Bayramın Bereketi

0
696
Mahmut Toptaş –
Yarın sabah saat 05.00 de fotoğrafçılarımız uyansa da, bulundukları şehri en iyi
gören bir yerden şehrin uyanışını fotoğraflasalar ve filme alsalar.
Saat beşten güneş doğuncaya kadar aydınlığın devam ettiğini göreceklerdir.
Tepki için bir dakika aydınlık mucitleri bilsinler ki, 1400 yıldır tepki için değil, etki
için şafaktan gün doğumuna kadar çıralarını, mumlarını, lambalarını aydınlatan bu
Müslümanların evleri erkenden aydınlatan şey gönüllerindeki imanın nurudur.
“Sünnettir” diye sabah namazından önce banyolar yapılacak.
Dişler temizlenecek (Sünnettir)
Güzel kokular sürülecek (Sünnettir)
Ramazan bayramı namazına çıkmadan önce ağıza tatlı bir şey almak sünnetti ama bu bayram
Kurban bayramı olması nedeniyle hiç bir şey almadan evden namaz için çıkılacak.
Camiye giderken tekbir getirilecek (Sünnettir)
Evde var olan elbiselerin en temizini ve en güzelini giyeceğiz. (Sünnettir)
Kapıdan çıkarken sağ ayakla çıkılacak ve camiye varıncaya kadar tekbir getirmeye devam
edilecek. (Sünnettir)
Hafiften sesli tekbir getirin ki yanınızdakine de hatırlatmış olursunuz
Camiye gidiş yolu ile dönüş yolunu ayırınız. (Sünnettir)
Biz, köy veya mahallemizde herkes ile tanışma, görüşme, selamlaşma durumunda olmalıyız.
Hep aynı yoldan gidip gelenler, arka sokakta kimlerin olduğundan haberi olmaz.
Güneş bir adam boyu yükseldiğinde, adam gibi kalkılacak, Hakkın huzurunda bütün bir halk,
dokuz defa tekbir getirerek iki rekâtlı bayram namazı kılınacak.
Cumhurbaşkanından çobanına kadar,
Generalinden erine kadar,
Rektöründen öğrencisine kadar,
Patronundan işçisine kadar,
San’atçısından çiftçisine kadar herkes sınıf farkını kaldırarak yan yana gelecek, omuz omuza
verecek birlik ve beraberliğini bütün dünyaya gösterecek.
Birlik ve beraberliğin ancak Bir olan Allah’ın emirleri etrafında gerçekleşebileceğini yedi
iklimi cihana gösterecek ve duyuracak.
Tatlı yenilecek, tatlı konuşulacak.
Kin kaldırılacak,
Ortalığa din hâkim olacak.
Anaların cennet kokulu duaları alınacak,
Babaların, yavruları için nasır tutan elleri öpülecek. Asırlık çınar gibi ağaran saçlarını
toprağa geri vermekle aldığını ödemenin mutluluğunu yaşayan nineler ve dedelerin önünde,
taze fidanlar gibi görünülecek ve onlar filizleriyle sevindirilecek. Telefonlar bayram
sevinciyle kilitlenecek,
Tebrik kartları ve Mail’ler,
Gönül dünyasında ilimle ekilen,
Bazen sevinç, bazen hüzün gözyaşlarıyla sulanan,
İrfan harmanında, sevgi rüzgârlarıyla savrulan,
Nezaket eleğinde elenen,
Zarafet kumaşı üzerinde gökkuşağının renkleriyle boyanan
Duygu yüklü kelimeleri taşıyacak.
Üç günlüğüne, hırsızlık, soygun, adam öldürme, yaralama, tecavüz, zimmet, sabotaj, terör
duracak.
Evler pırıl pırıl olacak.
Sokaklar yağ döksen yalanır hale gelecek.
Elbiseler bayram şekerleri gibi rengarenk olacak.
Çocukların başları okşanacak, ellerine en çok sevdikleri şeyler verilecek.
Küsler barışacak, yadlar tanışacak.
Dostlar bir birine karışacak.
Gül gibi yüzlerle, bal gibi sözlerle “Hayırlı bayramlar, bayramınız mübarek olsun,
tekrarlarına kavuştursun, her günün bayram olsun” temennileri ve duaları edilecek.
Dedeler günüdür, nineler günüdür,  Babalar, anneler, çocuklar, damatlar, gelinler günüdür bu
bayram günleri.
Ayıran değil kavuşturan gündür.
İzinli askerlerin, memurların, işçilerin, gurbette garip olanların sevdiklerine kavuştuğu
gündür.
Yokluğun ve yoksulluğun üç günlüğüne yok olduğu gündür bu bayram günleri.
Büyüklerinize saygılarınızı, küçüklerinize sevgilerinizi sunun.
Gelmeyene gidin. Gülmeyene gülün.
Konuşmayanla konuşun.
Parti, vakıf, dernek, görüş farklılığı olan insanların bayramlarını tebrik edin.
Mahalleniz, köyünüz veya şehrinizdeki ilim adamlarını ziyaret ediniz.
Hastaların duasını alınız.
Öğretmenlerinizi unutmayınız.
Kimsesizlerin kimsesi olunuz.
Cuma, Ekim 3, 2014

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız