Panik atak, ani bir şekilde başlayan ve zaman içerisinde tekrar eden yoğun huzursuzluk, sıkıntı ve korku nöbetleri olarak tanımlanabilir. Panik atakları yaşayan ya da yaşayacağı hususunda tedirgin olan kişilerin hayatları belirgin bir şekilde değişir. Kişi, kontrolünü kaybedeceği, ölmek ya da bayılmak üzere olduğu gibi bir takım endişeler içerisine girer. Bu düşünceler kişinin vücudunda hızlı ve karmaşık değişikliklere ve reaksiyonlara sebebiyet verir. Panik atağı olan kişiler ataklar arasında gergin ve huzursuz olurlar ve her an yeni bir atak gelişebilir korkusuyla genel bir endişe durumu geliştirirler ki buna ‘beklenti anksiyetesi’ adı verilir. Kişi evden çıkamamaya, yalnız kalamamaya başlar, aşırı derecede evhamlı ve hassas davranışlar sergiler, etraftan gelen tepkilere ve özellikle de kendi bedensel sinyallerine karşı aşırı duyarlılık geliştirir.
Panik bozukluğu olan kişilere fiziksel bir hastalığının olmadığını söylediği halde ikna olmazlar ve hastanelerin acil servislerine ya da kardiyoloji servislerine başvururlar. Bu nedenle zaman açısından ve ekonomik açıdan önemli kayıplara uğramaktadırlar.
Bu kişilerde şiddetli ölüm korkusu nedeniyle çökkün ruh hali yani depresyon da görülebilmektedir.
Panik bozukluğu olan kişilerin birçoğu sosyal ortamlara girmekten kaçınırlar. Yalnız kalamama, sokağa çıkamama, kalabalık ortamlara girememe en belirgin görünen durumlardır.
Panik bozukluğu olanların birçoğunda “agorafobi” de görüldüğünden bu kişiler aylarca evden dışarı çıkmayabilir ve bu nedenle işini veya okulunu aksatma ya da bırakma gibi durumlar söz konusu olabilir.
Panik bozukluğu olan kişilerde sıklıkla rastladığımız belirtiler şunlardır;
- çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması
- terleme
- tüm vücutta titreme ya da sarsılma
- nefes darlığı, boğuluyor gibi olma duygusu
- soluğun kesilmesi
- göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
- bulantı ya da karın ağrısı
- baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
- gerçekdışılık duyguları ya da benliğinden ayrılmış olma
- kontrolü kaybetme ya da çıldırma korkusu
- ölüm korkusu
- paresteziler (uyuşma ya da karıncalanma duyumları)
- üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Kişi eğer gerekli sağlık kontrollerini yaptırmış olmasına karşın bu belirtilerin tamamını ya da büyük bir kısmını yaşıyor ve bu belirtilerin sebebi bir fiziksel sağlık problemine bağlanmıyor ise panik bozukluğunun söz konusu olma ihtimali çok yüksektir.
Panik Bozukluk ruh sağlığı alanında çalışanlar tarafından iyi bilinen ve insanlar arasında sık görülen bir rahatsızlıktır. Öyle ki, herhangi 100 kişinin yaklaşık, 3 ya da 4’ü bu hastalığı ya daha önce geçirmiştir ya da halen bu hastalığı yaşamaktadır.
Doğru teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile panik bozuklukla başa çıkmak mümkündür. Panik bozukluğu olan ya da panik ataklar yaşayan kişilerin mutlaka ilgili uzmanlara başvurmaları gerekmektedir ki bu uzmanlar psikologlar ve psikiyatristlerdir. Etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamış yöntemlere, kulaktan dolma bilgilere ya da uzman olmayan kişilere başvurmak yerine psikolog ve psikiyatristlerden yardım alan kişiler bu rahatsızlıkla başa çıkmayı başaracaktırlar.