Steve Jobs Stanford Konuşması Hazin Öyküsü

0
844

Steve Jobs Stanford üniveritesindeki mezuniyet töreninde bir konuşma yapar. Bu konuşma şu anda internette dolaşıyor. Tercümenin doğru yapıldığını varsayarak bu yazı üzerinde bir Kishileaks analizi yapmak, Steve Jobs’un hayatını ve değerlerini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Hayatında çoğu insandan daha fazla darbe yiyen, zeki, akıllı ve yaratıcı Steve Jobs, belki soyadını etkisi ile işi, aşk olarak görmüş, işine aşkla bağlanmış ve sonuçta bu içine farkında olmadığı bir kurt düşürmüştür.

 

Sonuç ise hazindir. Yazıya geçtiğinizde üniversite mezunlarına yaptığı konuşmadaki, tehlikeli noktaları göreceksiniz ve kendi kaderini hem yaşadığı tecrübeler ve hem de dışarıdan öğrendiği bilgilerin yazmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuşma bilgi mi veriyor, yoksa bir hesaplaşma mı.? karar sizin. Bir blucin, bir siyah tişört.

 

Steve Jobs’un Hayatında bir kaç önemli nokta var. Bunlar önemli değişim noktaları ve aslında yediği çok büyük darbeler. Bu darbeler yaşadıklarını etkilemiş, gördüğümüz sonuçları yaşamasını sağlamıştır.

 

Kendisini henüz bilmediği zamanlarda evlatlık olarak verilen Jobs, ailenin maddi koşullarının elvermemesi yüzünden okuduğu üniversiteden ayrılması. Stanford Ünversitesinden ayrılış kararı önemli bir nokta. Dışarıda kaldığını hissettiği ilk an. Bu kararı vermesi tabii ki zor olsa da vermiştir. Daha sonra başka içeriklerde de dışarıda kalabileceğini görecektir.

 

“”O günden onyedi yıl sonra üniversiteye başladım. Fakat tuttum, saf saf, burası gibi, Stanford Üniversitesi gibi, pahalı bir üniversiteye girdim.

“İkisi de çalışan kişiler olan, yani işçi sınıfından olan, annem ve babam, ellerine avuçlarına geçen paranın hemen hemen tümünü benim üniversite öğrenimim için harcıyorlardı.

“Altı ay sonra, kara kara düşünmeye başladım ve ‘Bu işin böyle gideceği yok’ dedim kendi kendime.

“Birşeyler yapmalıydım ama, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yaşamımı nereye yönelteceğim ve bu yolda üniversitenin bana nasıl yardımcı olabileceği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Burada, annem ve babamın yaşamları boyunca biriktirdikleri tüm parayı harcıyordum. Buna hakkım da yoktu.

“Bu düşünceler altında üniversiteden ayrılmaya karar verdim,”

 

Zorunlu olarak dışarıda kalmak daha sonra hep dışarıda hissetmesini sağlayacaktır. Bölümündeki istedikleri derslere girmesi aslında içeride olmak isteğini de göstermektedir. Zor da olsa aldığı karar baktığında üniversiteden ayrılış kararının hayatındaki en önemli karar olduğunu söyleyecektir. Doğrudur, zira zorunlu olsa da kendisi karar vermiştir.

 

“Üniversite öğrenimi yapılmadan da yaşamda başarılı olunabileceğine kendimi inandırmaya çalıştım.

“Ve bunda başarılı da oldum. Kendimi buna inandırabildim. Bu kararım o zaman oldukça korkutucuydu ama… Şimdi bakıyorum da, yaşamımda verdiğim galiba en iyi kararlardan biriydi, o kararım.”


İnandırmaya çalışmak ve inandırabilmek, aslında kendisinde varolan ayrışmayı da ifade ediyor ve bunun farkına hiç varmadan ve bilmeden gidecektir hayattan. Ayrışmış ve dışarıda kalmış Steve Jobs. Sonrasında yaptıkları kaynaklarını zenginleştiren ve zenginleştirecek olaylar. Üniversite bırakma kararının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Zira zor da olsa karar veren Steve Jobs, karar vermeyi öğrenmiş ve kendi kararlarını vermeye devam edecektir.

 

“Kişisel bilgisayarlardaki bu olanaklardan yararlanan tüm kullanıcılar adına tüm içtenliğimle söyleyeyim ki, normal üniversite öğrenimimi iyi ki yarıda bırakmışım ve… Beni hiç mi ama hiç mi ilgilendirmeyen birtakım derslere girerek zamanımı boşuna harcamaktansa, iyi ki ilgimi çeken ‘güzel yazı’ deslerine girmişim.”


Bu kelimelerdeki en önemli nokta zamanı boşuna harcamaktansa cümlesidir. Zamanı boşuna harcamayan Steve Jobs hep çalışmış, çalışmış, çalışmış ve çalışmıştır, Bu mesaj siz okudunuz, çok fazla birşey olamayacaksınız demeye de çalışmaktadır.

 

“Kimi zaman yaşam bize tüm zorluklarını sunar. İşte o an yapmamız gereken tek şey, inancımızı kaybetmemektir. Yaşamımda beni ileriye götüren tek şey, yaptığım işe olan aşkımdır. Bundan hiçbir zaman kuşkum olmadı.”


İşe olan aşk, tabii ki bağlanabileceği tek şeydir hayatta Çünkü Apple’ı kurup büyüttüğü sırada çok önemli bir şeyi daha öğrenmiş ve biyolojik annesi ile karşılaşmıştır. Bu ise üniversiteden ayrılış dolayısı ile kendisini dışarıda hisseden Jobs’u dışarısının da dışarısına itmiştir. Bu insan hayatında ender karşılaşılabilecek bir durumdur. İçeriden dışarırıya ve dışarıdan daha dışarıya çıkmak, kendisinin hep orada kalmasını sağlayacaktır. Zamanın ilerisinde yaşamak da aynı şey sayılabilir.

Fakat bu kadarla da kalmayacaktır. Benzer zamanlarda Apple’da işe aldığı John Sculley ve yönetim kurulu onu çok sevdiği Apple’dan da atacaktır. Yeniden bir dışarıda kalmak ve işe duyulan aşktan dolayı işsiz kalmak canını çok ama çok acitacaktır. Anne ve babasının anne babası olmadığını, kendisinin istenmeyen, doğurulan ama terkedilen çocuk olduğunu öğrendiği andaki kadar bir acıyı yeniden hissedecektir.

 

Ancak Apple’dan ayrıldığında parası vardır. Pixar’ı alması da bunu göstermektedir. Kendi kararına bağlı olmayan bu iki darbe Steve Jobs’un sonunu hazırlayan nedendir. Bu Amerika’daki sermaye sınıfı yöneticilerinin insafsızlığını da göstermektedir.

Daha sonra önce danışman ve sonra da CEO olarak görev aldığı Apple’da çok başarılıdır. Yeni ürünler, yeni buluşlar, kaynaklarınızı sınırsızca kullanabilmekte ve ancak ancak içini kemiren kurt bir türlü durmamaktadır. Ipod, Iphone, IPad sektörün yönünü değiştirir. Bu ürünlere baktığında Jobs’un çocukluğunu çok özlediğini söyleyebiliriz. Buluşları yapan çocukluk tavrı ile Apple Ceo’su olarak ortaya koyduğu sert tavrı çelişmektedir. Hastalığına Teşhis konur. Üniversite öğrencilere konuşmasınınson bölümü ise ölümle ilgilidir. Ancak burada bir tarikat şeyhinin yapacağı bir şeyi yapmaktadır. Bir gün öleceksiniz, ibadet edin diyen bir tarikat şeyhi ve bir gün öleceksiniz o yüzden çalışın diyen Steve Jobs.

 

“Bir gün sonra ameliyat oldum. Şimdi ise, iyi bakın, iyi görün beni… Bakın, demir gibiyim…

“Doktorumun bana pankreas kanseri olduğumu söylediği işte o an ilk kez yüzyüze geldim ölümle. Umarım o anı, önümdeki 20-30 yıl boyunca bir daha yaşamam.

Şu anda yeni olan sizsiniz, ancak çok da uzak olmayan bir gün, ‘eski olan’ da siz olacaksınız ve siz de silineceksiniz yaşam sahnesinden. Böyle üzücü ve hatta ürkütücü bir konudan söz ettiğim için üzgünüm ama… Bunların tümü gerçektir.

“Kimin söylediğini bilmiyorum ama, 17 yaşımdayken okuduğum şu sözü, yaşamım süresince hiç unutmadım: ‘Eğer her günü, o gün yaşamının son günüymüş gibi yaşarsan, bir gün kesinlikle doğruyu yapmış olacaksın.’


Başka kişilerin düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşanan yaşam, dogmaların tuzağına düşmek demektir. Başka kişilerin düşüncelerinin gürültüsü, içinizdeki kendi sesinizi bastırmasın. Daha da önemlisi, yüreğinizin ve sezgilerinizin peşinden gidebileceğiniz denli bir cesarete sahip olun.

 

“‘Sizi aç kalmanız rahatsız etmiyorsa, aptal kalmanız da rahatsız etmeyecektir.’

“Bu sözü kendime, kendim için çok kez söylemişimdir.


Bu cümlelerde görülen karışıklı çok fazla. Başkalarının düşüncelerini önemsemeyin dedikten önce ve sonra başkalarının cümlelerini aktarmak çok çelişkili bir durum. Aslında bu bir çok zeki, akıllı ve yaratıcı insanın farketmediği bir durum sayılabilir. Kendilerine koruyamadıklarını da net olarak göstermektedir. Ölümü öğrencilere örnek göstererek değişim sürecine katkıda bulunmak mümkün değildir. Ayrıca bu konuşmada ben sizler gibi rahat okuyamadım duygusu ile konuşma yaptığı mezun olan gençlerle bir hesaplaşma içine girdiği de söylenebilir. Ölümün felsefesini böyle yapabilen birinin 20-30 yıl sonra karşılaşmayı düşündüğü ölümle çok daha önce karşı karşılaşması anlamlıdır. Zira hayat varsa ölüm yok, ölüm varsa hayat yok ise yaşarken ölümü düşünmek anlamlı değildir. Hele kendisini demir gibi hissederken.

 

Güçlü olduğunu hisseden insanlar darbe yediklerinde bundan olması gerekenden çok fazla etkilenmektedirler. Milliyet gazetesinin genel yayın yönetmeni iken işine son verilen Ufuk Güldemir, tıpkı Steve Jobs gibi medyada yeni ve başarılı bir kanalı açıp Habertük’u kurdu. “Artık başarılı olduğum işlerden atılmak istemiyorum” şeklinde konuşması onun ne kadar etkilendiğini ve başarılı olmak için kendisini ne kadar çok yorduğunu gösteriyor. Sonrasında ise aynı hastalıktan hayatını kaybetti. Özhan Canaydın Galatasaray’ı çok önemser ve takımın başarısı için çalışırken, takımının şampiyon olamamasından çok etkilenmiş, ameliyattan 10 gün sonra maça bile gitmişti. Sonrasında onu da aynı hastalıktan kaybettik. Sakıp Sabancı kardeşinin suikaste kurban gitmesinden sonra, bu darbeyi aklından hiç çıkaramadı ve o da aynı hastalıktan hayatını kaybetti. Mehmet Ali Birand’da aynı hastalıktan ameliyat oldu. Ameliyat sonrasında bir televizyon kanalına bağlandı ve haber konuştu. Sonra da ekranlara döndü. Bu konuda çok sayıda örnek bulabiliriz..

 

Aslında hastalıklar bir mesaj olarak alındığında sonuç çok daha farklı olabilir. Ancak insanlar değişime direndiklerinden, değişim bir türlü gerçekleşmiyor. Sonuçta güçlü, zeki ve algıları yüksek insanlar zarar görüyor. Steve Jobs’un söylediği bu cümle çok önemli.” Yaşamımda beni ileriye götüren tek şey, yaptığım işe olan aşkımdır. Bundan hiçbir zaman kuşkum olmadı.” Aslında bu cümle şu şekilde okunabilir. “Yaşamımda beni ölüme götüren tekşey, yaptığım işe aşkımdır. Bundan hiç kuşkum olmadı.” Gerçekten işi onu ileriye hatta zamanın ötesine genç yaşta taşımıştır. Sektördeki yapıyı değiştirmiş, çok önemli buluşlar yapmış, sinema ve müzik sektörünü yıkmış, şarkıcıların cd satışlardan para kazanamamasını ve konserlere başlamalarını sağlamış, tarihe geçmiş ama kendisi için çok fazla birşey yapamamıştır.

.

Soyadının da etkisi ile işi çok önemseyen Jobs, çok önemli başarılara imza atmış ama kendisi, ailesi ve çocukları ile birlikte yaşaması gereken zamanı yaşayamamıştır. Acı çekmek başarılar getirse de, acılı stratejiler belir bir zamandan sonra değişebilmelidir. Bu strateji değişmediği için en önemli buluşlarını en acı çektiği zamanda gerçekleştirmiştir. Vücudu bu kadar acıya dayanamamış ve sonunda pes etmiştir. Bu anlamda elmadaki kurt Jobs’un içine düşmüş ve iş konusuna duyduğu aşk olan bu kurt onu yiyip bitirmiştir.

 

Stay Hungry Stay foolish sözüne bir cümle ilave edilebilir. Stay Hungry, stay foolish, Stay Alive. Şimdi bir çok kişi Steve Jobs gibi çok başarılı olursak ölebiliriz diye düşünerek yaratıcılık süreçlerini kullanmayı erteleyecektir. Herhangi bir şeyi kendinizden daha fazla önemserseniz, bunun hesabını ödersiniz. Steve Jobs’tan öğrenilmesi gereken tek şey, üniversiteden, aileden, Apple’dan isteği dışında” dışarıda” kalan birisi içeriye hiç giremeyecek ve kendisi ile bile iletişim kurmakta zorlanacaktır. Kendinizi bir kontrol edin, içeride misiniz? dışarıda mısınız? bir tarafta ya da eşikte kalmışsanız, hayatınızda sorunlar olabilir. Kendi kararınızla yapacağınız değişim, istediklerinizden fazlasını da size verecektir, kendinizi iyi hissetmeye ve duygularınızı ifade etmeye başladığınızda.

 

yazan: Cengiz Eren

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız