ACI ÇEKMEK

0
818

Bütün hayatımız acılara karşı verdiğimiz bir mücadeledir. Acı çekmek, insanlığın kaderinde vardır. Hayatında hiç acı çekmemiş, bolluk ve rahatlık içinde yaşamış olanlar, hayatın anlamını bilemezler. İnsan, acı çekerek insan olduğunun farkına varır ve olgunlaşır. “Istırap, insanı kendisine tanıtan bir öğretmendir.” Istırap, insanı ham ervah olmaktan kurtarır, başkalarının düşünce ve duygularını anlamayı kolaylaştırır. İnsanlığın önderleri büyük acılar çekmiş ve onları aşarak büyük olmuşlardır. Hiç kimse, güle sevine bir şey öğrenemez. Bunu bilerek yaşarsak, acıya daha kolay dayanabilir ve etkisini azaltabiliriz.

Bilgeler, bütün hayatları boyunca acıyı nasıl yok edeceğimizin cevabını aramışlardır. Hepsi acıyla yüzleşmeyi, ondan kaçmamayı öğütlüyor. ViktorFrankl, “Acıda bir anlam bularak onun üstüne çıkabiliriz.” diyor. Nazi esir kampındaki hayatı, ona bunu bizzat öğretmiştir. Ona göre, insanların acılara dayanamayıp ölmelerinin tek sebebi, acıya bir anlam bulamamalarıdır. Gelecekten umudu olmayanlar, acıya teslim olup pes etmişlerdir. Acının bir şeye yaradığına ve geleceğimizin daha iyi olacağına inanırsak acıya dayanır ve ondan, daha güçlü ve olgunlaşmış olarak çıkarız. Bir şeyi derinden sevebilmek, bizi acıya karşı güçlü kılar.

Acı çekmenin kendi başına bir değeri yoktur. Acı, bize bir şey öğretmiyorsa ve bizi daha akıllı yapmıyorsa boşunadır. Hayatları acı ve ıstırapla geçen insanların çoğunun, bundan bir şey anladığı söylenemez. Nice yoksul, sefil ve ıstıraplar içinde yaşayan insanlar var ki bu, onların ruhlarını yükseltmiyor, bazıları ruhen daha da yoksullaşıyorlar. Bazıları kendilerine eziyet ederek, çile çekerek ruhen olgunlaşacaklarını sanıyorlar. Olgunlaşmak için mutlaka çile çekmek gerekmez ve bunun yararı yoktur. Eğer bunlar, kendilerine eziyet etmekten hoşlanıyorlarsa akılsızdırlar. Psikolojide buna;“mazoşizm” denir.

 

İnsanların acıya ve ağrıya duyarlılıkları farklıdır. Kimisi az, kimisi çok acı duyar. Acıya fazla duyarlılık, insanı korkak yapar. Anestezik maddelerle acı yok edilebildiği gibi, telkinle ve ritmik hareketlerle de yok edilebiliyor. İsterik vakalarda duyulan ağrıların maddi bir temeli yoktur. “Fantom ağrılar” gerçektir. Mistik tarikatlarda cezbe ve vect hâllerinde ağrı ve acı hissi tamamen ortadan kaybolabiliyor. Bilincin telkin altında ve bir şeye aşırı yoğunlaşmasıyla, fiziki ağrılar yok olabiliyor. Hazreti Ali’nin, ayağındaki oku çıkarmak için namaza durduğunu anlatıyorlar. Küçük cerrahi operasyonlar hipnozla yapılabiliyor.

 

*

Cuma Özusan

Kaynak: Bilgece Yaşamak

www.gencgelisim.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız