Çocuğunuza Katı Kurallar ve Baskı Kurmanın Kötü Sonuçları

0
1819

Katı ve baskıcı bir tutum, otoriter anne ve baba yaklaşımının sonucudur. Genellikle ebeveynler tarafından çocuklara, kendi talep ve beklentilerinin baskıcı yollarla kabul ettirilmesi yaklaşımıdır.

Çocukların katı kurallar ve güç karşısındaki tepkileri ise çoğunlukla, olumsuz davranışlar, başkaldırma, kızgınlık, düşmanlık, yağcılık, geri çekilme, içe dönme, öfke, kin, boyun eğme, yalan söyleme, öç alma arzusu, suçlayıcı olma, aldatma, kaybetmekten nefret etme, küskünlük şeklinde olabilmektedir. Otoriter ve baskıcı tutumlara sıklıkla maruz kalan çocuk danışanlarımızdan ilginç geribildirimler alırız. “Artık daha fazlasını yapmak için uğraşmıyorum, zaten hep daha fazlasını istiyorlar ve memnun olmuyorlar. Mükemmel olmam için beni çok fazla zorluyorlar. Çünkü kendilerini tatmin etmek istiyorlar, kendi yapamadıklarını benim üzerimde denemek istiyorlar. Doktor olmam için çok baskı var ama ben istemiyorum ve sırf onlar mutlu olsun diye doktor olmayacağım…” Lise öğrencisi bir danışanıma ait bu sözler. Aile ile çok büyük bir mücadelenin içinde. Kazananı olmayacak bir mücadele ne yazık ki.

“Onlara o kadar kırgınım ki benim ne hissettiğimi hiç anlamaya çalışmıyorlar. Varsa yoksa kendi istedikleri.” Bu da bir başka danışanımızın yorumu. Aileye kırgın, anlaşılmadığını, hislerine saygı duyulmadığını düşünüyor.

“Görecekler, çok yakında bu evden çekip gideceğim, onlar yüzünden erkenden evleneceğim ve kurtulacağım onlardan.” Bir genç kız olan danışanımız, o kadar ailesinden intikam almak istiyordu ki! Haksızlığa uğradığını inanıyordu.

“Annem ve babam, erkek arkadaşımla dışarı çıkmama izin vermiyorlar, ben de onlara yalan söylüyorum, kütüphaneye ders çalışmaya gidiyorum, diyorum ve çıkıyorum.” diyor bir diğeri, çünkü uygulanan anlayışsız katı kurallardan fazlaca yorulmuş ve kafasına koyduğunu yapıyor. Özgürlüklerine saygı duyulmayan ve kabul görmeyen çocukların yalan söyleme, kandırmaya çalışma eğilimleri çok daha fazladır. Aileler çocukların özgürlük çığlıklarını hiçe saydıklarında ve kendi inandıkları katı kuralları uygulamaya çocuğu zorladıklarında çocuk, kendi çözümünü uygulamaya koymaktadır ve bunu yaparken de sevgi duygularıyla değil; öfke, öç alma, kin, nefret gibi duygularla yapmaktadır.

Aslında bu kadar katı ve baskıcı olmalarının altında kendi gençlik ve çocukluklarında yaşadıkları duygular baskılar yatmaktadır. Ailelerinden deneyimlediklerini çocuklarında uygulamaya girişirler. İşe yaramadığını bile bile yaparlar üstelik. Oysaki ebeveynler, kendi gençliklerini hatırlayabilirler. Aynı mücadeleleri gençliklerinde verdiklerini hatırlamak, anlayışlı olmanın önünü açabilir.

Çocuğun değişmesi, kural ve sınırları onaylaması da mümkündür ancak, öncelikle çocuğun neden değişmesi gerektiğini bilmesi önemlidir ve çocuğun değişime motive olması için bir şeye gereksinim duyması gerekir. Çocuklar aynı zamanda ödül ve ceza ile de motive olurlar. Ancak, ödül ve cezanın doğru şekilde ve doğru zamanda verilmesi önemlidir. Gereksinim ve ihtiyaç duymadan ailelerin çocuklara ödül vermesi çoğunlukla işe yaramaz. Yaptığı yanlışlar için çocuğa verilen cezanın sonunda çocuk, davranışı yapmayı tamamen bırakabilir. Çocuğun iyi davranışı hemen ödüllendirilmezse etkinliği azalır. Derslerini çalıştığı için bir ay sonrasına bir etkinlik planlamak, yapıcı olmayacaktır. Ödül ve ceza sürekli yapılırsa, çocuk bağışıklık kazanır ve etkinliği kalmaz. Her seferinde ödül ve cezanın boyutunu artırmayı deneyen aileler, bunun sonunun olmadığını acı bir şekilde fark ederler. En etkili alışkanlık değiştirme ve olumlu davranış kazandırma yolu, kazan-kazan stratejilerini, ilişkileri geliştirmek için kullanmak olacaktır.

Özlem Aktaş İnci Aktaş

Çocuğunuzun Koçu Olun kitabından

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız