Hiperaktif sözcüğü ilk kez 1902 yılında Londra’da bir konferansta tanımlanmış. Belirtileri ‘Dikkatsiz, aşırı hareketli ,sakar, saldırgan’ olarak açıklanmış. Amerika’da 1917-18’lerdeki beyin hummasından sonra çocuklarda rastlanmış ve beyin hummasına bağlı ‘Davranış bozukluğu’ olarak tanımlanmış.1980’lerden itibaren ise bu konuda yaygın araştırmalar yapılmaya başlanmış.
Hiperaktivitenin 3 alt bölümü var:
Dikkat eksikliği/Hiperaktivite birlikte, Dikkat eksikliği ağırlıklı ve Hiperaktivite ağırlıklı olmak üzere.
Hiperaktiviteyi açıklayabilmek için biraz beyinden bahsetmek gerekecek. Beyinde 4 lob( Bölüm) var. Frontal lob yönetici işlevlerle ilgilidir, parietal lob hareketle, oksipital lob görme, temporal lob da işitmeyle.
Hiperaktivite Frontal lobla ilgili bir sorun. İç ve dış ortamdan gelen bütün bilgiler Frontal lob’da işlenir ve davranış olarak ortaya çıkar. Düşünce de bir davranıştır. Hiperaktif çocukların Frontal lob’unda kararlar almasını sağlayan bilgileri taşıyacak yeterince ‘Transmitter’ yani sinir hücreleri arasında iletimi sağlayan kimyasal maddeler yoktur. Bu olmadığında çocukta uygun zamanda uygun işi yapma yeteneği ve öngörü,soyutlama ve sıraya dizme becerileri bozuluyor. Yeterince ‘Transmitter’olmadığından çocuk doğru davranışı bilir ancak davranışa karar vermesi gereken pek çok olay , ancak bunları organize edecek çok az sinirsel iletken madde vardır. Dolayısıyla beyninin yoğunluğundan davranışı uygulayamaz.
Bu durumun sonucunda ne olur:
Annesi üzerini değiş ve ödevini yap der. O gider üzerini değişir ve T.V izler. Öğretmen soru sorunca parmak kaldırmadan cevap verir. Çünkü demin bahsettiğim sıraya dizme becerisi bozuktur. Ödevlerini son güne bırakır ya da unutabilir.
Yani Hiperaktif çocukta unutulmaması gereken önemli özellikler şunlardır:
Birkaç direktifi aynı anda uygulayamaz, aynı anda hem düşünüp, hem eyleme geçemez. Detaylı görevleri bölerek yapamaz, tek parça olarak algılar. Planlama yapamaz.
Günümüzdeki verilere göre her sınıfta 1 ya da 2 Hiperaktif tanısı almış öğrenci bulunmaktadır. Ancak Dikkat eksikliği olanların % 30’unda Hiperaktivite yani aşırı hareketlilik yoktur. Aşırı hareketli çocuklara Hiperaktif yaftası yapıştırmadan önce mutlaka bir Çocuk Psikiyatristine götürüp teşhis konması sağlanmalıdır. Hekim Hiperaktif teşhisi koyup, ilaç başlamayı önerebilir ya da aileye çocuğa yönelik davranışlar önerebilir. Ne olursa olsun ‘Hiperaktif’ teşhisini duymak ebeveynleri paniğe sevk ettiğinden, bu durumla baş etmek ve çocuğa doğru şekilde davranmayı öğrenmek için mutlaka bir ‘Terapist’den yardım almaları gerekmektedir. Çocuğu ‘Hiperaktif’ teşhisi aldıktan 2-3 yıl sonra ciddi anlamda çökmüş ve bu durumla baş edemez hale gelmiş pek çok ebeveyne rastlandığından bu yardım ciddi öneme sahiptir.
Ne yapmalıyım?
Çocuğunuz kendi davranışını kontrol edemiyorsa, davranışlarını onun için siz şekillendirin. Kazara uslu durduğunda ya da doğru davranış sergilediğinde onu bir ‘Aferin’le ya da çok istediği bir oyunla ödüllendirin. Zararsız olan ama sizi rahatsız eden davranışlarını görmezden gelin. İstenmeyen davranışlar sergilediğinde bir bedeli olacağını bilsin ama bu yaptırımı kızgınlıkla uygulamayın. Çocuğunuza tek bir iş verin, isteğinizi ona sözlü olarak tekrarlatın ve takipçisi olun. Çocuğunuza bir şeyi 5 kez söyleyip, yapmadığı için söylenmek yerine işi yapmadığında nelerden mahrum kalacağını söyleyin.
yazan: Psk.Dnş.Özden ŞENKOYUNCU