PARAYI KAPAN DEĞİL, PARA KAZANMAYI BİLENDİR

0
1025

PARAYI KAPAN DEĞİL, PARA KAZANMAYI BİLENDİR


“Kolay para insanın cebini doldurabilir ancak kalbini boş bırakır.” Niyazi F. Eres

Her türlü kazanma eylemi beyinde başlar. Rene Descartes’in söylediği gibi “Bir beyne sahip olmak yetmez; onu doğru biçimde kullanmak gerekir.” Doğru biçimde kullanılan beyin, başarılı ve başarısız insanı ayıran bir unsurdur.

Başarılı insanlar için para bir amaç değil araçtır. Bu insanlar, para kazanmak ve zengin olmak için her yola başvurmak yerine meşru yollarla hareket ederek para kazanırken aynı zamanda toplum içerisinde itibar kazanır.

Para kazanan başarılı insanların hayatlarında ve düşüncelerindeki odak para değil ilkelerdir. İlkelerin, değerlerin, ahlakın vs. nin göz ardı edilerek elde edilen paranın kendisini yozlaştıracağının bilincindedir. Başarılı insan, para kazanmak için her yolu mubah saymaz.

Para kazanma düşüncesi insanı harekete geçmeye, amaç belirlemeye, hedef belirlemeye, ilkeler oluşturmaya, vizyon oluşturmaya iterken; para kapma ve kolay yoldan zengin olma düşüncesi insanı bunlardan uzaklaştırarak düşük bir ahlak seviyesi ve anlayışı gölgesinde her türlü parayı kapmaya iter.

Kazanmak yerine ne olursa olsun parayı kapayım da yolumu bulayım düşüncesinde olan her insan kaybetmeye adaydır. Bu tip insanlar, kazanmanın değerini ve önemini anlayamazlar ve bilemezler.

Para kapma düşüncesi ve çabasında olan kişiler paraya bağımlıdırlar. Para kazanma düşüncesi ve çabasında olan insanlar ise, paraya bağımlılık duymazlar bilakis para onlara bağımlıdır.

Para kapma peşindeki adam “Para her şeyi yapar, her kapıyı açar.” Bakış açısıyla her şeyi göze alır. Bu ise mahvın başlangıcıdır.

Para kapma, kesesini doldurma peşindeki insanlar, para peşinde koşmak yüzünden birçok değeri kaybederler. Bu değerlerin başında ise sevgi gelmektedir. Bu kişilerin sevgi anlayışları paraya bağlıdır.

Herkes yaşam standartlarını yükseltmek, bol para sahibi olmak, çevresindeki insanların da bundan yararlanmalarını isteyebilir.

Kolay para kazanmak ne olursa olsun refah düzeyini artırmak pek çok insanın hayallerinin başlangıç noktasını oluşturmaktadır.

Nasıl olursa olsun para kazanma yöntemi gerçekten doğru mu, savunulabilir mi?

Son 15 – 20 yıl içinde para ve maddi çıkarlar kapitalizmin pençeleri arasında ülkemizde yükselen bir değer haline geldi.

Para kazanmak başlı başına kültürel bir değer değildir. Para kazanmanın para kapma düşüncesiyle yer değiştirmemesi için para kazanma yöntemleri başka değerlerle dengelenmelidir. Bu değerler; ahlak, sevgi, inançtır.

Birçok insan için para, varlık, mal – mülk, güncel hayatın en etkili başrol oyuncularıdır. Dünyadaki günlük konuşmaların ana temalarını oluşturan konulardır. Milli Piyango, Loto, Toto, İddia, At Yarışları ve diğer şans oyunları sayesinde para kapma hayalleri kuran milyonlarca insanın düşüncelerinde varlık sahibi olma tutkusu, para kazanma, zengin olma arzusu vardır. Bu sadece ülkemizde değil diğer ülkelerde de geçerlidir. Toplumun farklı kesimleri bu üç kelime etrafında çekişip dururlar.

Kısa yoldan para kapma peşindeki insanlar ahlak kirlilikleriyle her geçen gün yıkıma doğru yol alırlar.

Parayı her ne olursa olsun cebe indirme çabasında olan insanlar, para sevgisinin kucağında rehavet içindedirler.

Başarılı insanların dünyaları, mal mülk ve paradan ibaret değildir. Yalnızca çalışma, kazanma ve başarı elde etmekten de ibaret değildir. Bunların belli ilkelere, amaçlara, hedeflere, misyona ve vizyona bağlanarak meşru ölçülerle şekillendirilerek hayatı anlamlandırmaktır.

Başarılı insanlar parayı belli bir emekten sonra kazanırlar. Parayı kullanmasını bilirler. Para kapma telaşında olan insanlara baktığımızda ise paranın bu insanları kullandığını görebiliriz. Başarılı insan için para iyi bir hizmetkârdır, para peşinde koşan insan için ise kötü bir efendidir.

