Geleceğinizi Değiştirecek İpuçları

Yaşam her insana bir tiyatro oyunu ve o oyunun başrol oyunculuğunu bahşetmiştir. Bazıları bu oyunu kendi yazar kendi oynar bazıları akışına bırakır bazıları da başkasının yazdığı senaryolarda oynamayı tercih eder. Şüphesiz insanı en mutlu edecek olan kendi yönettiği; kendi yazıp kendi oynadığı sahnelerdir.

Kariyerin bir meslek seçmekle, bir iş bulmakla, terfi etmekle başlayacağını düşünenler için kariyer tanımını ve kapsamını netleştirmekte fayda görüyorum. Kariyer yaşam boyu yaşadığımız olayları kapsayan bir süreçtir. Ben bu sürecin tamamına yolculuk diyorum, Kariyer Yolculuğu…
Bu yolculuk Dünyaya geldiğimiz andan itibaren başlar. Nasıl mı? Küçükken seçtiğimiz oyunlar, oyuncaklar, davranışlar ve yaptığımız her tercih bizim kariyer yolculuğumuza şekil verir. Örneğin bir çocuk oyuncaklarıyla daha fazla zaman geçirip yalnız başına dakikalarca oynamayı tercih ederken başka bir çocuk çevresinde insanların olmasını, onlarla konuşmayı, iletişim kurmayı tercih ediyorsa bu iki çocuğun geleceklerinin birbirine benzer olmasını bekleyemeyiz. Her ikisi de yıllar geçtikçe farklı tercihler yaparak, farklı bilgi, beceri ve yeteneklerle donanacaklardır.  
Aslında sizler de Kariyer Yolculuğuna çoktan çıktınız. Bazılarınız bu yolculuğun eğitim parkuruna devam ediyor, bazılarınız tamamladı, bazılarınız da iş yaşamı parkuruna henüz giriş yapsa da hepinizin önünde bu zamana kadar alışık olmadığınız yeni bir kariyer evresi var. Toplam eğitim aldığınız süreyi hesaplarsak ortalama 14-18 yıllık bir süreçten geçiyorsunuz. Bu süre içerisinde her yılınız mutlaka birbirinden farklı geçmiştir. Her yıl deneyiminiz artmış ve öğrenmeyi biraz daha öğrenmiş olarak bir sonraki yıla devam etmiş olursunuz. Özelikle üniversitedeki son yılınızda ders çalışma, kısa yoldan öğrenme, öz disiplin, not tutma, not bulma, ders geçme ve bunlara benzer birçok öğrenci yetkinliği konusunda ilk yıllara göre çok deneyimli hale gelirsiniz.
Genel olarak iş yaşamı, evlilik, aile ve hayatın diğer tüm alanları da böyledir. Zaman geçtikçe deneyim kazandıkça yaşam bize neyi nasıl yapacağımızı öğretir. Tabi öğrenene kadar bazı bedelleri ödemek gerekir. Bu bedelin en ağır çıktıları; Zaman kaybı, kalıcı tatmin sağlayan bir işe ulaşamamak ve mutsuzluktur.
Şimdi zihinlerinizdeki hayal merkezinin düğmesine basmanızı ve filmi biraz ileriye sararak kendinizi iş dünyasındaki geleceğinize taşımanızı istiyorum sizlerden.
Kariyer yolculuğunun iş yaşamı ana yoluna ilk çıktığınızda genellikle bir kaos içine girersiniz. Bu kaos tam olarak ne yapacağını, nereye yöneleceğini, neye ağırlık vereceğini bilememe durumudur. Doğru olarak düşündüğünüz bazı yolları denersiniz ve bir süre sonra o yol da yolculukta sizi tatmin etmez. Ya onca yürüdüğünüz yoldan geri dönersiniz ya da tali bir yol varsa başka bir ana yola geçiş yapmaya çalışır bir de o yolu denersiniz. Bu hep böyle gider ve bir süre sonra dene, yanıl, aradığını bulama döngüsü size tat vermez hale gelir. Bundan sonra neler olur peki?
 Tükenmişlik sedromuna girebilir ve hiçbir adım atmadan öylece kalırsınız yerinizde. Bu arada üretemez, yenilik yapamaz ve hiçbir şeyden keyif almazsınız.
 Depresyona girebilirsiniz.
 Hayal dünyanız emekliliğinize gün saymak ve emekli olunca alacağınız altın kol saatini düşünecek kadar sıradanlaşır.
 Yaşadığınız bu sıkıcı döngüden rahatsız olur, yaşamınızın anlamını ve yaptığınız işin anlamlılığını sorgulamaya başlarsınız. Size uygun, yaşam amacınızı ifade eden severek ve eğlenerek yapacağınız işi aramaya başlarsınız.
Yaşam her insana bir tiyatro oyunu ve o oyunun başrol oyunculuğunu bahşetmiştir. Bazıları bu oyunu kendi yazar kendi oynar bazıları akışına bırakır bazıları da başkasının yazdığı senaryolarda oynamayı tercih eder. Şüphesiz insanı en mutlu edecek olan kendi yönettiği; kendi yazıp kendi oynadığı sahnelerdir.
Bunu nasıl yapabilirisiniz? Kariyerinizin iplerini siz nasıl ele alabilirsiniz?
Çok basit aslında…
Kendi kendinizin kariyer koçu olun!
Evet yanlış duymadınız…
Kariyer koçluğu dünyada bireyler ve kurumlar tarafından gittikçe tercih edilen bir dış destek yöntemi. Bu yöntem en sağlıklı dış destek olarak tanımlanıyor. Nedeni ise kişiye hazır yanıt vermek yerine, sorular sorarak kişinin ihtiyacı olan yanıtları kendi iç dünyasından bularak bütün iç kaynaklarını ortaya çıkarabilmesidir. Yani kişiye hazır balık vermektense hayatı boyunca yiyebileceği kadar balık tutabilmeyi öğretiyor. Bu nedenle de Kariyer Koçu devreden çıktığında sistemde çöküş yaşanmıyor. Kariyerinde gelecekte karşısına çıkacak sorunları çözebilecek bilgi ve becerilerle donanmış olan kişi kendi kendinin kariyer koçu haline gelebiliyor.
Kariyer koçluğu yaklaşımında amaç, kişinin kendini tanıyarak doğal yeteneklerini keşfetmesini, yaşam amacını bulmasını, iş ile ilgili değerlerini, motivasyon kaynaklarını, ilgilerini, sahip olduğu kişisel, teknik ve dönüştürülebilir becerilerini bulmasını sağlayarak bu doğrultuda kariyer hedeflerini oluşturup severek, eğlenerek yapacağı ve mutlu olacağı işi araması ve bulmasıdır. Bu bütünsel çözüm kişiye iş yaşamında kalıcı tatmin ve mutluluk getirir. Yaşam amacını bulmuş bunu zamanla geliştirmiş ve bir işe dönüştürmüş kişi yaptığı işte doğal yeteneklerini kullandığı için zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak en yüksek verimlilikle çalışacaktır. Başarı kolaylıkla arkasından gelecektir.
Kariyer koçluğu desteğiyle aşağıdaki sorulara kendi iç dünyanızdan size ait yanıtlar ve kazanımlar elde edersiniz;
Ne yapmak istiyorum?
Kendimden nasıl emin olabilirim?
Karasızlığımı nasıl ortadan kaldırabilirim?
Nereden ve nasıl başlayacağım?
Hangi yol bana daha uygun?
Hangi yolu seçersem gelecek bana harikalar sunacak?
Neyi sevdiğimi nasıl bulabilirim?
Yeteneklerim neler?
Hepinize pozitif yönde değişerek gelişeceğiniz bir gelecek diliyorum…

Kariyer yolculuğunun iş yaşamı ana yoluna ilk çıktığınızda genellikle bir kaos içine girersiniz. Bu kaos tam olarak ne yapacağını, nereye yöneleceğini, neye ağırlık vereceğini bilememe durumudur.

Cem Yılmaz bir televizyon programında neden dizi yapmıyorsun sorusuna şu yanıtı vermişti; “Ben hayatta hep en kolay yaptığım şeyleri tercih ettim. Bir işi kolay yapabiliyorsam demek ki onu yapmam gerekir diye düşünürüm. Zor yaptığım işlerin bana uygun olmadığını düşünüyorum”.
Cem yılmazın başarısını yadsımamız mümkün değil. Bu başarıyı elde etmesinde yaptığı işi çok severek yapması, kolay yapabildiklerine yönelmesi, işini yaparken eğlenebiliyor olması ve işini sevdiği içinde çok çaba sarf etmesinin payı çok büyük. O nedenle başarı peşinde koşmaktansa başarıyı getiren özelliklerimizi bulup çıkarıp onları geliştirmek daha kalıcı bir çözümdür.