Yıllar önce bir dizi film vardı: "Çiçek Taksi" Bu dizide söylenen bir replik hala kulaklarımdadır: "Sevgi en yüce insanlık değerlerinden biridir." Sevgi kelimesi tüm dillerde ve dinlerde vardır. Hem dünyevi hem de dini düşünürler, sevginin insan hayatında başrol oynadığı konusunda hem fikirdirler.
Binlerce kitaba, şarkıya, şiire ve filme bu kelime anlam kazandırmıştır. Çok sayıda felsefi ve dini düşünce sevgiye önemli bir yer vermiştir. Sevgi duygusu her insanın kalbini yumuşatır, varlığından mutlu olmasını sağlar.
Sevgi, herkes için farklı yoğunlukta ve anlamdadır. Bu da sevginin çeşitliliğini artırır. Sevgiden yine sevgi ve sevginin …
Niyazi F. Eres
niyazieres@yahoo.com
Yıllar önce bir dizi film vardı: "Çiçek Taksi" Bu dizide söylenen bir replik hala kulaklarımdadır: "Sevgi en yüce insanlık değerlerinden biridir." Sevgi kelimesi tüm dillerde ve dinlerde vardır. Hem dünyevi hem de dini düşünürler, sevginin insan hayatında başrol oynadığı konusunda hem fikirdirler.
Binlerce kitaba, şarkıya, şiire ve filme bu kelime anlam kazandırmıştır. Çok sayıda felsefi ve dini düşünce sevgiye önemli bir yer vermiştir. Sevgi duygusu her insanın kalbini yumuşatır, varlığından mutlu olmasını sağlar.
Sevgi, herkes için farklı yoğunlukta ve anlamdadır. Bu da sevginin çeşitliliğini artırır. Sevgiden yine sevgi ve sevginin kaynak oluşturduğu hoşgörü, paylaşma, içtenlik, dürüstlük, erdem, adalet doğar, gelişir ve yayılır.
İnsan öğrendikçe bilgisi artar, bilgiyi kullandığı ölçüde de bilgeleşir. İnsanın bilgisi arttıkça daha çok bilgiye ulaşmayı hedefler. Çünkü bilgisi arttıkça ne kadar az bildiğini anlar. Öğrenilecek şeylerin peşinden gitmek için motive olur. Arar, bulur, kullanır, bilgeleşir.
Sevginin içinizde meydana getirdiği hisler, sizin daha iyi huylu ve yumuşak mizaçlı olmanızı sağlar. Sevgi beslendikçe büyür, gelişir, çiçek açar. Yaratılırken içimize yerleştirilen sevgiyi kimseden sakınmadan kullanmalı ve o sevgiyi besleyip büyütmeliyiz. Sevgi, hayatın en renkli çiçeklerinden biridir. Bu çiçeğin tohumları ise kalbinizdedir. Onu büyütüp ortaya çıkarmak sizin işinizdir.
Sevgi; insan ruhunu, iyimserliği, ahlaki ilişkileri besler. Sevgi, sadece bizim için değil, başkaları için, hatta tüm canlılar için duygusal bir besin kaynağıdır. Çiçekler; güneş, su, toprak gibi gerekli yaşamsal kaynakların yanı sıra sevgi ile de beslenirler ve buna ihtiyaç duyarlar. Annenizin, anneannenizin, hala ya da teyzenizin evlerindeki çiçeklerle konuştuklarına, onlara sevgi ve şefkatle yaklaştıklarına şahit olmuşsunuzdur. Belki siz de çiçeklerinizle konuşuyorsunuzdur. Bu çiçekler, sevgi sayesinde daha parlak, daha canlı olurlar.
Yıllar önce Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi başarıyla temsil eden "Beş Yıl Önce On Yıl Sonra" grubunun "Yaşamak oyun değil arkadaş, dünyaya gelmenin bir sebebi var… Sevgi, insanların hamurunda var." sözleri kulaklarımızdan yüreğimize akıyordu. İçinizdeki sevgi ne kadar yoğunsa, hayatınıza o kadar neşe ve anlam katılır. Sevgi; verirken zenginleşen, alırken zenginleştiren çok özel bir duygudur.
Sevgi Bize Değerli Olduğumuzu Söyler
Bir insanın yaşayabileceği en korkunç şeylerin başında sevgi yoksunluğu gelir. Mutluluk düzeyi yüksek, sağlıklı bir insanın hayatından sevgiyi çıkartırsak, mutluluk düzeyi düşecek, stres ve kaygılarla sağlığı bozulacaktır.
