Niğde Üniversitesi Öğrencileri Sordu Biz Cevapladık

0
908

Niğde Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencileri 16. Aralık.2014 tarihinde bizleri “ İletişimde Engel Yoktur” konferansına  konuşmacı olarak davet etmişlerdi. Bizlerde  konuşmadan sonra  soruları cevaplayarak güzel soru soranları kalemler ve Genç Gelişim Dergileri ile ödüllendirmiştik. Soruları bir defa da burada cevaplandırarak  herkesle paylaşalım de orada olmayanlarda faydalansın istedim.

SORU-Konuşmaya başlarken, sonradan işitme engelli olduğunuzu ve engellilere  yardım etmemiz gerektiğini söylediniz. Peki siz engelli olmasaydınız   engel konusunda  yine bu kadar duyarlı olur muydunuz? (Selin Dülger-İZMİR)

CEVAP- Ben engelli olduğumda  12 yaşında, hayatın ne demek olduğunun farkına varılmadğı bir yaştaydım. Hayatımız oyunlar ve derslerden ibaretti  ve   çevremizde  engelli olanları küçümseyen insanlara  kızardım. Hatta  engellileri   okula gönermedikleri  için akrabalarıma  çok   tepki gösterirdim. Bugün de   aynı tepkiyi gösteriyorum ve   bunun benim engelli olmam ile değil insan olmamızla alakalı olduğunu, engellilerin aslında  sağlam olanlara büyük dersler  verdiklerini ama insanların anlamadıklarını görüyorum. Bazen engelli  aileleri değil engelliler bile   neden engelli olduklarının ve  engelli olmalarına rağmen hayata  gayretle tutunmaları gerektiğini bilmedikleri için  hayatı   hep şikayetle geçirmeyi tercih ediyıorlar.Halbuki hayat  güzel ve zor diye bir şey yok. Gayretle daha da güzel olabilir.

SORU- Ayrılıklarda klasiktir. Kalana “ Hoşcakal”  gidene “ Güle Güle” denir.  Engellilere Hoşça kal dememizi sağlayan  ve   başarı yolunda güle güle gitmemizi sağlayan en  önemli etken nedir?(Ramazan Ötkün)

CEVAP- Onlara hayatı ve onları sevdiğinizi söylemeniz ve bunu da davranışlarınızla göstermeniz  onların hayatta “Hoşça kal” malarını ve  Başarı yolunda “ Güle güle”  başarıya gşitmelerini  sağlayamaya yetecektir. Birde onların  başarabileceğinize inanmanız bunu sağlayacaktır.

SORU- Bazı insanlar engellileri sevmezler, hatta engellilerle alay ederler. Bunları gördüğümüz ve duyduğumuz halde neden bazı insanları  değilde, bütün insnaları seviyorsunuz? Onlara faydalı olmaya çalışıyorsunuz?(Faruk Ekin)

CEVAP- “Yaratılanı  hoş gördüm, yaradandan ötürü” demiş bir büyük  insan.  Engellilerle alay edenler ne yaptıklarını bilmeyen, aslında engellilerle alay ettiklerini zannederek kendileri ile alay eden, kendilerinin de engelli adayı olduğunun   bilincinde olmayan insanlar. Bilinçli olmayan insanlar  ile   beraber düşünmekte  bilinçli olmamak  ve cehalettir. O yüzden biz kendimizi seviyorsak engellileri küçümseyenleri de sevmemiz lazım. Olabilir ki bir gün onlarda hatalarını anlarda  engellileri severler.

SORU- Sevgiyi, sevmek ve öğrenmek nasıl  kazanılır?(Mümn Ünlü)

CEVAP-Sevmeyi gberçekten bilen insanlar ile aynı ailede yetişen ve sevgiyi gerçek manada   yapan insanlar ile  arkadaş ve dost olan insanlar gerçek manada  sevgiyi zamanla öğreneceklerdir. Nasıl ki, kötü alışkanlıklarımız  bulaşıcı ise sevgi ve bilgi dolu insnaları sevmek  de   bulaşır. Bizi gerçek manada seven ailemniz ve öğretmenlerimiz , arkadaş ve akrabalarımız  bize gerçek sevgiyi öğreten değiller mi?

SORU- İşitme engelinizin szie verdiği en zor durum ne oldu? Ve bunu nasıl yendiniz? (Fadime Cenk)

CEVAP- İşitme Engelli olarak en zorlandığım konu karşımızdaki insanların engellilere karşı önyargıları ve   başarılarını  küçümsemeleri , onlarla şakalaşıyor  kılıfı ile alay etmeleri olmuştur. Halbuki başarılı engellilerden  faydalanmak lazım.

