Kamboçya tarihinin karanlık bir dönemine damgasını vuran Kızıl Kmer rejimi, 1975 ile 1979 yılları arasında iktidarı ele geçirdi. Bu kısa süre içinde, çoğu etnik olarak Kmer toplumundan olmak üzere iki milyona yakın insanın ölümüne sebep olduğu tahmin ediliyor. Kızıl Kmerlerin lideri Pol Pot ve yardımcısı Nuon Chea soykırımdan suçlu bulundular. Ayrıca, devlet başkanı olan Khieu Samphan da soykırımdan mahkum edildi. Bu karar, Kızıl Kmer rejiminin uygulamalarının uluslararası hukuktaki tanımıyla soykırım olduğu ilk kez resmen hükme bağlanmış oldu1.
Kızıl Kmerlerin işlediği suçlar uzun bir süredir uluslararası kamuoyunda “Kamboçya Soykırımı” olarak biliniyordu. Ancak bu suçların gerçekten uluslararası hukuktaki tanımıyla soykırım kapsamına girip girmediği konusundaki tartışma da sürüyordu. Birleşmiş Milletler’in Soykırım Sözleşmesi’nde bir katliamın soykırım sayılabilmesi için “bir ulusal, etnik, ırksal ya da dini grubu kısmen ya da tamamen yok etme amacı” ile yapılmış olması kriteri yer alıyor. Mahkemede savcılar, Kızıl Kmerlerin yönetimleri sırasında bu grupları kısmen ya da tamamen yok etmeye yönelik bir amaçla hareket ettiklerini kanıtlamaya çalıştılar. Kanıtlardan biri, Pol Pot’un 1978 yılında yaptığı bir konuşmaydı. Pol Pot, Kamboçya’da “tek bir Vietnam tohumu” dahi bulunmadığını ifade etmişti. Tarihçiler, birkaç yüz bin kişilik Vietnamlı azınlığın Kızıl Kmer iktidarı sırasında öldürülerek ya da göçe zorlanarak yok edildiğini söylüyorlar. Çam Müslümanları ise mahkemede yaptıkları tanıklıklarda, bu dönemde kitlesel katliamlara ek olarak dinlerinin ve ibadetlerinin yasaklandığını ve domuz yemeye zorlandıklarını anlattılar1.
Bu trajik dönem, Kamboçya’nın hüzünlü bir geçmişi olarak hatırlanmaktadır. Ölüm Tarlaları (Killing Fields) olarak bilinen alanlar, Pol Pot liderliğindeki Khmer Rouge rejiminin soykırımının belgesidir. Bu dönemde yaşanan acılar ve kayıplar, insanlığın tarihinde derin bir yara olarak kalmıştır2.