ÖGÜRLÜK VE ACZİYETİN ÇIĞLIĞI!

0
774

 

İsa’yı çarmıha gerenler,

Gandi’yi kurşuna dizenler,

Thomas More’un boynunu vuranlar,

Sokrat’ı zehirleyenler,

Irk, renk, din, dil, mezhep ve meşrep kavgalarına tutuşanlar,

Nice bin bilgeleri, bilim adamlarını, okur-düşünür ve yazarları, halk içindeki arifleri, aydınları, hatta Allah’ın gönderdiği peygamberlerini yurtlarından sürgün edenler;

Kesinlikle, güçsüz ve korkak olanlardır.

Evet, güçsüz ve korkak olanlar,

Kendi içlerinde, kendileriyle barışı gerçekleştiremeyip sevmesini, sevişmesini beceremeyenlerdir.

Yani kendi kendilerinin efendileri olamayanlardır.

Bu, bir bakıma şuna benzer:

Kendi kendine yetmeyen insanlar, güçlü solukları arayıp bulurlar. Çoğu kez övüp onları göklere çıkarırlar. Adına şölenler düzenlerler. Ama en sonunda da boğazlamaya kalkarlar.

Bu neden böyle olur?

Bunlar, bu eylemleriyle adeta mükemmeli idare edememenin bir tür itirafı, çığlığı gibidir.

Sanki bundan dayanılmaz bir acı duymaktalar.

İşte, bundan dolayı, sırf bundan dolayı farklı olana tahammül edemediklerini göstermiş olurlar.

Öyleyse özgür olmalıyız.

Hem de inadına, ölümüne….

ATATÜRK KÖŞESİ

Dinsiz Milletlerin devamına imkan yoktur…

DÜŞÜN-TAŞIN

“T”anrı’nın “Ü”lkesinde “R”abbin “K”orumasında olan Topluluğa Türk Milleti denir..(Reha ÖREN)

AFORİZMALARIM

Ayrımsız her renk, ırk ve dinden olan insanlara  sonuna kadar açık bir gönülün sahibi olmak gibi; soyut düşüncelere tutkuluyum!..

*

Yüksel Mert

yuykselmertoglu@hotmail.com

 

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız