Harry Harlow, 20. yüzyılın ortalarında, anne ve çocuk arasındaki bağın varlığını kanıtlamak amacıyla bebek maymunlar üzerinde bir dizi ünlü (ve aslında bir miktar acımasız) deney gerçekleştiren bir psikologdu. Bu deneyler, bebeklerin dokunma, sevgi ve rahatlık ihtiyaçları hakkında önemli bir gerçeği tüm dünyaya kanıtladı. Ancak neden böyle bir kanıta ihtiyaç duyulduğunu merak edebilirsiniz. Sonuçta hepimiz annelerimizi seviyoruz ve bunu deneylerle araştırmaya pek de ihtiyaç yok, değil mi? Aslında bu deneylerde psikologlar, temelinde ebeveyn ve çocuk arasındaki duygusal bağın önemini sorgulamaktaydı. 20. yüzyılın ilk yarısında, hakim davranış bilimci ekoller ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişkinin maddi alışverişe dayandığını düşünüyordu. Yani çocukların genel olarak bakıma muhtaç olduğunu ve ebeveynlerin ihtiyaçları karşıladığı sürece çocukların da onlarla bağ kuracağını iddia ediyordu. Ancak Harry Harlow, insan sevgisinin ve şefkatinin doğasını bilimsel olarak araştıran ilk psikologlardan biriydi. Harlow, bir dizi tartışmalı deney yoluyla, sağlıklı gelişim sürecinde erken bağlanmaların, sevginin ve duygusal bağların önemini gösterebildi. Bu deneyler, bebek maymunların anneleriyle olan bağlarını incelemek için yapıldı. Harlow, bebek maymunların rutin olarak tel annelere süt için gitmelerine rağmen, zamanlarının çok daha fazlasını kumaş annelerle geçirdiklerini keşfetti. Ayrıca, bebek maymunların sesle korkutulduğu zamanlarda güvenlik için havlu kumaştan anneye gittikleri gözlemlendi[1][2]. Harlow’un çalışmaları, sevginin ve duygusal bağların insan gelişimi için ne kadar önemli olduğunu vurguladı.
Janina Fisher
Janina Fisher, Ph.D., lisanslı bir klinik psikolog ve travma tedavisi konusunda uluslararası bir uzmandır. Harvard Tıp Okulu’nda eski bir eğitmen olan Fisher, aynı zamanda Travma...