Teknolojini Al, Mutluluğumu Ver!

0
960

Teknolojinin hızına yetişmek için kendimize bile zaman ayıramaz olduk. Bilgi ve iletişim çağı denen bu çağ, bana kalırsa iletişimsizliğin hüküm sürdüğü, muhabbetin yok olduğu ve değerlerin çözülmeye uğradığı bir çağ…Teknolojinin ilerlemesi, şüphesiz hayatımızı kolaylaştıran…

 

 

 Yazar : Emİne Doğan
eminenursel@hotmail.com

Teknolojinin hızına yetişmek için kendimize bile zaman ayıramaz olduk. Bilgi ve iletişim çağı denen bu çağ, bana kalırsa iletişimsizliğin hüküm sürdüğü, muhabbetin yok olduğu ve değerlerin çözülmeye uğradığı bir çağ…

Teknolojinin ilerlemesi, şüphesiz hayatımızı kolaylaştıran faktörlerden biri… Peki teknoloji ilerlerken biz de ilerliyor muyuz? Yoksa irtifa mı kaybediyoruz? Hiç düşündünüz mü? Oluşturulan bu yapılanmanın sonunda, sanki hayatımızdan bazı değerlerimiz yok oluyor gibi geliyor bana… Hayatımız takip edilemez bir hız kazandı. Hızlı yaşıyoruz ve beklemeye tahammülümüz yok. Eskiden, özlediğimiz ve sevdiğimiz insanlara mektup yazar, kart atardık. Oysa şimdi cep telefonları ile mesaj atıyoruz ya da bilgisayardan mail atıyoruz. Zahmetsiz ve çok hızlı bir şekilde… Neredeyse ışık hızıyla… Kullandığımız makinelerle, evde yaptığımız işler de hayli kolaylaştı. Elbette teknolojinin nimetlerinden yararlanmayı bilmek gerek, ancak bizden alıp götürdüğü değerler için üzülüyorum ben.
Mesela; televizyon açıkken hangimiz birbirimizle sohbet edebiliyoruz? Televizyona bakarken göz göze bile gelemiyoruz. Diziler de öyle çok ki, başımızı kaldırıp ne hale geldiğimizi göremeyecek duruma geliyoruz.
Hiç unutmam bir gün, televizyon izlediğimiz bir sırada elektrikler kesildi, mumları yakıp beklemeye başladık. Birden, aramızda o kadar güzel bir sohbet oluştu ki çoktandır böyle güzel ve tadına doyulmaz bir sohbette buluşmadığımızı anladık. Bir anda, salonda, televizyon sesi yerine kahkahalar yükselmeye başladı. Çocukluğumu hatırladım birden. Yaz tatillerinde, ailemle birlikte memleketimiz olan Bingöl'e giderdik. Anneannem, Ilıcalar Köyü'nde oturduğu için en çok da oraya giderdim. O zaman köyde elektrik falan yoktu. Akşamları, gaz lambasının etrafında oturur, anneannemin anlattığı hikayeleri dinler, hayallere dalardık. İçimizi sıcak bir duygu kaplar, o eşsiz huzuru yüreğimizin derinliklerinde hissederdik. Şimdi anlıyorum ki, insanlar eskiden birbirlerine daha çok vakit ayırır, daha çok kıymet verirlerdi.
İletişim Çağındı
İletişimsizlik Döngüsü
Teknolojinin hızına yetişmek için kendimize bile zaman ayıramaz olduk. İnsanların birbirine olan bakış açısı bile değişti. İnsanlar, birbirinin olumsuz yönlerini ortaya çıkarmak ister gibi, aralarında bir rekabet varmış gibi davranmaya ve saldırgan tavırlar sergilemeye başladılar. Bunun sonucunda da saygı ve sevgi değerlerimizi de yitirdik. Bilgi ve iletişim çağı denen bu çağ, bana kalırsa iletişimsizliğin hüküm sürdüğü, muhabbetin yok olduğu ve değerlerin çözülmeye uğradığı bir çağ…
Sanal ortamda birbirinin yüzünü örmeden, elini tutmadan konuşmak hoş… Ancak gözleri gözlerinize bakan, hüzünlendiğinizde size dokunan biriyle konuşmak, daha samimi olan ve ihtiyaç duyduğumuz bir iletişim yöntemi değil mi? Bayramlarda büyüklerimizin elini öpüp başımıza götürmenin onur ve bahtiyarlığını, tüm yakınlara toptan gönderilmiş standart tebrik mesajlar tutar mı dersiniz? Sıcak bir kahve eşliğinde gazetenin mürekkep kokulu sayfalarını çevirmenin tadı, hangi harika tasarımlı internet sitesinde hizmetinize sunulmuştur?
Teknolojiye sonuna kadar varım! Ancak insani değerlerimizle değiş tokuş edilmiş bir teknolojiye asla gönül indiremem. Ve derim ki: Teknolojini al, insanlığımı ver!

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız