Gerçek Sanatçı Nasıl Olunur?

0
1275

RESSAM

Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş. Ve onu “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da; kısaca Ranga Guru derlermiş.

Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru ise; “Sen artık ressam sayılırsın Racaçi. Artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş.

Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.

Raciçi denileni yapmış. Ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabi. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Alıp resmi götürmüş Ranga Guru’ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru’ya götürmüş.

Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte. Ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış,
fırçalar da, boyalar da kullanılmamış.

Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. Ranga Guru ise; “Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi. Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma” demiş

 

KURBAĞALARIN YARIŞI

Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Kurbağalar da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar.
Yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiç biri yarışmacıların kulenin tepesine çıkacağına inanmıyormuş Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:

“Zavallılar”
“Hiçbir zaman başaramayacaklar!”
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla, yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.
Seyirciler bağırıyorlarmış:
“Zavallılar” Hiçbir zaman başaramayacaklar!
Sonunda bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış yarışı bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış.
Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış, sormuş bu işi nasıl başardın diye. O anda farkına varmışlar ki… Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!

Hayallerinizi ve ümitlerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen, bunu neden yapamayacağınız konusunda size bir sürü olumsuz neden sıralayan kişilere karşı sağır olmak en iyisi galiba. Paul Estridge

 

‘’Dünyada hem iyimsere, hemde kötümsere ihtiyaç vardır. İkisinden biri olmasaydı dünyada denge kurulamazdı. İyimserler uçağı icat ettiler, kötümserler paraşütü… La Edri

HANGİSİ KAZANACAK?

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri torunlarına eğitim veriyordu.
Onlara dedi ki: İçimde bir savaş var.
Korkunç bir savaş.
İki kurt arasında:
Bu kurtlardan birisi:

Korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü,
pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu,
küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, yapmacık gururu,
üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor.
Diğeri ise:
Zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylaşmayı,
cömertliği, dinginliği, alçakgönüllülüğü, nezaketi,
yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil
ediyor.
Aynı savaş sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde.
Çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika düşündüler ve içlerinden biri büyükbabasına,
“Hangi kurt kazanacak?” diye sordu.
Yaşlı Cherokee kısaca cevapladı: Beslediğiniz”



LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız