Neden Bazı İnsanlar Daha Çok Öfkelenirler?

0
947

 

Kızgınlığın ve öfkenin yönetimi konusunda yapılan araştırmalara göre, bazı insanların “kafasının tası” diğerlerine göre daha çabuk atmaktadır. Bunlar ortalama bir insandan daha kolay kızar ve bu duyguyu daha yoğun yaşarlar. Diğerleri ise kızgınlıklarını pek öyle gürültülü ve dramatik şekillerde göstermeseler de, kronik olarak sinirli ve terstirler. Kolayca kızan kişiler her zaman öyle bağırıp, küfretmez, eşya fırlatmazlar. Bunlar yerine, onların kızgınlık ifadeleri, içine kapanmak, surat asmak ya da fiziksel olarak hasta olmaktadır.

Bu insanlar neden böyledir? Bunun pek çok nedeni vardır. Nedenlerden biri genetik ya da fizyolojik olabilir. Bazı çocukların daha doğuştan sinirli, alıngan ve kolayca kızabilen bir yapıda olduklarına ilişkin kanıtlar vardır. Diğer neden de sosyokültürel olabilir. Kızgınlık genellikle olumsuz bir duygu olarak kabul edilebilmektedir.

Daha küçük yaşlardan itibaren bize, kaygımızı, üzüntümüzü ya da diğer duygularımızı ifade etmemizin uygun olduğu, ancak kızgınlık ifadesinin “ayıp “ ya da “günah” olduğu mesajı verilmektedir.

Sonuçta, bu duygumuzla nasıl başa çıkabileceğimiz ve nasıl yapıcı bir şekilde yönlendireceğimiz, bize öğretilmemiştir. Araştırmalar bunda aile yapısının da önemli olduğunu göstermiştir. Kolayca kızan kişilerin tipik olarak kavgacı, dengesiz, kaotik ve duygusal iletişimde becerisi olmayan ailelerden geldikleri gözlenmiştir.

Öfkeye eşlik eden fizyolojik belirtiler ise, kas geriliminin artması, kaşların çatılması, dişlerin gıcırdatılması, ters ters bakma, yumrukları sıkma, yüzün kızarması, titreme hissi (özellikle el ve ayakta), uyuşma hissi, tıkanma hissi (nefes almakta zorluk), vücudun çeşitli bölgelerinde seyirmeler olması, terleme, kontrol kaybı, sıcaklık hissi, burundan soluma, dudakları ısırma, beynin zonklaması, baş ağrısı ve hareketlerin hızlanması gibi tepkilerdir.

Öfkemizi Boşaltmak İyi midir?

Yapılan son araştırmaların ışığında artık bunun çok yanlış ve tehlikeli bir inanç olduğunu söylemek mümkün. En iyisi, kızgınlığınızı neyin tetiklediğini bulmanız ve kendinizi öfkeyle kaybetmeden, bu nedenlerle nasıl başa çıkabileceğinizin stratejilerini geliştirmektir.

Hangi Stratejiler Öfkenizin Taşmasını Önler?

Gevşeme:

Derin derin nefes alma, sakinleştirici durum ve manzaraları zihnimizde hayal ederek canlandırma gibi teknikler, kızgınlık ve öfkemizi yatıştırmamızda ve sakinleşmemizde yardımcı olurlar. Bu gevşeme tekniklerini öğrenebileceğiniz kitaplar, kasetler ya da dersler bulabilirsiniz. Bunları bir kez öğrendiniz mi her durumda kullanabilirsiniz.

Eğer çabuk parlayan kişilerden oluşan bir ilişki içindeyseniz, bu teknikleri ilişkideki tüm tarafların öğrenmesinde yarar vardır.

Deneyebileceğiniz bazı basit yöntemler:

  • Diyaframınızdan derin nefesler alın; göğsünüzün alt kısmıyla nefes almanız sizi rahatlatmaz. Nefes alıp verdiğinizde göğsünüz değil, karnınız şişmelidir.

  • Nefesinizi derin bir şekilde alırken, kendi kendinize tekrar tekrar “Gevşe!” ya da “Sakin ol!” diyerek telkinde bulunun.

  • Belleğinizden çağırarak ya da hayal ederek sizi gevşetecek bir yer ya da ortamı düşünün ve gözünüzün önüne getirmeye çalışın.

  • Kendinizi zorlamayacağınız, yavaşça yapılan egzersizlerle kaslarınızı gevşetmeye çalışın.

Öfkenin ne bastırılması ne de inkâr edilmesi sağlıklı ve etkili bir ifade yolu olarak görülmemektedir Sonuçta her tür öfkenin kişiyi uyarıcı, koruyucu veya harekete geçirici bir işlevi vardır. Dolayısıyla öfke organizmayı bir problem olduğunda uyarır ve kendisine zarar verici veya saldırgan davranma eğiliminden kişiyi haberdar etmede etkin bir rol oynar. Öfkenin sağlıklı olarak yaşanıp ve yönetilebilmesi için kabul edilmesi, nedenlerinin ve biçiminin anlaşılması ve kesinlikle saldırgan biçimlerde ifadesinin kontrol edilmesi gereklidir.

web tasarım

 

yazan: Uzm. K. Psi. Yasemin Meriç Kazdal

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız