Amelia Earhart, 20. yüzyılın en ünlü kadın pilotlarından biriydi. 1937 yılında, dünyanın etrafında uçma rekoru kırmak için yola çıktı. Ancak, Pasifik Okyanusu’nda Howland Adası’na yaklaşırken, uçağıyla birlikte kayboldu. Earhart’ın kayboluşunun nedeni ve izinin neden bulunamadığı, tarihin en büyük gizemlerinden biri olarak kalmıştır1
Earhart’ın kayboluşuyla ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Uçağın yakıtı bittiği için okyanusa düştüğü ve Earhart’ın boğulduğu veya köpekbalıkları tarafından yenildiği teorisi. Bu teori, en yaygın kabul gören teoridir. Ancak, uçağın enkazı veya Earhart’ın cesedi bulunamamıştır2
- Uçağın Howland Adası’na ulaşamayıp, yakındaki Gardner Adası’na (Nikumaroro) indiği ve Earhart’ın burada hayatta kaldığı, ancak kurtarılamadığı teorisi. Bu teori, adada bulunan bazı kemikler, ayakkabılar, şişeler ve uçak parçaları gibi kanıtlara dayanmaktadır. Ancak, bu kanıtların Earhart’a ait olduğu kesin olarak kanıtlanamamıştır3
- Uçağın Japonlar tarafından düşürüldüğü veya ele geçirildiği ve Earhart’ın Japonların elinde esir alındığı, işkence gördüğü veya öldürüldüğü teorisi. Bu teori, bazı tanık ifadeleri, fotoğraflar ve belgelerle desteklenmektedir. Ancak, bu kanıtların gerçekliği ve güvenilirliği tartışmalıdır4
Earhart’ın kayboluşuyla ilgili kesin bir cevap bulunamamasının nedenleri ise şunlardır:
- Earhart’ın uçuşu sırasında, iletişim teknolojisi çok gelişmemişti. Earhart, uçuşu boyunca radyo ile iletişim kurmaya çalıştı, ancak sinyalleri çok zayıftı veya kesikti. Bu nedenle, uçağının konumu, yönü ve durumu tam olarak bilinmemektedir.
- Earhart’ın kayboluşu, II. Dünya Savaşı’nın başlamasından kısa bir süre önce gerçekleşti. Bu nedenle, arama ve kurtarma çalışmaları sınırlı kaldı. Ayrıca, savaş nedeniyle, bölgedeki bazı adalar ve bölgeler Japon işgali altına girdi. Bu da, araştırmacıların erişimini zorlaştırdı.
- Earhart’ın kayboluşu, çok geniş bir alanda gerçekleşti. Pasifik Okyanusu, dünyanın en büyük ve en derin okyanusudur. Uçağın okyanusa düşmesi halinde, enkazın bulunması çok zor olurdu. Ayrıca, bölgedeki birçok ada, ıssız, küçük ve haritada işaretlenmemişti. Bu da, Earhart’ın izini sürmeyi güçleştirdi.