MUTLULUK HAKKINDA

0
795

 

Mutluluk; insanın istedikleri ile yaptıkları arasında denge sağlamasıdır. İstenilen ile elde edilen arasında uçurum olursa mutlu olamayız. Ya istediklerimizi elde etmeli veya elde ettiklerimizi sevmeliyiz. Kendini başkaları ile karşılaştıran, mutlu olamaz. Tatmin edilmeyen her istek ve arzu, mutsuzluk doğurur. Gözü, sahip olmadıklarında olan asla doymaz.

Mutluluk dış sebeplerden değil iç sebeplerden gelir. Mutluluk, zihinsel bir tutum ve bir bakış açısıdır. Mutluluk, kendini mutlu hissetmekten ibarettir. Mutluluk, bir süreç ve yolculuktur, varılacak bir nokta değildir. Mutluluk, onu elde ettikten sonra bir şey yapma ihtiyacı duymayacağımız bir nesne değildir. Sözümüzün geçmediği, kontrol edemediğimiz, her an elimizden çıkabilecek şeyler bizi mutlu edemez. Gerçek mutluluk, etkinliğimizi hissetmektir.

İnsanlardan gelecek olumsuzluklara hazır olarak yaşarsanız, hiçbir şey sizi hayal kırıklığına uğratamaz ve mutluluğunuza engel olamaz. Birisine iyilik mi yaptınız, onun sizi tanımazdan gelebileceğini kabul edin. “İnsanların böyle yapmaması gerekir.” diyorsanız, her adımda tökezler ve bedbaht olursunuz. İnsanlar bizim istediğimiz gibi değil, kendi istedikleri gibi davranırlar. Bizim vazifemiz, kendi davranışlarımıza egemen olmaya çalışmaktır.

Mutlu olmak için mutlaka saraylarda yaşamak gerekmez. İnsan pek basit ve mütevazı şeylerle de mutlu olabilir. Mutluluk öznel bir hâldir. Sahip olunan şeylerin mutluluğu temindeki rolü pek azdır. Gelirine göre yaşamayı bilmek, kendine yeterli olmak, zor bir işi başarmak, birisine yardım etmek, üzerine düşen görevi yapmak ve küçük şeylerden zevk almasını bilmek ve şükretmek, mutluluğun temelidir. Şükran duygusundan yoksun kimse hiçbir şeyden zevk alamaz ve mutlu olamaz.

Bir insanı güzel bir yemek veya pahalı bir giysi mutlu edebileceği gibi, bir başkasını da kitap okumak veya birisine yardım etmek mutlu edebilir. İnsanların çoğu, esasında hiçbir şeye yaramayan şeyleri mutluluk aracı sanırlar. Onlara kavuşunca da kısa zamanda bıkar, bir başkasını isterler. Böylece istek ve arzuların ardı arkası kesilmez.

 

İnsanlar fazla somurtuyor, yüzleri gülmüyor ve neşelenmiyorlar. Bize biraz mizah lazımdır. Biraz gülümseme lazımdır. Hiçbir an üzüntüye yer vermemeliyiz. Fazla ciddiyet, bütün neşemizi alır götürür, hayatımızı karartır. Bazen her şeye boş vermesini ve kendimizle dalga geçmesini bilmeliyiz.

*

Cuma Özusan

Kaynak: Bilgece Yaşamak

www.gencgelisim.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız