Stres bizim dışımızda gelişen olayları zihnimizde yorumlama biçimimize göre ortaya çıkan tepkilerimizdir. Enerjimizin dışa vurumudur. Bu enerjiyi isterseniz olumlu, isterseniz olumsuz bir şekilde kullanabilirsiniz. Başarılı insanlar streslerini yapıcı enerjiye ve olumlu bir güce dönüştürürler.
Stres ânında vücudunuzda nasıl değişiklikler olduğunu hiç merak ettiniz mi? Doğuştan var olan bu otomatik tepkinin asıl amacı sizi tehlikelerden korumaktır. Bu tip tehlike durumlarında bedeninizde meydana gelen değişimler sayesinde bir anda büyük bir enerjiye sahip olursunuz.
Tehlikelerle yüz yüze geldiğimiz zaman vücudumuzda sırasıyla şu değişikler meydana gelir: Beyin tehlikenin varlığını algılar algılamaz, bedenimize adrenalin salgılanır. Bu da beraberinde birçok fiziksel değişikleri ortaya çıkarır. Göz bebeklerimiz büyür ve bu şekilde tehlike ânında daha iyi görebiliriz.
Boyun ve omuz kaslarımız gerilir. Gevşek kaslara oranla gerilmiş kaslarla harekete geçmek daha kolaydır. Kaslarımıza daha fazla oksijen gitmesini sağlamak için sık nefes alıp veririz. Karaciğerimiz vücut kaslarımıza ani bir enerji akımı sağlamak için glikoz salgılar. Vücudumuz her türlü tehlikeye karşı bu otomatik tepkileri göstermektedir. Strese karşı oluşan tepkiler tehlike karşısında kaçmak veya mücadele etmek amacıyla bedenimizin hazır olması gerekir.
Üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerin bazıları özellikle sınava birkaç ay kala gelip, “ÖSS’yi kazanamayacağım diye strese giriyorum. Bu da beni çok olumsuz etkiliyor. Ne yapmamı önerirsiniz?” diye sorarlar. Ben de; “Strese ayıracağınız vakti ders çalışmaya ve soru çözmeye ayırırsanız; hem strese girmezsiniz hem de kazanma ihtimalinizi artırmış olursunuz. Yani korkmak korktuğunuz şeyin başınıza gelmesine engel olmayacağı gibi; çok da fazla korkarsanız, korktuğunuz şeye davetiye çıkarmış olursunuz.” derim.
Tabi ki her öğrencinin kafasında “Acaba kazanabilecek miyim?” kaygısı vardır. Bu seviyedeki bir kaygı öğrenciyi olumlu motive ederek daha çok çalışmasını sağlar. Zamanının önemli bir bölümünde “Kazanabilecek miyim, ya kazanamazsam ailemin yüzüne nasıl bakarım, bu yaştan sonra ne iş yaparım?” gibi kaygı derecesini artırıcı şeyler düşünmesi öğrencinin performansını düşürür.
Bu tip durumlarda sonuca değil sürece odaklanmak daha iyi sonuçlar almamızı sağlar. Gelecekte ne olacağına değil, şu anda ne yapabileceğimize odaklanmak gerekir çünkü geleceğin ne olacağını belirleyen, zihnimizdeki endişeler değil, bugünkü eylem ve davranışlarımızdır. Endişeler zaman kaybettiren zihinsel canavarlardır. Stresin getirdiği olumsuzlukları bu şekilde yönlendirirseniz faydalanmayı başarırsınız.
Bu stresi yönlendirmek bizim elimizdedir. Bunu başarımıza bir engel olarak görürsek o sadece bir engeldir ve bizi sürekli başarılarımızdan alı koyar. Stresli olduğunuzda bunun başarınızı arttıracağını düşünürseniz bu size bir köstek olmaktan çıkar ve destekler. Sizin sihirli gücünüz haline gelir.
Strese karşı olumlu tepkide bulunun. Günlük hayattaki küçük veya büyük streslerin sizi yıpratmasına izin vermeyin. Onun yerine strese, size getirdiği fırsatlar yönünden bakabilirsiniz.
Kaynak: www.gencgelisim.com