Devir değişirken müşterilerin beklentileri, davranışları da buna paralel olarak sürekli değişmektedir. Eskilerin bir deyimi vardır: “Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.” Günümüz müşterisinin cebine giden yol ise kalbinden sonra beyninden geçiyor.
Üreticilerin en büyük hayali müşteri adayının kalbinde bir yer edinebilmek. Bunun için farklı pazarlama kanallarıyla müşterinin kalbine ulaşmaya onunla, iletişimi güçlendirmeye çalışıyorlar. İşte tam bu sırada “doğrudan satış/çok katlı pazarlama sistemi” devreye giriyor. Çünkü bu sistem tamamen tavsiye üzerine kurulmuştur. Satıcılar ve müşteriler dosttur. Dolayısıyla ilişkiler dostane bir havada ilerler. Bunun için güven en üst düzeydedir. Bu tarz büyümeyi seçen şirketler reklâma yatırım yapmak yerine müşteri hizmetlerine yatırım yaparak müşteri memnuniyetini en üst düzeyde sağlamaya odaklanırlar. Memnun bir müşteri, yeni müşterileri getirir ve sistem varlığını bu şekilde sürdürür.
ÖZLEM SELLER
ozlem@alitopusat.com
Devir değişirken müşterilerin beklentileri, davranışları da buna paralel olarak sürekli değişmektedir. Eskilerin bir deyimi vardır: “Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.” Günümüz müşterisinin cebine giden yol ise kalbinden sonra beyninden geçiyor.
Üreticilerin en büyük hayali müşteri adayının kalbinde bir yer edinebilmek. Bunun için farklı pazarlama kanallarıyla müşterinin kalbine ulaşmaya onunla, iletişimi güçlendirmeye çalışıyorlar. İşte tam bu sırada “doğrudan satış/çok katlı pazarlama sistemi” devreye giriyor. Çünkü bu sistem tamamen tavsiye üzerine kurulmuştur. Satıcılar ve müşteriler dosttur. Dolayısıyla ilişkiler dostane bir havada ilerler. Bunun için güven en üst düzeydedir. Bu tarz büyümeyi seçen şirketler reklâma yatırım yapmak yerine müşteri hizmetlerine yatırım yaparak müşteri memnuniyetini en üst düzeyde sağlamaya odaklanırlar. Memnun bir müşteri, yeni müşterileri getirir ve sistem varlığını bu şekilde sürdürür.
Neden Türkiye’de Hızla Yayılıyor?
1) Sistem kazan-kazan yaklaşımı üzerine kurulmuş bir sistem
Ürünleri hem kullanırken kazanıyorsunuz, hem de satarken.
Çünkü ürünü tavsiye ettiğiniz her müşteri üzerinden belli bir kazanç hakkınız var.
Sadece siz değil, tavsiye ettiğiniz kişiler de ürünü başkalarına önerdiklerinden onlar da kazanıyor.
2) Seçme özgürlüğü var
Sistem kurmak istemiyorsanız, sadece ihtiyacınız olan ürünü daha ucuza alabiliyorsunuz.
3) Kendi işinizi kurmanın en kolay ve en ucuz yoludur
Bu tarz pazarlama organizasyonlarında sisteme girmenin, kendi işinizi kurmanın maliyeti 10-80 YTL. Bir girişimci olarak bu sermaye ile kendi işinizi kurmak neredeyse imkânsız.
4) Şirket her türlü satış sonrası hizmeti ve pazarlama desteğini sizin için hazırlıyor
Bu tarz şirketler, kurmuş oldukları teslim merkezlerde kullanıcı ve satıcılara yönelik çalışma ortamları hazırlıyor, ürünleri tanıtan broşür gibi materyalleri oluşturuyor, ürün örnekleri bulunduruyor ve eğitimleriyle iş bilginizi sürekli geliştirmeye çalışıyorlar.
Satın almak istediğiniz ürünü internet veya telefonla sipariş edebiliyor, istediğiniz adrese teslim edilmesini sağladığınız gibi ürünlerinizi teslim merkezlerinden anında kredi kartı ya da nakit ödeme sistemiyle alabiliyorsunuz.
5) İşin riski ve zorunlu mesaisi yok
İstediğiniz kadar çalışabiliyorsunuz. Bu işe girdiğiniz ya da çıkmak istediğinizde maddi kayıplara uğramıyorsunuz.
Ürün stoklamak ya da satmak için bir işyeri tutmanıza, stok maliyetlerine katlanmanıza, nasıl pazarlayacağını düşünmenize gerek yok. Sistem size işte nasıl başarılı olacağınızı da öğretiyor. Zamanınızı kendiniz yönetiyorsunuz.
Ne kadar çalışırsanız, ne amaçla sistemdeyseniz sistem size onu sunuyor. Bir ekip içinde sosyal bir çevreniz oluyor ve takım olarak çalışmanızın sonuçlarını görüyorsunuz.
6) Kim olduğunuzun bir önemi yok
Türkiye’de bir işe girmek için bitirdiğiniz okul, eğitim altyapınız ve sahip olduğunuz iş deneyimi büyük önem arz eder. Bu tür sistemlerde ise ‘isteğiniz’ önemlidir. Dolayısıyla siz işe başlamak istiyorsanız, işe girme serbestiniz var.
Yeterli olup olmadığınız, iş tecrübenizin varlığı burada belirleyici unsurlar olarak öne çıkmıyor. İnsanlar sizi etiketinizle değil, çalışma arzunuz ve sonuçlarıyla takdir ediyorlar.
7) Tek ürünü de toptan fiyatına alıyor, aracılara ayrıca para ödemiyorsunuz
Sadece kendi ihtiyaçlarınızı bile alsanız yine de kazançlısınız. Çünkü sisteme üye olduğunuzda ekip kurmasanız bile ürünleri piyasa fiyatından %30 daha ucuza alıyorsunuz.
Böylece bittiğinde çöpe attığınız kutu maliyetlerinden de kurtuluyor, yani ürünün içeriğine para ödemiş oluyorsunuz. Bu, ekonomik refahın her geçen gün azaldığı ülkemizde büyük bir kazanç kalemine dönüşüyor.
Müşteri Açısından Bu Sistemin Faydaları
Bu tarz pazarlama sistemleri genellikle daha sonra pişman olmak istemediğimiz deneme yanılma yoluyla, ya da araştırarak hatta bir bilene sorarak yaptığımız satın alma davranışımızı gerçekleştirdiğimiz ürünleri piyasaya sürüyorlar.
Türkiye’de Nüfusun %45’inin herhangi bir sosyal güvencesi yok. Tüm dünyada sosyal güvence sistemleri tıkanmaya başladı. Kendi geleceğiniz için kendi çabanızla bir şeyler yapmak zorundasınız. Para biriktirmek için paranız olmalı. Ama siz geçinemiyorsunuz bile. Bu sistemde ise satan kişinin de alan kişinin de daha sonradan başı ağrımıyor. Çünkü size ürünü tavsiye eden de bu ürünü kullanıyor. Siz beğenmezseniz, üretici şirket ürününün arkasında duruyor. Bu durum tüketiciyi de, satan kişiyi de rahatlatıyor ve güvenini pekiştiriyor. Sistemi kullanan da rahat, sistemi tavsiye eden de. Sattığı ürüne güvenen satıcı işine dört elle sarılıyor, kazanıyor.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, aklında her hangi bir soru işareti olmayan tüketiciler, ürünü ‘acaba’ diyerek alıp kullanan müşterilere göre memnunlar.
Belki de,
İyi bir eğitim alma şansı elde edemediniz.
Ev hanımısınız, iş hayatınız hiç olmadı; ama siz ev ekonominize katkıda bulunmak istiyorsunuz.
Çocuklarınızı büyütürken yarı zamanlı bir iş istiyorsunuz.
İyi bir eğitiminiz olsa bile part-time bir iş bulmak da kolay değil.
İş yerindeki entrikalardan sıkıldınız; ama yeni bir iş bulamıyorsunuz?
İkinci bir işe ihtiyacınız var.
Tek maaşla da emekli maaşıyla da geçinmekte zorlanıyorsunuz. İkinci bir iş yapmak ya da hukuken emekli olup çalışmak zorundasınız.
Bu koşullarda iş bulmak ve geçinmek nerdeyse imkânsız gibi…
Ülkemizde,
Emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde 60. Ortala ömür ise kadınlarda 71, erkeklerde 66,4.
Bu dünyadan göçüp gitmeden hayat kalitenizi artırmak, çocuklarınıza iyi bir gelecek kurmak istiyorsunuz, arayış içindesiniz, umudunuzdan ve çalışma isteğinizden başka hiçbir sermayeniz yok.
Tüm bu durumları göz önüne aldığımızda kişilere maddi özgürlük, kendi işine sahip olabilme, zamanı daha özgür kullanabilme şansı ve bireysel gelişim, insanlara yardım etme, yeni insanlarla tanışma fırsatı tanıyan bu sisteme dahil olmak isteyen pek çok insan var. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok kişi kendi hayallerine kavuşma sürecini hızlandırmak, başkalarını da hayallerine kavuşturmak için bu sistemlere tutunuyor.