SORU-Engelleri aşma konusunda  sizi motive eden etken nedir? (Halim  Turgut Halkla İşlişkiler ve Reklamcılık- Şanllıurfa)

CEVAP-  Engelleri aşma konusunda bizi motive eden konuşmalara davet edilmemiz, yazılarımızın okunması ve  kitaplarımızın ilgi görmesi, gençler tarafından   hakiki manada sevilmemiz bizi motive etmiştir. Bundan sonra da yazılarımızın okunması, kitaplarımıza ilgi ve  gençlerin bizleri hakiki manada severek konuşmaya davet etmeleri bizi  motive edecek olan etkenlerdir.

SORU-Bende 7 yaşına kadar duymuyordum. Daha sonra  doktorlara giderek iyileştim.  O ana kadar tek hatırladığım şey annemin beni defalarca cağırıp benim ona tepki vermememdi. Şimdi aynı durumda olsam hayattan zevk almazdım.  Peki sizi  hayata bağlayan şey ne oldu?  Başarınızı neye  borçlusunuz?

(Yeşim Çalışkan)

CEVAP- Beni hayata bağlayan şey , çevreminm bana inanmamasına  rağmen benim kendime olan inancım ve  “Oku” emrinin boşuna olmadığını anlayarak  çok okumaya gayret etmem  ve bunu da severek yapmam. Çevremdeki insnaların okudukları yazılarımı, dinledikleri konuşmalarımı, kitaplarımı sevmeleri beni hayata bağlayan şeyler oldu. İnsanlara  olumlu bakış açısı aşılamak gerçek manada güzel şey.

SORU- Engellilerin engellerini aşmalarına yardımcı olmak için  çok çekingen veya bilgisiziz. Bunu aşmak için ne yapmalıyız?(Azmi  Uyumaz- Harita ve Kadastro-Adana)

CEVAP- Bunun için engellilere dostluk kurarak onlara nasıl yardımcı olabileceğinizi  sorarak onların fikirlerini almak en akıllıca iş. Çünkü onlar sizlerden beklentilerini en iyi anlatırlar.  Çekingenlikleri atarak engellilerle  dost olmak  onların fikirlerinden faydalanmak size  artı değerler katabilir.

SORU- Okumak istemeyen birine okuma alışkanlığı nasıl kaznadırabiliriz? (Furkan Karaaslan)

CEVAP- istemeyen birine zorla bir şey  yaptıramayız ki. O yüzden  okumak istemeyen bir insanı çok okuyan ve gelişmiş insnalar ile tanıştırmak  en akıllı ve mantıklı iş. Olabilir ki onların okuma sevgisi ona da geçer.

SORUÇevremizdeki hemen hemen  herkes kötü sözler sarfediyor.  Siz hiç iyi ki duymuyorum dediğiniz mi? (Buket Kılıçlı- Adana –  Radyo Televizyon Bölümü)

CEVAP-  Bende bunun için cihaz bile kullanmıyorum. Bu sözleri işitme engelli olmamıza  rağmen bize duyurmak  isteyenlerden de uzak kalıp,   arkadaş bulamazsam bu sefer kendimi okumaya vererek   okumakla en iyi arkadaşın kitap olduğunu   göstermeye gayret ediyorum. Size de boş konuşan insanlardan uzak kalarak çok okumayı   sevmenizi tavsiye ederim.

SORU-  Biraz önce salonumuzun boş olduğundan bahsettiniz. Size göre ve araştırmalara göre işitme engellilerin   ve diğer engellilerin değeri ne kadar biliniyor?(Zeynel  Dağ-Makine Bölümü-Mersin)

CEVAP- Engelliler yardıma muhtaçsa herkes onlara yardım etmek istiyor. Ama eğer engelli  kendi işini kendi görüyor, bunun yanında başta çevresi olmak üzere  herkese yardım etmek yol göstermek istitorsa, kıskanç, tembel  ve  O’nun kadar başarılı olamayan insanların ya küçümsemelerine ya da  önemsenmemeleri ve  görmemezlikten gelinmelerine sebep oluyor. Bu bazen en yakınları, iş arkadaşiarı  bile olabiliyor. Onların başarılarını engelleme demeyelim de,  onlara  yardım ediyor görüntüsü ile  duyarsız kalmalarına sebep oluyor.  Bu sadece başarılı engelliler değil, engelli  olmadığı halde başarılı olan insanlara karşı da toplumuzda yapılan bir şey. Ama  azim ve  kararlılıkla yoluna devam eden engelli olsun olmasın  herkes bu   kıskançlık, duyarsızlıklara   aldırmadan yoluna devam eder. Faydalanan faydalanır. Faydalanamayana ne diyebiliriz ki? Onlarda faydalanamama  engelli değil mi? Onların bu tutumu da  en basitinden bir kalp hastalığı ve düşünce engelli olmaları, anlama engelli olmaları değil mi? Onlara ne diyebilkiriz ki?

