlanırlar. Hatta, Londra metrosunda olduğu gibi muhabbet etmenin hoş karşılanmadığı durumlar da olabilir.
Çoğunlukla Britanyalılar alçak sesle ve normal tonlarda konuşurlar ve konuşurken fazla el hareketi yapmazlar. Aynı zamanda kişisel alanlarını korurlar ve bu alanı işgal edenlerden hoşlanmazlar. Britanyalılar, ateşli tartışmalara girmekten de kaçınırlar. Eğer bir tartışma haddinden fazla alevlendiyse, birileri mutlaka alkolün etkisi altındadır. Böyle bir durumda tartışmadan uzaklaşmaya bakın.
Genelde, kuzeyliler güneylilerden çok daha arkadaş canlısıdırlar. Ayrıca güneydoğu dışındaki yerlerde insanlar size ‘dear’, ‘love’gibi aşırı sevgi dolu sözcüklerle hitap ederlerse (kadın da erkek de olsanız) şaşırmayın ve gücenmeyin.
Bir sohbete başlarken kişisel görüşünüzü öne sürmektense ortaya açık sorular atmalısınız. İngilizler hoşgörülü ve açık fikirli olsalar da birçok insan fikirlerini ‘tabloid’ basınından almaktadır ve dolayısıyla bu fikirler katı olabilmektedir.
Sohbetlerinizde kaçınmanız gereken konular şunlar: Kuzey İrlanda, din (özellikle Kuzey İrlanda, Glasgow veya Liverpool’daysanız), monarşi ve kraliyet ailesi, Avrupa Birliği ve Euro.
“How do you do?” bir soru olmaktan çok bir selam şeklidir ve doğru cevaplama şekli aynı sözü tekrar etmektir.
Ön adların hemen kullanılması İngiltere’de birçok ortamda yaygınlaşmıştır ama yine de ön adlarla hitaba başlamadan önce size öyle söylenmesini beklemelisiniz. Aynı şekilde, ön adları kullanmaya başlasanız bile her lafın arasında karşınızdakinin adını tekrar etmekten kaçının.
Aynı prensip mektuplarda da geçerlidir; İngiliz meslektaşınızdan değiştirmeniz için bir işaret gelene kadar resmi bir dil kullanmaya devam etmelisiniz. Hatta bazı bağlantılar iki taraf yüz yüze gelene kadar resmi şekilde devam edebilir.
Çoğu zaman aynı okula gitmiş olan bazı çok yakın (erkek) arkadaşlar arasında birbirlerini sadece soyadlarıyla çağırmak gibi bir gelenek vardır. Bu durumu sakın kendiniz uygulamaya çalışmayın. Mesleki bir unvan yoksa bile her zaman ‘Mr.’, ‘Mrs.’ gibi unvanları kullanmalısınız.
Randevularda nelere dikkat etmelisiniz
Dakiklik hoşa gitse de bire bir buluşmalara biraz geç kalsanız kimse bir şey demez. Tabii ki toplantının nüfusu arttıkça dakikliğin önemi artar. Sosyal olaylara tam zamanında gitmek kabalık olabileceğinden bir beş-on dakika geç gitmelisiniz.
Özellikle Londra’dayken, trafiğin önemli ölçüde zaman kaybettirebileceğini aklınızda tutmalısınız. Bu konuda en çok dikkat etmeniz gereken M25 yolu, metro ve şehirlerarası trenler. Ayrıca Londra merkezindeki yeni ücret uygulamasına rağmen çoğu ana yol sıkışık olabiliyor.
Nasıl giyinmelisiniz
Kurallar biraz daha rahatlaşmış olsa da Londra kulüplerinde, bazı restoranlarda, opera salonlarında vs. erkeklerin ceket ve kravat (gerekirse kapıdan sağlanabilir) giymesi ve kadınların pantolon giymemesi istenebilir. Düğünler ve bazı yemekler de resmi olabilir ama uzun yoldan gelmişseniz anlayış gösterilecektir. Yine de gerekli giysileri kiralarsanız hem takdir görürsünüz hem de kendinizi uygunsuz hissetmemiş olursunuz.
Erkekler gömlek ve ceketlerini göğüs cebine kalem koymamalıdır. Onun yerine süs olarak ipek mendil kullanılabilir. Ayrıca çizgili kravatlar takmaktan kaçınmalısınız çünkü kravatınızın çizgilerinin sizin üyesi olmadığınız bir kulübün, üniversitenin sembolü olması mümkündür.
Anlaşma yaparken nelere dikkat etmelisiniz
İş yapacak ekibinizin başına genç çalışanlar yerine daha kıdemli insanlar atamalısınız. Çünkü İngiltere’de iş hayatında (özellikle sanayi ve finans sektörlerinde), genç yöneticilere karşı bir güvensizlik görülebilir. Bunun nedeni birçok üst düzey yöneticinin işi işte öğrenmiş olması ve diplomanın çok önemli olmamasıdır.
Toplantılar bazen kaotik olabilir ve belirgin bir yapısı olmaz. Takım çalışması önemli olsa da Britanya iş kültürü oldukça hiyerarşiktir. Dolayısıyla kararlar şirketin en kuvvetli (ve çoğu zaman en kıdemli) kişisinden çıkar. Eğer bir öneri önceden yapılmış işlerle uyumluysa kabul edilme şansı artar.
Uzun sürebilen karar süreçlerine baskı uygulamak yapıcılıktan uzak olacaktır. Sonuç olarak, İngilizler sizinle iş yapmaya karar verdiklerinde açık ve direkt olurlar ve ‘hayır’ demekten çekinmezler.
Bu yazılarımızda ilginizi çekebiliri:
İŞ hayatında yüksek motivasyon özellikleri
İŞ HAYATINDA YENİ OLANLARA TAVSİYELER
ÖZGÜVEN GELİŞTİRME TAKTİKLERİ!
Uzlaşma Sevgisiz Olmaz
kaynak: gatetoturkey.com