Başarılı insan para kazanmak için daha fazla emek, daha fazla rekabet, daha çok yatırım gerektiğini ve daha da önemlisi bunların daha fazla olmasından önce kalitelerinin önemli olduğunun bilincindedir.

Para kazanma arzusunun bambaşka bir nitelik kazandığı, yozlaştığı, insanların para uğruna dürüstlüğü, insanca davranışları yok saydığı bir düşünce tarzıyla hareket etmeleri, bu insanların başarıyı para kazanma ile ölçer hale getirmiştir.

Başarılı insan parayı kazanır, insanlığını kaybetmez. Başarıyı parayla ölçen insan parayı kapar, insanlığını kaybeder. Yıllar öncesinden Özdemir Erdoğan’ın gitarı eşliğinde dudaklarından dökülen nameleri hatırlayın: “ Paranın ne önemi var? Mühim olan insanlık!”

Para kazanmak yerine para kapma düşüncesi; geleneksel dayanışma biçimlerinin zayıflaması, paranın baş tacı edildiği bir ahlak anlayışının gelişmesi, para kazanmak (!) için yapılan her şeyin iyi ve meşru kabul edilmesi davranışlarını doğurmuştur.

Para kapma, kese doldurma peşinde olan ve bun da başarı sayan insanlar; bu maraton süresinde sağlıklarını kaybederler ve geri kazanmak içinde doldurdukları keselerini boşaltırlar.

Her ne olursa olsun para kazanmak(!) düşüncesinde olan insanlar sadece nefislerini doyururlar. Bu ise onların özlerinden uzaklaşmalarına sebep olur. Para kazanmak isterler fakat bunun için çaba harcamak, emek sarf etmek, ya da aklı kullanmak yerine gayri meşru yollardan hazır paraya konmak, para kapmak kolaylarına gelir.

Galileo Galilei’nin yaşamından kesitler sunan aynı adlı tiyatro eserinin 1. sahnesinde Galileo ve Priuli arasında geçen konuşmada Priuli şöyle der: “Para kazanmak istiyorsanız karşılığında başka şeyler üretmelisiniz.”

Evet, başarılı insanlar ürettikleri herhangi bir değer sonunda para kazanırlar.

Para kapma zihniyeti rüşvet, yolsuzluk, hortumculuk, vurgunculuk, vergi kaçakçılığı gibi ahlaki ve sosyal bozukluğa yol açar. Bütün bunlarla gelen bir paradan sonra başarılı kişi imajı gerçekten başarılı olan insanlar için hiç de adil değildir.

Başarılı insanlar işlerini para kazanmak için mi yapıyor, işlerinin hakkını verdikleri için mi para kazanıyorlar?

Para hırsı yüksek olan insanlar başarıyı paraya endeksler ve başarılarının ölçütünü para ile kıyaslarlar. Büyük miktarlarda paraya, güce, kontrole sahip bu insanlar, bunları kaybetmekten, kendi deyimleriyle başarısız olmaktan korkarlar. Çünkü paraları yoksa bir hiç olacaklarına inanırlar. Bu tip insanların inanç sisteminde paraları olmadan değerli insanlar olamayacakları düşüncesi vardır.

Para kazanmayı başarı ile eş tutan köşe dönücü zihniyetli insanlar para kapma yarışında en temel insanlık değerlerini de ayaklar altına alırlar.

Para kazanma hırsı birçok insan için tek manevi değer halini almıştır.

Hırs, mevki, para kazanma arzusu iyi dozda ayarlanabilirse insana hizmet eder. Bu dozun ayarlanabilmesi için ise kişinin ahla ve gelişmişlik düzeyi yüksek olmalıdır. Çünkü denge bozulursa hem insanın kendisi hem de toplum zarar görür.

Charles Dickens’ın ünlü romanı “Büyük Umutlar” ı okudum. Köy kökenli Pip’in büyük umutlarını, arzularını gerçekleştirmek için yollar ararken kaybettiği değerlerin olağan üstü öyküsünü gördüm.

Kısa sürede köşe dönen, kolay para kazanan insanlardan iyi, kaliteli şeyler meydana getirmelerini beklememek gerekir.

“Para akıllı insanlara hizmet eder, akılsızlara hükmeder.” Türk Atasözü

Küçük Kedi

Bir gün küçük bir kedi, kuyruğunu yakalamak için hep kendi etrafında dönüyormuş. Onu seyretmekte olan büyük kedi dayanamayıp “ne yapmaya çalışıyorsun?” diye sormuş. Yavru kedi de “ bana ancak kuyruğumu yakaladığım zaman paraya ve zenginliğe kavuşabileceğimi söylediler. Ben de ona uğraşıyorum” diye cevap vermiş.

Büyük kedi gülümseyerek “ben de küçükken senin gibiydim. Hep etrafımda döner, kuyruğumu yakalamaya çalışırdım. Ve bir gün düşündüm ve yürümeye karar verdim. İşte o zaman anladım onlar benim peşimden geliyordu.

 

 

Yazan: Niyazi Fırat Eres

www.gencgelisim.com

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız