GEÇMİŞ, ŞİMDİ VE GELECEK ARASINDA EN ÇOK ŞİMDİYE ODAKLANIR. ŞİMDİYİ YAŞAR

0
1050

GEÇMİŞ, ŞİMDİ VE GELECEK ARASINDA EN ÇOK ŞİMDİYE ODAKLANIR. ŞİMDİYİ YAŞAR

Anı yaşamak, insanın kendinse be yaptığı her işe, hayatına güç katar. İnsan, zamanın her kırıntısına anlam yükleyebilecek ve ondan en fazla faydayı sağlayacak güçte yaratılmıştır. İnsan, bu özelliği ile doğar ve büyürken, başarılı insan ise bu özelliği kullanabilme yeteneğiyle bu insanlardan ayrılır. Başarılı insanlar; düşünme, anlama, sentez, yorum gibi yetenekleri sayesinde aynı anı ve durumu yaşayan insanlar, farklı seçenekleri tercih ederek farklı sonuçlara ulaşarak, biyolojik olarak, yaratılış olarak aynı özellikleri taşıdığı insanlardan kat kat farklı özellikler geliştirerek, sahip olarak daha fazla ilerleyebilirler.

Eğer kendinizi tamamen yaptığınız işe, içinde bulunduğunuz ana yani şimdiye odaklarsanız aklınız, zihniniz başka yerlere gitmez, mutluluk ve başarı düzeyiniz artar.

Şimdiye odaklanmak yani şimdide yaşamak, içinde bulunduğunuz ana yoğunlaşmaktır.

İnsan ancak şimdiyi yaşadığında yaşadığını hisseder, başarı ve mutluluk düzeyini artırabilir. Şimdiyi yaşamak başlı başına bir başarıdır. Çünkü birçok insan ya geçmişte ya da gelecekte yaşıyor ve şimdiyi sadece yansıma olarak yaşayarak hayatı kaçırıyor.

Şimdiyi yaşayan insan, kendine ve hayata ilişkin önemli keşiflerde bulunabilir. Anı yaşayabilmenin önemli bir adımı da geçmişten ders alabilmektir. Yoksa geçmişe saplanıp kalan insan şimdisini kaybeder. Şimdiyi kaybeden kişi için ise gelecek zaten sağlam olmayacaktır.

Gerekli dersler alarak geçmişi geride bırakan insan, şimdiyi daha yüksek bir motivasyonla yaşar.

“Hayat geriye adım atmaz, dünle ilgilenmez. Hiçbir gün doğuşu bizi gün batışının bıraktığı yerde bulamaz”

H. Cibran

Uzak Doğuda bir Zen ustasının hikâyesi anı yaşama konusunda iyi bir kıssadan hisse almamıza yardımcı olacaktır.

Kaplanların kovaladığı bir zen ustası, bir uçurumun kenarına kadar gelir. Kaplanlar hemen arkasındadır ve yetişmek üzerelerdir. Usta uçurumun kenarından aşağıya sarkan bir sarmaşık görür ve hemen ona tutunarak aşağı sarkar. Fakat aşağıda da başka bir kaplan olduğunu fark eder. Tutunduğu sarmaşığın kökünü de iki kır faresi kemirmektedir.

Usta o esnada çok güzel, kıpkırmızı bir dağ çileği görür. Uzanarak onu alır ve yer. Hayatında yediği en güzel ve lezzetli çilek olduğunu düşünür.

Zen ustası en tehlikeli ve ölümcül anda bile şimdiyi yaşamaktadır. O ana yoğunlaştığı için o ana ait her şeyi fark edebilmiştir.

Bu hikâyede geçmiş, gelecek ve şimdi sembolize edilmiştir. Hayat, bize sürekli kaplan görünümünde olaylar, çilek tadında başarı fırsatlar ve mutluluklar gönderir.

Şimdiyi yaşayan insanlar, bu çilek tadında mutluluklarla başarıya yürürken diğerleri kaplanlar için endişe ederler.

Bizim için en zor anlarda, koşullarda dahi o anda neyin doğru, iyi ve güzel olduğuna yoğunlaşmalıyız. Böylece şimdiyi yaşama gücümüzü artırabiliriz.

Başarılı insan, geçmişteki kaygılarını şimdiye taşımaz, gelecek korkusu yoktur. Çünkü şimdiyi en güçlü ve olması gerektiği gibi yaşamaktadır.

Başarıdan uzak insanlar, geçmiş ve gelecek için öyle çok enerji harcarlar ki şimdiyi yaşamak için güçleri kalmaz.

Şimdiyi yaşayan insan, başarı basamaklarına adım atmış ve çıkmaya devam ediyordur. Çünkü anı yaşayarak zihninin duru kalmasını sağlar ve kafasının karışmasına izin vermez.

Anı yaşayan insan başarı yolundaki taşlar, dikenler ve engeller karşısında bocalamaz. Anı yaşamakla ana odaklanmakla başarıya giden yeni yollar keşfeder.

Ne zaman anı yaşamalıyız? Ne zaman geçmişten ders almalıyız?

Geçmişte olanlar bugüne olumsuz etkiler yapıyorsa…

Mutluluk seviyenizin düştüğünü, başarı yollarınızın tıkandığını fark ettiğiniz anda geçmişten iyi bir analizle ders çıkarmanın zamanı gelmiş demektir. Bu dersle birlikte de içinde bulunduğunuz ana odaklanarak hayatınıza bir dinamizm ve ivme kazandırmalısınız.

Geçmiş değiştirilemez fakat şimdimize ve geleceğimize iyi bir harita olabilir.

ŞİMDİ

Sonrasız bir zamanda yaşıyorum

Önceyle sonranın sınırında,

Şimdinin güzelliği bundan

Acının bile tadına vararak

Sonrasız bir şimdi yaşamak

Aziz Nesin

Başarılı insanın başarılarının kökleri şu felsefe ile beslenir: Geçmişi, geçmişteki başarıları, başarısızlıkları bilmek, geçmişten ders almak, geçmişteki başarılara ve alınan derslere dayanarak ve geleceği de hesaba katarak şimdiyi yaşamak.

Başarılı insan için, geçmişten ders almanın hedefi, şimdiye odaklanabilmek ve şimdinin gücüyle gelecek kaygısından arınmaktır.

Başarılı insan, iyi bir şimdiyi yaşama bilgesidir. Bu bilge şimdiyi yakalar ve kendine hizmetkâr eder.

Başarılı insan, anı yaşamakla hayat hedefine fırlattığı okun 12’yi vurmasını keyifle seyreder. Bakışları tam hedeftedir. Hedefin ilerisine bakmaz ve kendi arkasına da bakmaz. Hedef karşıdadır, ok ve yay ise gerilmiş, nişanlanmış olarak eldedir. Nişan alır oku hedefe bırakır.

Birçok insan, geçmişte meydana gelen acı ve tatlı olayları tekrar tekrar yaşayarak kâh özlem kâh pişmanlık duyar. Kafası keşkelerle doludur. Bu etkilerle geleceğe umutsuz, endişeli ve bulanık bakar. Ve bunlar arasında kaybolmuş şimdiyi göremez bile. İşte başarılı insanların farkı budur; şimdiyi kaybetmemek ve onu yaşayabilmektir.

Başarılı insan şu gerçeğin farkındadır: “Şu andan daha iyi bir zamana sahip değiliz” n.f.eres

Başarılı insan, anı yaşamakla sürekli hayatla dirsek temasında olur. Hayat ve ona dair her şey şimdi de vardır. Geçmiş artık yoktur. Gelecek ise ancak şimdi de yaşananlar ve yapılanlara göre şekillenecektir.

“Geçmişi değiştiremeyiz, fakat şimdiyi yaşayarak geleceği kazanabiliriz” Niyazi F. ERES

Eflatun’a sormuşlar:

“insanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir? ”

EFLATUN tek tek sıralamış:

— Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler…

— Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler…

— Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayisiyla ne bugünü ne de yârini yasarlar…

— Hiç ölmeyecek gibi yasarlar. Ancak hiç yasamamış gibi ölürler…

“Being There” filminden çok çarpıcı bulduğum bir sözü unutamam: “Bir insanın geçmişi ona ayak bağıdır”

Geçmişe saplandıkça, düşüncelerimiz, zihnimiz geçmişe dönük oldukça, geçmişe bağlılık artar ve bu bağlar arttıkça ayak bağı hatta hayat bağı olarak yaşamı karmaşaya çevirir. 

 

 

Yazan: Niyazi Fırat Eres

www.gencgelisim.com

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız