Deja vu, Fransızca bir kelimedir ve anlamı “bir yeri daha önce görmüş olma veya bir olayı daha önce yaşamış olma” olarak açıklanabilir. Yani basit bir tabirle, yaşanmışlık hissidir. Bazen günlük yaşam içerisinde bir şeye yöneldiğimizde, “Ben bu anı daha önce de yaşamıştım.” diye düşünürüz. Bu olayın nedenleri, halk arasında birçok farklı şekilde izah edilmektedir. Kimisi reenkarnasyon, müneccimlik, geleceği görme gibi bilim dışı, sahtebilimsel konulara bağlarken, popüler kültür bunu “Evren’in dinamiklerindeki bozulma, hata” olarak yorumlamıştır. Peki işin aslı nedir? Bilim, deja vu hakkında ne söylemektedir?
Bilim camiasında deja vu, hatırlanan veya yeni oluşturulan bir anıda meydana gelen ve yeniden yaşanmışlık hissi uyandıran bir hafıza hatası olarak görülmektedir. Dolayısıyla kült film serisi The Matrix’in bu konudaki açıklamasının gerçeğe en yakın açıklama olduğu söylenebilir. Filmde Carrie-Anne Moss tarafından canlandırılan Trinity karakteri, deja vu’yu şöyle açıklar:
Deja vu, genellikle Matrix’te bir hata oluştuğu anlamına gelir. Bir şeyler değiştirdiklerinde meydana gelir.
The Matrix’in felsefi altyapısının bilinç ile gerçeklik arasında gidip gelen bir sorgulamaya dayandığı düşünülecek olursa, deja vunun bilincimizde oluşan gerçeklik ve hafıza algısındaki geçici bir hata olduğu açıklaması oldukça isabetlidir.
Bilim insanları, deja vu’nun beyin lobları arasındaki zaman farkına işaret ettiğini belirtmektedir. Bu durum, sinir aksonlarındaki küçük bir sapmadan kaynaklanmaktadır. Beynin sağ ve sol lobları arasındaki zaman farkı, bir anın daha önce yaşanılmış gibi hissedilmesine sebep olmaktadır1.
Deja vu, genellikle zararsız bir olay olarak kabul edilmektedir. Ancak bazı durumlarda, epilepsi, anksiyete, Alzheimer gibi bazı psikolojik veya nörolojik rahatsızlıklarla ilişkili olabilir. Bu nedenle, deja vu sıklıkla yaşanıyorsa, bir uzmana danışmakta fayda vardır2.
Deja vu, ilginç ve gizemli bir fenomen olarak görülmektedir. Deja vu hakkında daha fazla bilgi için buraya veya buraya bakabilirsiniz.