SORU- Yaşadığınız sornunlar  aile hayatınızı naısl etkiledi?  Nasıl desteklediler?(Şeyma Bağışlayan- Harita ve Kadostro)

CEVAP- Bu tabii ki aile olarak daha çok bağlanmamıza ve  daha çok güçlenmemize sebep oluyor. Bazen karamsarlıklar olsa da bunu hemen atlatmasını biliyoruz.

SORU- İnsan azasında bir yer olmadığında veya 5 duyu organının   birinin eksik olması  diğer 4 duyuyu  paylaşım olarak dağıtılırmış.

Peki sizde  bunun payının  cidden sizde etkisi olduğunu  düşünüyor musunuz? (Merve Özden- Radyo Tv Proğramcılığı)

CEVAP- Evet  düşünürüm.6 his diye bir şey vardır. Sezgilerin güçlü olması. Bunun  bende var olduğuna inanıyorum. İnsna isterese azalarının  güçsüz yönlerini  başka azalarının  güçlü yönleri ile telafi edebilir. Bu sadece duyu organlarımız için değil her yönümüz için de geçerli. İş bunun farkına vararak harekete   geçmekte.

SORU- Kuzenim de duyma ve konuşma engelli.

Duymak istediğinde ve konuşmak istediğinde  sadece seni seviyorum kelimesini duymak  ve sizi seviyorum  demek  istiyor.

Bir an için duysaydınız  en çok   neyi , kimin sesini duymak isterdiniz?(Demet Çelik- Halkla İlişkiler ve Reklamcılık)

CEVAP- Her işitme engelli  aynı şeyi duymak ister kuzeniniz  işitme engelilerin genel olarak  duymak istediği   şeyleri   hissetmiş. O’nu ve O’nu  seven  sizleri candan tebrik ediyorum.

SORU- Biliyoruz  ki bakmak ve görmek kavramları çok farklı kavramlar.

Sizce bakıp görememek bir engel mi? (Revşan Aydemir-Adana)

CEVAP-Bence bakıp görememek de  duyup işitememek de anlamamak da  ve bunda ısrar etmek de en büyük engel. Gençlere baktığımız zaman toz pembe gördükleri hayatta  hem görme hem duyma yetilerinin    anlama  engelli olmalarına  engel  olduğunu görüyoruz toplumumuz bakan ama göremeyen duyan ama anlayamayan  insnalarla dolu olunca hali hazırda iletişim kazaları iletişim cinayetleri ile dolu bir dünyada  yaşıyoruz. Gazetelerde okuduğumuz olayların nerede ise yüzde 90 ı iletişim hatalarından kaynaklanıyor yanlış anlama, yanlış duyma, yanlış görme  dedikodu sonucu yani..

SORU- Tüm yalanlara ve dedikodulara kulaklarınızı tıkadınız.

Peki öylesye özlediğiniz bir ses var mı? (Esra Yardım)

CEVAP- Tabii ki sevdiklerimizin sözlerini duymak güzel ama söze gerek yok gözlerde güzel sözler söyler.

SORU-Bir memur olarak  maaşınızı alıp yaşamak yerine neden böyle azimli mücadeleci bir yol seçtiniz? (Okan Aktaş)

CEVAP- İnsanın  bir resmi sorumlulukları vardır birde insani. İnsani sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalştığımız zaman  insan olmanın hazzını  yaşarız. Bizim  birikimimizi çevremiz anlamasa başkaları anlar diyerek davete edildiğimiz yerlere giderek gençlere hayat sevinci aşılamaya çalışıyyoruz. Bu da bizlere gerçek manada insan olmamızın bilincine  ermemize sebep oluyor. Davet edildiğimiz yerde sizler gibi insanların bizi gerçek manada sevdiğini görmek de ayrı bir mutluluk tabii ki.

SORU- Günümüzde normal insanlarla bile sohbetliğimizin olmadığı zamanlardayız. Peki engellilerle nasıl iletişime  geçebiliriz?  ( Dilek Boğa- Laborant ve Veteriner Sağlık)

CEVAP- Engellilerle iletişime geçmek zor değil ki. İnsan gibi yaklaşarak   onlarla iletişim kurabilirsiniz. İyi niyetle engellilere yardım etmek isteyenlere  Allah kalbine  anlaşacakları  sevgi ve anlayışı koyar. Bazen  arkadaşlarımız  “duyan insanlarla anlaşamıyoruz ama sziinle iyi anlaşıyoruz” derler . Bunun sebebi de gerçek manada bizleri sevmelerinden dolayı kalplerinde  yumuşama olması ve bizimle gerçek manada iletişim kurmayı  çok ve içten istemelerinden kaynaklanıyor.

