Hayatta yapacağımız ‘her şey için’ gerekli olan iki şey vardır. 1-Nefes vermek. 2-Nefes almak.
Vermekle başlar hayat, bunun ilk adımını dünyaya gelirken atıyor ve nefes vermekle başlıyoruz hayata. Nefes almak bir alışveriştir aslında; vermeden alamayacağımız gösterir bize.
Nefes de ruhla bedenin alışverişidir. Her şeyin maddeye intikal ettiği düşüncesinden çıkıp bütüne ulaşmak önce kendi ruhunu tatmin etmektir nefes. Kişi kendi içinde bütün olamazsa etrafında da bütünlüğü sağlayamaz. Düşünün bir iş yerinin amiri veya sahibisiniz ve o iş yeri size emanet. Bilirsiniz ki oranın patronu ve orayı yönetecek olan da sizsiniz. Ne yapardınız?
O iş yerini kontrol etmeye çalışırdınız.
Peki biz kendi duygu ve düşüncelerimizi yönetemez ve onlara sahip olamaz isek hayatta neyi yönetebiliriz? Yıllardır ‘zaman yönetimi’ eğitimleri verilir, bu konu hakkında yüzlerce makale ve kitap yazılmıştır. 24 saati bile yönetemezsek hayatımızı işlerimizi nasıl yöneteceğiz?
Sabah uyanmak için alarm kurarız bir hatırlatıcı olarak. 5 vakit ezan okunur vakti hatırlatmak için günde yaklaşık 20.000 kez nefes alırız her an bir hatırlatıcıdır ne kara farkederiz bu hatırlatıcıyı?
Kontrol nefesle başlar, çünkü; nefesi kontrol aslında nefsi kontrol etmektir.
Nefsten nefese bir yükseliş bir bütünlük olur. İçindeki kaosu ve kavgayı bitirmek etrafımıza ve işimize en verimli haliyle yansıyacaktır.
Modern hayatla birlikte her şeyin çok hızlandığı bir zamanın içindeyiz. Düşünsenize moda bile bir saatin içinde değişebiliyor anlık değişimlerle duygu ve düşüncelerimizde değişiyor. Değişen iç dünyamızı zihin gevezeliğimizi biraz yavaşlatmak ve kontrol etmek bir tek nefesle mümkün. İnsan sadece kendini dinleyerek ve iç sesine kulak vererek doğrusunu bulabilir. Doğrusunu diyorum çünkü doğru tek değildir. Fizikte bir kural vardır; bir noktadan milyarlarca doğru geçebilir. Ancak ‘hakikat’ tektir. O noktada hakikat noktasıdır. İşte biz nefesimizi yavaşlatıp anda kalırsak içimizde ki o hakikatı görebiliriz.
Nefes anda kalmaktır. An’ın tadını çıkarmak nefes nefese koşturmacalardan, bir an olsun rahatlamayı sağlamaktır. Birkaç nefesle bile kendimizi sakinleştirmek mümkün psikologların bir uygulaması vardır 3 nefes denir buna; 3 hızlı nefes alınır ve verilir, 4. Nefes çok yavaş alınır ve verilir.
Bunun sebebi; vücudumuzdaki endorfin, depomin ve seretolin gibi hormonları aktive ederek kendi duygu durumumuzu kimseye bağımlı kalmadan değiştirebilmektir.
Aslında çok basit tekniklerle bütüne ulaşabilir ve bağımlılık kültüründen özgürleşebiliriz.
İçsel huzuru ve dengeyi bulan bireyler önce kendilerine sonra bütüne faydalı olurlar.
Nefes olmazsa yaşamda olmaz, dinginlik nefesi izlemekle mümkün. İçimize giden yolda iz sürmektir aslında.
Bir an sessizce oturun ve nefes alışınıza dikkat edin. Nefesinizi derin ve tam olarak karnınıza mı alıyorsunuz?
Nefes verişiniz kolay ve salıverme mi yoksa havayı dışarıya üflüyor ya da püskürtüyor musunuz? Nefes alışınız ve verişiniz arasında bir ara var mı? Nefes alışınız sığ mı? Korkmuş yada öfkeli olduğunuzda, veya heyecanlı yada sevinçli olduğunuzda nefesinize neler oluyor?
Nefesimiz yaşam enerjisidir. Çoğumuz bu enerjiyi çok hızlı tüketip Porsche iken Murat 124J performansı gösteriyoruz. Yaşam enerjimiz bizim elimizde tenimizin altında her an her saniye akıp gidiyor bütün hücrelerimize. Biz nefesimizi dengelersek dünyayı değiştiririz. Biraz iddialı Bir söz gibi dursa da durum bundan ibaret çünkü; kişinin dünyası kendidir ben kendi dünyamı değiştirirsem dünya da değişir. Nefes sadece rahatlama sağlamak değil, bilinç altı temizliğinde de faydalıdır.
Nefes çalışmalarıyla bilinçaltının alt kısımları bir kez açılmaya ve temizlenmeye başladığında, ruh veya bizim manevi farkındalığımızın yer aldığı düzey olan bilinçaltının daha yüksek düzeylerine bir açılım oluşturur. Zihnimizin kara kutusu açığa çıkar aslında. Ve bir kez döşüm başladığı zaman zihnimizde ki bütün sınırlamalar kalkar ve biz gerçekten bize ulaşırız.
Nereye gidersek gidelim kendimize uğramak zorundayız. Aslında tüm cevaplar bizde. Eğer tüm cevaplarını Allah insanların diline, gönlüne ve zihnine saklar bizde bunu bulmak için çarpar dururuz o insanlara. Severiz eşim, arkadaşım, dostum deriz bulunmadık cevap kalmaz fakat anlamayız çünkü; beklediğimiz o değildir.
Sonra yanıtlar değişir fakat sorular değişmez. İşte o zaman bir şeyi farketmek lazım, sorun ben de ise cevapta bendedir.
Kendini gerçekleştiren insan gerçeği olumlu biçimde algılar. Kendini, başkalarını ve olayları olduğu gibi kabul eder. Düşünce, duygu ve davranışları içtendir. İyi bir doğası vardır, verimli ve üretkendir, insanların ortak mutluluğu ile ilgilidir. Aynı zamanda yaşamın gerçekçi, insancıl ve barışçıl amaçlarına dönük eylemlerine yoğun bir duyarlılık gösterir. İnsanlarla doyurucu, kalıcı ve sevgi içinde iletişim kurar. Çünkü; kendi içinde bütünlüğe ulaşmış ve içe dönmeyi keşfetmiştir.
İçi dönmek ve aradığım kişinin ben olduğunu farketmektir buda nefesle mümkün.
Herkesin yüreğinde bir Kaf dağı vardır oraya tırmanıp huzur bulmak ister. Yolda yoldaş ister yol bensem yolcuda, yoldaşta benim.
Bütünlüğe ve zirveye ulaşmak dileğiyle nefeste dengede kalın.
*
Jale Köksal