Evinizdeki menekşelerin suyunu kestiğinizi düşünün. Ertesi gün solmaya, cansızlaşmaya başlarlar. Her insanın yaşamak için ve hayatının ilk anlarından itibaren sevgiye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç, doğduğumuz anda annemizin sıcak kollarında karşılanır. Eğer bir anneyseniz bunu yaşamış ve bebeğinize ilk sevgisini vermenin mutluluğunu hissetmişsinizdir. Eğer bir babaysanız bu ana tanık olmuşsunuzdur.
Sevgi bize, değerli olduğumuzu söyler. Bizi besler. Sevildiğimizi bildiğimiz bir çevrede ve hayatta, yüksek bir performans gösterebiliriz. Sevildiğimizden şüphe ettiğimiz bir çevrede ise performansımız azalabilir. Gerçek sevgi bir güç kaynağıdır.
Hiç düşündünüz mü, dışarıda sevginizi verebileceğiniz ve paylaşabileceğiniz kaç kişi var? Sevgi, verilebilecek en büyük değerdir. Çünkü sevgi, bir gönül fatihidir. Hiçbir sur, hiçbir ordu sevgi karşısında direnemez. Sevgi, bizi birbirimize bağlayan ilahi bir güçtür. İnsanlar arasında enerjik ve dinamik bir yoldur. Her girişimin ve başarının arkasındaki güçlerden biri sevgidir. Sevginin görünmez gücü, her insanın kalbini yumuşatır ve açar. Aynı zamanda bu güç, nefret duygularına, hiddet duygularına karşı da en iyi korumayı sağlar.
Sevgide; yalan, kandırma, dolandırma, sömürme, intikam alma, kin tutma, nefret, insanları araç olarak görme ve kullanma, küçük görme, aşağılama, ezme, kibir gibi duygulara yer yoktur. Sevgi, bu hastalıklı düşünce ve eylemlerden arınmış olmalıdır.
Sevgi, basit bir duygu değil, bir eylem ve yaşam biçimidir; insanın psikolojik varlığının, sosyal varlığının temelidir. Seven, sevgiyi bilen, anlayan kişi, kendi iç dünyasının kapılarını gönül rahatlığıyla diğer insanlara açar. Kendini bilmekle ve buna bağlı olarak geliştirdiği öz güvenle yaşama etkin bir şekilde katılır. Kendisi ile diğer insanlar arasına engeller koymaz, duvarlar örmez. Çünkü kendisi olmanın, kendini tanıma ve bulmanın iç huzurunu yaşamaktadır. Alman düşünür ve şair Goethe, "Bir şeyi sevmeden onu anlayamazsın." demiştir.
Aydınlık bir dünyaya kavuşmak için insanlar arasında sevgiyi yaymak gereklidir. Sevgi insanları, birbirini tutan tuğlalar gibi birleştirir.
Sevgi, varlığımızın özüdür, cevheridir; bedenle kuşatılmış ruhumuzun yücelmesidir. Kendimizi sevgiden, sevgi dolu ilişkilerden yoksun bırakırsak eğer, susuz kalmış bir çiçek gibi solarız. Sevgiden yoksun olan bir ruh, bizi bunalımların eşiğine taşır.
Pitirim Sorokin'e göre sevgi, insanı biyolojik bir organizma olmaktan çıkartan, değer katan ve yücelten bir duygudur. Sorokin'in sevgi tanımlaması ise şöyle: "Sevgi, toplumsal kuruluşları yücelten, kültür esinleyen, dünyayı sıcak bir dost, güzel bir evren yapan ve insanların biçimini değiştiren dinamik bir güçtür."
Kendinizi Başkalarına Sevdirmenin Yolu
İnsanın kendisini başkalarına sevdirmesi kolay kazanılan bir erdem değildir. Kişisel olarak gelişmeyi ve değişmeyi gerektiren bu erdem, uzun bir sürecin sonunda kazanılabilir. Başkalarının bizi sevmesini istiyorsak öncelikle onlara sempati ile yaklaşmalıyız. Onların dertlerine, sıkıntılarına, sorunlarına ilgi ve alaka göstermeliyiz.
Unutmayın! Sempati olmayan yerde sevgiyi bulamazsınız. Sempati, başkalarının acılarını duyabilme, onlara ortak olabilme yeteneğidir. Düşmanlıkların ilacı da sempatidir. Acıları, zamandan daha çok sevgi giderir.
Sevgi, mutluluk düzeyi yüksek bir hayatın çıkış noktasıdır. İnsanın yaratılışı sırasında içine konan değerlerden biridir. Sevgide asıl önemli olan, derin, hoşgörülü, karşılıksız, koşulsuz, sınırlamasız bir anlayış benimsemektir. Günlük hayatın, önyargılarımızın bizlerde oluşturduğu engellerle, olumsuzlukların kıskaçlarıyla öyle bir hale geliyoruz ki; saf ve pürüzsüz olan sevgiyi layıkıyla, tam olarak yaşayamıyoruz.
Sevilmeyi istiyorsanız önce sevmeyi öğrenmelisiniz. İçinizdeki sevgiyi paylaşarak insanları kendi yaşamınızın bir parçası haline getirebilirsiniz. Böylece hayatınız, sizin istediğiniz renklerle renklenir.
En Güzel Kalp Hangisi?
Genç bir adam bir meydanda, çevreden gelip geçenlere dünyadaki en güzel kalbin kendi kalbi olduğunu söylüyordu. Adamın etrafında toplanan insanlar, en ufak bir leke ve çatlak olmayan bu kalbe imrenerek bakıyorlardı. Sonunda hepsi, gördükleri en güzel kalbin bu kalp olduğunu kabul ettiler. Genç adam gururla kalbini övmeye devam etti.
Kalabalığın içinden yaşlı bir adam genç adama seslenerek; "Senin kalbin benimki kadar güzel değil." dedi. Kalabalıktakiler ve genç adam, yaşlı adamın kalbine baktılar. Güçlü ama izler ve yarıklarla doluydu. Bazı parçaları yoktu, bazı yerlerinde ise kopan parçaların yerine başka parçalar konmuştu. Kimi yerlerinde de kocaman oyuklar vardı. Hayretle bakan insanlar; "Bu adam kalbinin daha güzel olduğunu nasıl söyleyebiliyor?" dediler. Genç adam da yaşlı adamın kalbine bakarak; "Şaka yapıyorsun herhalde. Kendi kalbini nasıl benimki ile kıyaslayabilirsin? Benim kalbim mükemmel, seninki ise yarıklarla ve eksiklerle dolu."
Yaşlı adam bilgece cevap verdi: "Evet genç adam, senin kalbin mükemmel görünüyor ve ben seninki ile yarışamam. Benim kalbimde gördüğün her yarık, sevgimi verdiğim bir kişiyi temsil eder. Kalbimin bir parçasını koparıp onlara verdim ve çoğu zaman onlar da kalplerinden bir parçayı bana verdiler. Ama bana verdikleri, benim verdiğim kadar olmadığı için arada boşluklar kaldı. Ben ise bu boşluklara bakarak paylaşılan sevgileri hatırlıyorum. Bazen insanlara cömertçe verdiğim sevgilerin karşılığını vermediler. Bu boşluklar karşılık alamadığım sevgilerdir. Bunlar acı veriyor ama olsun, onlar da sevgisiz insanları hatırlatıyor. Ben yine de sabırla bu boşlukların dolmasını bekliyorum."
Genç adam yanağından süzülen gözyaşlarıyla yaşlı adama doğru yürüdü ve harika güzellikteki kalbinden bir parça kopararak yaşlı adamın titreyen ellerine verdi. Yaşlı adam onu aldı ve kalbine yerleştirdi. Sonra kendi kalbinden bir parçayı genç adamın kalbindeki boşluğa yerleştirdi. Genç adam kalbine baktı. Artık mükemmel değildi ama öncekinden daha güzeldi. Çünkü yaşlı adamın kalbindeki sevgi, onunkine akmıştı.
Sevginiz Sizi İnsan Yapıyor
Bir Polonya filminde Nazi dönemi anlatılıyordu. Nazi komutanı güzel bir evi komutanlık merkezi yapmıştı. Evin güzel sahibesi üst kata taşınmıştı ve ortalıkta pek görünmüyordu. Komutan bu kadına âşık olduğunu anladığında aralarında şöyle bir konuşma geçti:
– Madam, aşkınız beni zayıf düşürüyor.
– Hayır komutan, sevginiz sizi insan yapıyor.