SORU- Bir dilek hakkınız olsaydı işitme engelli olmamayı mı  yoksa  insanların işitme engelli kişileri sevmesini mi isterdiniz? ( Esra Ateş)

CEVAP- İnsanları  işitme engellileri sevmesi ve onları anlaması  beni daha çok mutlu ederdi. Birbirimizi anlamaya ve sevmeye   duymaktan   daha çok ihtiyacımız var  çünkü

SORU-Eğer işitme engelli olmasaydınız şu anda bulunduğunuz konumdan  daha iyi bir yerde olabilir miydiniz? ( Betül Çelikateş)

CEVAP- İlkokulda  sağlam bir insandım  ve başarılıydım da. İlkokuldaki arkadaşlarımın geldiği yerlere baktığım zmaan ve  işitme engelli başarılı insanlara  ülkemizdeki insanların  bakış açısını  gördüğümde,   evet duysaydım daha iyi yerlerde olabilirdim diye düşündüğüm  zamanlarda oluyor ama işin doğrusunu  Allah bilir.

SORU- Kişisel Gelişim için ihtiyacımız olan esaslar nelerdir?  Sabır inanç gibi başka hangi vasıflara sahip olmalıyız? (Hilmiye Sarıaydın)

CEVAP- Öncelikle başarıya  inanmamız ve bu başarıya inanacak dostlarla bir arada olmamız lazım. Bugün gençler kendilerinin başarılı olacağına inanan hocaları, yazarlar, aile büyükleri gibi insanlara değil de sözde kendilerini sevdiğini söyleyerek durmadan  aşağılayan ve başarılı olamayacağını söyleyen insanlara inanıyorlar.

SORU- Menenjit  Hastalığına yakalanmasanız  bu kadar gayret eder miydiniz? (Ümit Taş)

CEVAP – Ben ilkokulda da   gayretli insandım. Küme çalışmalarında hep  yazıcılık görevi bana verilirdi. Güzel yazı yazardım. Arkadaşlarım teneffüslerde konuşmalarımı dikkatle dinlerdi. Hatta  bana “büyümüşte küçülmüş” derlerdi. Hatta   arkadaşlarımı o kadar savunurdum ki, haksızlıklara o kadar karşı çıkardım ki komşumuz    Saevim yenge bana “ sen avukat olacaksın galiba, arkadaşlarının hakkını iyi savunuyosun” derlerdi.  Yani  engelli olmamız azmimizi  kamçıladı ama engelli olmadan önce de  başarılıydım . Bunu  hayatımı anlattığım ve yayınlanacak olan “ Anne Sesler nerede?” kitabımda da anlattım.

SORU- Birtakım zorlukları başarabilmek gerçekten çok tarif edilemez bir duygu.

Sizce başarıya inananlar için zorluklar engel mmidir? (Mert Yiğit –İletişim Fakültesi)

CEVAP- Başarılı olmak isteyen insanlar  her zorlukta bir  fırsat görerek ona odaklanır. Başarılı olmayı sadece lafta  görenlerde  her fırsatta bir zorluk görerek her şeyi bahane eder gelişmemek için . Öğrencilerin sınavı bahene etmeleri gibi… Bence hayat zor değil, onu zorlaştıran insanın gene kendisi. Geliştirmek yerine eleştirmeye yatkın olması.

SORU- Günümüzde işitme engellilere yönelik sosyal hayatta  pek yenilik yapılmadığı  ortada.  En basit örnek sinema salonlarının  işitme engelilere uygun olmaması  Bunun gibi şeylerle ilgil değişiklik  yapmak için   çalışmalarda bulundunuz mu? (Sezer  Yağmaz)

Cevap- Yetkililer  çok zaman işitme engellilerin varlığını abul etmiyor ki bu sorunlara eğilsinler. Lafta işitme engellileri seven çok. Yetkililer önce  işitme engellilerin varlığını kabul etsin ki sonradan   sorunları çözmek kolay olacak.

 

Bizleri Niğde’ye Davet eden İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Selen  Doğan’a, Dekan yardımcıları Doç Kazım Özkan Öztürk’e  ve  Doç. Işıul Horzum  Hanıma  , bizleri evlerinde misafir eden  öğrenciler  Fatih Dağlaraştı’na, Aykut Temell’ye, Yasin Yıldız a, Ramazan Ötkün’e  ve bizleri yalnız bırakmayan  Yavuzhan İnan’a, Faruk Ekin’e, Mahmut Taşöz’e,  Furkan Karaaslan’a, Feyyaz  Demirkol’a, Emre  Göktaş‘a , Alişan  Cabiroğlu’ a ve isimlerini  hatırlayamadığım herkese çok teşekkür ederim.

*

Turan Yalçın

www.gencgelisim.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız