Sevgililer Günü, her ne kadar tüketim toplumlarının yarattığı suni bir gündem olsa da sevgilisi olan ya da olmayan bir çok kişinin farklı ruh hallerine bürünmesine sebep olduğu yadsınamayacak bir gerçektir. Kimi insanı diğer tüm özel günlerde olduğu gibi bir hediye telaşı, kimini de birlikte olduğu bir sevgilisi olmadığı için hüzün duygusu sarabilir. Sevgililer Günü olarak kabul edilmiş bu günde biraz ilişkilere, ilişkilerimize yaptığımız duygusal yatırıma ve ilişkilerin üzerimizde oluşturabileceği etkilere değinmek faydalı olabilir diye düşünüyorum.
Herkes tarafından bilindiği üzere, ilişkilerimizin ruh sağlığımız üzerinde önemli etkileri vardır. Hatta hayatımızda iyi ilişkilerin olmasının sağlığımız için beslenme ve rutin egzersiz kadar olumlu yönde etkileri olduğu belirtilmektedir. Dahası toplumların sağlığının bile ilişkilerimizin kalitesine bağlı olduğu söylenmektedir.
Günümüzde, “aşkın kimyası” büyük kitleler tarafında ilgi çeken bir konu haline dönüşmüştür. Nörobiyologların yaptıkları bilimsel araştırmalar hem romantik ilişkinin hem de anne-çocuk sevgisinin sinirsel temellere dayandığına işaret etmektedir. Her iki tür sevgi de beyinde oksitosin ve vazopressin adı verilen hormonların çalıştığı alanları aktif hale getirir ki, salgılanan bu hormonların da beyindeki negatif duyguları ve yargıları ortadan kaldırıcı etkisi gözlenmiştir. Bu hormonların bizdeki etkilerinin aynı zamanda sosyal yakınlık kurma, şefkat, bağlanma gibi olguları da açıkladığı araştırmalarla belirlenmiştir. Örneğin, bir annenin yaramaz çocuğuna vazoyu kırmasına rağmen kızamaması ya da bir kişinin sevgilisinin hatalarına rağmen onu kolayca affedebilmesinde olduğu gibi.
Hem ruhsal açıdan hem de fiziksel olarak varlığıyla, üzerinizde olumlu etkiler yaratan bir ilişki yaşıyorsanız şanslısınız. Bu şansı ilişkinizde sağlıklı iletişimin ve sürekliliğin devamı için değerlendirmek sizin elinizde. Kurduğumuz ilişkilerde kendimize şu soruları sorarak, aynı zamanda iç dünyamıza da kısa bir yolculuk yapabiliriz:
- Sevdiğiniz kişilerin sizden beklentilerini biliyor musunuz?
- Zaman zaman ilişkinize dışarıdan bakıp, kendinizi olumlu ve olumsuz yönlerinizle değerlendirebiliyor musunuz?
- Kendinizi sürekli birileri ile temas halinde olma ihtiyacı içinde buluyor musunuz?
- İlişkileriniz yaşamınızın diğer alanlarını (iş, aile, kişisel ihtiyaçlar vb.) nasıl etkiliyor?
Bu kısa yolculuktan sonra aşkı yakaladığını düşünenlere, aşkını göstermek için kıssadan hisse öneriler…
İçinizi saran bu özel duyguyu fazlasıyla dışa vurmanız için en iyi fırsatlardan biri, sevgililer günü, bu fırsatı iyi değerlendirin. Bu duyguyu yaşayamayanlar yani sizin kadar şanslı olmayanlar da var, sadece bu bile sevgilinizi bir kez daha kucaklamanız için kocaman bir sebep!
Sevgilinize “seni seviyorum” demeyeli ne kadar oldu? Hemen şimdi! Kendinize bir fırsat yaratın, bir mesaj atın, kulağına fısıldayın ya da masasına minik bir not kâğıdı bırakın.
Ben daha orijinal bir şey yapmak istiyorum mu diyorsunuz? O halde vakit kaybetmeyin ve hemen düşünmeye başlayın. Biraz empati işinizi kolaylaştıracaktır. Ne yaparsanız çok mutlu olur? (ama sizin gözünüze değil onun gözüyle bakmayı sakın ihmal etmeyin)İşte onu hayata geçirmenin tam zamanı.
“Şu özel günlere sinir oluyorum, sırf para tuzağı” mı diyorsunuz? O halde paranın yapabileceğinden öteye gidin. Sevgilinize para harcayarak değil emek harcayarak bir hediye verin. Onun için bir şarkı ezberleyin ve ona söyleyin, en sevdiği yemeği yapın ya da sadece sizin bilebileceğiniz çok özel bir sürpriz…
Bir de madalyonun diğer tarafına bakalım, bu sene de yalnızım diyenler, işte size de öneriler..
Duygularınızı kabul edin ! Sevgililer gününde yalnız olduğunuz için kendinizi üzgün hissediyorsanız, öncelikle bu duygunuzu kabul etmeye çalışın. Dünya çiftlerle doluymuş gibi göründüğünde üzgün hissetmek doğaldır. Bu duygularınızla barışın ve geleceğe odaklanın.
Sevgililer gününün gerçek anlamını hatırlayın! Sevgililer günü sadece evli çiftler ya da sevgililer için değildir. Bugün dostlarınız, çocuklarınız, anne-babanız, iş arkadaşlarınız gibi yakın olduğunuz kişileri hatırlayıp, sevginizi paylaşacağınız bir gündür. Bunun sadece romantik bir durum gibi yaşanmasına izin vermeyin. İster biriyle birlikte ya da evli ister yalnız, bugün size yakın olan kişilere değer verdiğinizi göstermek için bir fırsattır.
Bir macera planlayın! Sevgililer gününde yalnız olmaya odaklanmaktansa, heyecanlı bir şey planlamak için kendinize izin verin. Örneğin, yapmaktan hoşlandığınız ama uzun zamandır ertelediğiniz bir aktivite ya da bir hafta sonu tatili planlayın. Yeni bir şeyler denemek için kendinize meydan okuyun. Farklı bir arkadaş grubuna ya da bir partiye katılmak da planlarınız arasında olabilir.
İlişki hedeflerinize açıklık getirin! Bir ilişkiniz olmasını mı istiyorsunuz? O zaman bu yıl biri ile tanışmayı önceliğiniz haline getirin. Kurslara gidin, davetleri kabul edin, arkadaşlarınıza ve ailenize yeni bir ilişkiye açık olduğunuzu söyleyin. Önyargılarınızdan kurtulun ve hedeflerinizi gerçekleştirmek için kendinizi zorlayın.
Kendinize nazik davranın! Kendinize güzel bir banyo, lezzetli bir yemek, sevdiğiniz bir film veya kitap hediye edin. Kendinizi yeni, taze yollarla şımartın. Çünkü sevgililer gününde yalnız olmak da yine sevdiğiniz ve değer verdiğiniz birine sevginizi ve şefkatinizi göstermektir; mesela kendinize.
Kaynakça:
1. Esch, T &. Stefano, G. B (2005). The Neurobiology of Love. Neuroendocrinology Letters, No.3 June Vol.26.
2. Zeki, S. (2007). The Neurobiology of Love. Federation of Biochemical Societies Letters, Jun 12; 581(14):2575-9.
3. Yukarki, H. (2008) AÇDH