Duygu, Düşünce ve Akıl Yaşınız Kaç?

0
918

İlk canlıların oluşumundan bugüne kadarki süreçte, insanın nasıl hayatta kaldığını ve türünü nasıl devam ettirdiğini düşünün! Bütün canlıların bir savunma sistemi vardır. Öküzün boynuzu, mürekkep balığının mürekkebi, bukalemunun rengi… Bu savunma sistemleri onları diğer canlıların saldırılarından korur. Peki, insan kendini nasıl korur?
İşte, insanın aklından başka bir savunma sistemi yoktur ve insan da aklını kullanıp hayatta kalmayı başardı. Aklı sayesinde değişime ayak uydurarak, zamana meydan okumayı öğrendi. İnsan değişime ayak uydururken, bu değişime ayak uyduramayan türler bir bir yok olup gittiler. Önce aklı tanımlayalım isterseniz.
Basit bir tanımla Akıl; "Mevcut verilerden hareketle, birtakım sonuçlara ulaşmaya çalışmaktır."…

 

Ayhan Yılmaz
ayilmaz@turkcell.com

 

İlk canlıların oluşumundan bugüne kadarki süreçte, insanın nasıl hayatta kaldığını ve türünü nasıl devam ettirdiğini düşünün! Bütün canlıların bir savunma sistemi vardır. Öküzün boynuzu, mürekkep balığının mürekkebi, bukalemunun rengi… Bu savunma sistemleri onları diğer canlıların saldırılarından korur. Peki, insan kendini nasıl korur?

İşte, insanın aklından başka bir savunma sistemi yoktur ve insan da aklını kullanıp hayatta kalmayı başardı. Aklı sayesinde değişime ayak uydurarak, zamana meydan okumayı öğrendi. İnsan değişime ayak uydururken, bu değişime ayak uyduramayan türler bir bir yok olup gittiler. Önce aklı tanımlayalım isterseniz.

Basit bir tanımla Akıl; "Mevcut verilerden hareketle, birtakım sonuçlara ulaşmaya çalışmaktır." Elimizdeki araçlardan sadece bir tanesidir. Akla göre "şu şudur, bu budur, öyleyse bu da şu olmalıdır" şeklinde kuru bir mantık işler. Yani hayatta aklımızın yanında zekâmızı, duygularımızı ve deneyimlerimizi de kullanmadan, doğruları bulmamız biraz güç gibi görünüyor.

Hani bazen deriz ya "Bugünkü aklım olsa böyle yapmazdım, şöyle yapardım…" diye. Daha küçük yaşlarda, şimdiki aklımızla hareket edebilmeyi isteriz. İsteriz istemesini de o yaşlarda bugünkü aklımızın olması mümkün müdür? Akıl da tecrübeyle, zamanla anlam kazanan bir kavramdır. Acaba o yaşlardan tekrar hayata başlamış olsak, aynı yanlışları yapmaz mıydık? Bence o kadar emin olmamalı insan; çünkü aklı başa getiren yaştır! Yaş tahtalara basmaktır. Bir anlamda tecrübelerimizdir akıl.

"Akıllı adam, aklını kullanır. Daha akıllı adam, başkalarının aklını da kullanır" diyor Bernard Shaw. Akıllı insan, başkalarının bilgi birikiminden de yararlanır. Kendisini akıllı ilan etmez, işine yarayabilecek en ufak fikri, düşünceyi değerlendirir. Bazılarımızın beğenmediği ve çok da akıllı saymadığı insanlar, bazen çok büyük başarılara imza atabiliyor. Bakın aşağıdaki fıkra aklımızın değerini ne kadar da güzel özetliyor.

Yaşımızın Gözyaşlarına Dönüşmemesi İçin…
Adamın biri tavuklardan korkmaktadır. Yakınları adamı bir psikoloğa götürür. Doktor korkunun sebebini öğrenir. Adam kendisini "mısır tanesi" zannetmektedir. Doktor adamı ikna etmek için birkaç seans düzenler. Sonunda adamı, mısır tanesi olmadığına ikna eder.  Adam;
"Mısır tanesi olmadığımı ve insan olduğumu anladım doktor bey" der.
"Ama bunu tavuklar da biliyor mu? Sen bir de onlara anlat!" 

Yaş dediğimizde çoğumuzun aklına, ilk önce kimliğimizdeki doğum tarihi gelir. Kime "Kaç yaşındasın?" diye sorsak, genellikle bize kimliğinde yazılı olan tarihi söyler. Hiç düşündük mü acaba, düşünce yaşımızın, akıl yaşımızın, duygu yaşımızın kaç olduğunu? Biyolojik yaşımız ne olursa olsun, bizi değerli kılan akıl yaşımız, düşünce yaşımız, tecrübelerimizdir.

Artık yaşlanmış kişilere, şu sözün söylendiğini duymuşsunuzdur: "Yaş yetmiş, iş bitmiş" Böyle bir durum karşısında belki de sadece gülüp geçiyoruz. Peki, hiç düşündük mü acaba biz yaşımız yetmiş, işimiz bitmiş olmadan neler yapacağız, neler katacağız şu hayata?

Biyolojik yaşımızı gençleştirmek için harcadığımız çabanın ne kadarını, düşünce yaşımızı gençleştirmek için harcıyoruz? Bedenimiz için onca yatırım yaparken, aklımız için ne gibi yatırımlar yapıyoruz? Kaldı ki biyolojik yaşımızı, estetikle veya başka yöntemlerle daha aşağılara çekebiliyoruz; ama düşünce yaşımızın, akıl yaşımızın, makyajla veya bedenimizde yaptığımız değişikliklerle hiçbir ilgisi yok. Onu gençleştirmek için okumak, araştırmak, öğrenmek ve bütün bunları hayata geçirmek gerekiyor.

"Akıl yaşta değil, baştadır" dense de aklı başa getiren yaştır. Fakat başa gelmeyen akla yaş ne etsin? Aklını başına alıp ona göre hayatını düzenlemeli insan, tecrübelerinin değerini bilmeli. Yoksa başımıza zamanında gelmeyen akıl, yaşımız ne olursa olsun gözyaşı olup akar gözlerimizden…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız