Klasiklerimiz çocuklara da uyarlanmalı

0
907

Prof. Dr. Rahim Tarım: “Klasiklerimiz çocuklara da uyarlanmalı”

Şifa Duman (Sanatalemi.net)

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’in Timaş Kitapkahve’de düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri’ne bu hafta Prof. Dr. Rahim Tarım konuk oldu. Eğitimci şair Filiz Çırpıcı’nın yönettiği toplantıda Prof. Dr. Rahim Tarım, “Çocukluk ve Şiir” başlığı altında güzel bir konuşma yaptı.

İnsana ait her şeyin çocukluk döneminde şekillendiğini söyleyen Prof. Dr. Rahim Tarım, “Çocuk insanoğlunun bir küçük çekirdeği olduğu için insana ait her şeyi bünyesinde barındırıyor. Hem ruhsal olarak, hem fizyolojik olarak kapsıyor. Korkularını, öldürme içgüdüsünü her şeyini barındırıyor ve her şey çocukluk döneminde şekilleniyor. Burası biz edebiyatçıları aşan bir durumdur. Psikolojinin alanına girme zorunluluğu hâsıl oluyor. Mehmet Kaplan Hocamız şunu vurgulardı: ‘Edebiyat ana eksen olmak kaydıyla biraz psikolojiden, sanat tarihinden, felsefeden, sosyolojiden ve tarihten mutlaka haberdar olmak zorundasın.’ Kendisi de bazı şiirleri psikanalizme dayanarak şiir analizi yapmıştır.” dedi.

Çocukluk dönemi basit olarak görülüp geçiştirildiğini dile getiren Tarım, konuşmasına şöyle devam etti:

“Çocukluk geçmişe yönelik nostalji değildir. Şimdi ne isek hepsinin tohumlarının atıldığı yer çocukluk dönemidir. İnsanın ilk evresidir. Anlattıklarım ‘çocuk ve şiir’ değil, ‘çocukluk ve şiir’dir. İkisi farklı kavramlar. Çocuksu ile çocukluluğu karıştırmayalım. Çocukluk ilk devremizde yetişkinliğimize olan etkisidir. Çocukluk anne baba gibi değil, üzerimize giydirilen her şeydir. Kendi kalıplarımız ve kişiliğimizdir. Çocuksu ise bazı meslek gruplarında ve yetişkinlerde çocuk gibi davranmaktır. Çocuk dünyasına inip oradan çıkamamak gibidir.”

Romantizm kavramının etkilerinin günümüzde de devam ettiğine değinen Tarım, romantizm akımının çocuğa çok önem verdiğine dikkat çekerek, tıpkı atılan atom bombasının yaydığı radyasyonun etkilerinin hâlâ görüldüğü gibi romantizmin de etkilerinin görüldüğünü belirtti.

ŞAİRLERDE İLHAM HER ZAMAN YOKTUR

İlhamın şairlere her zaman gelmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Rahim Tarım, “Şairlerde ilham her zaman yoktur. Geldiği zaman ne kadar yazabilirler ki? Birkaç mısra. Sonrası sistematik çalışma ile olur. Sanatçı, durduk yerde, ‘Birçok şiir yazdım, bir tane de çocuklukla ilgili yazayım.’ demez.” dedi.

Prof. Dr. Rahim Tarım, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Anılar sinestezi gibidir. Tatlar kokular bizi bir yerlere götürür. Sanatçılarda regresyon var. Aslında bu bir hastalıktır. Yetişkin insanların kendilerini çocuk gibi hissetmesidir. Çocukluk dönemindeki davranması, parmağını emmesi, annesinin kucağına oturması gibi davranışlar örnek verilebilir. Edebiyatta regresyona rahmetli bilim ve tıp adamı Ayhan Songar dikkat çekiyor. Regresyon, sanatçının birden bire olduğu durumdan çıkması, herhangi bir etki ile çocukluğuna dönmesidir. Ve o anda birkaç satır yazmasıdır ama bütünüyle yazıya bu etki etmemektedir. Sanatçı, eserini çalışma ile geliştirir.”

ŞİİRDE SİNEMADA BATI’DAN GERİDE DEĞİLİZ

İyi şairlerimiz ve sinemacılarımız olduğuna vurgu yapan Tarım, konuşmasının sonunda şu görüşlere yer verdi: “Şiir ve sinemada Batı’dan geride değiliz. İyi çalışmalar yapılıyor. Fakat yeteri kadar önemsemiyoruz. Sanatçıları küstürüyoruz. Hepimiz farklı düşünebiliriz. Önemli olan bu ülkenin kültürüne, değerlerine hizmet etmektir, evrensel değerler içinde bir şeyler üretmektir. İdeolojik yaklaşmamalıyız.”

Batı’da çocuklara yönelik klasik eserlerin, üç ayrı yaş grubuna hitap edecek şekilde sadeleştirildiğini belirten Prof. Dr. Rahim Tarım, bizdeki eserlerde böyle bir sınıflandırma olmadığını, bunun yapılması gerektiğini söyledi.

Katılımın yoğun olduğu toplantıda, dinleyicilerden gelen sorular, Prof. Dr. Rahim Tarım tarafından cevaplandırıldı. Dinleyicilerin, düşünceleriyle toplantıya katkıda bulundukları ve bir beyin fırtınasına dönüşen toplantı, çekilen hâtıra fotoğraflarıyla son buldu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız