Martin Heidegger, 26 Eylül 1889 tarihinde Messkirch, Schwarzwald, Almanya’da doğmuş ve 26 Mayıs 1976 tarihinde Messkirch, Batı Almanya’da vefat etmiş bir Alman filozoftur. Varoluşçuluğun önde gelen temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Ontoloji (varlık veya varoluşun felsefi çalışması) ve metafizik alanındaki çığır açan çalışmaları, 20. yüzyıl Avrupa kıtasındaki felsefenin seyrini belirledi ve edebiyat eleştirisi, hermeneutik, psikoloji ve teoloji dahil olmak üzere neredeyse her insan bilim dalına büyük bir etki yaptı1.
Arka Plan ve Erken Kariyer:
- Heidegger, Messkirch, Almanya’daki yerel Roma Katolik kilisesinin papazının oğluydu.
- Alçakgönüllü koşullarda büyüdü, ancak açık zeka ve zekası ona komşu şehir Konstanz’da ikincil eğitimini sürdürmek için dini bir burs kazandırdı.
- 20’li yaşlarında, Heinrich Rickert ve Edmund Husserl’in öğrencisi olarak Freiburg Üniversitesi’nde öğrenim gördü.
- 1913 yılında psikologluk üzerine bir tezle felsefe doktorası aldı: “Die Lehre vom Urteil im Psychologismus: ein kritisch-positiver Beitrag zur Logik” (“Psikologizmde Yargı Doktrini: Mantığa Eleştirel-Pozitif Bir Katkı”).
- 1915 yılında Scholastic teolog John Duns Scotus hakkındaki habilitasyon tezini tamamladı.
- 1916 yılında Martin Luther, John Calvin ve diğer klasik Protestan metinlerini inceleyerek bir manevi kriz yaşadı ve gençliğinin dini olan Roma Katolizmini reddetti.
- 1917 yılında Lutheran olan Elfride Petri ile evlenerek Katolizm ile bağını tamamen kesti.
- 1919 yılında Freiburg’da ders veren Heidegger, Edmund Husserl tarafından kurulan fenomenoloji hareketinin liderliğine aday oldu. Fenomenolojinin amacı, bilinç deneyiminin olgularını ve yapılarını, doğaları, kökenleri veya nedenleri hakkında felsefi veya bilimsel önyargılara başvurmadan mümkün olduğunca kesin bir şekilde tanımlamaktı1.
Heidegger, felsefi düşüncede önemli bir figürdür ve 20. yüzyılın en etkili filozoflarından biri olarak kabul edilir12.