Hemen hemen bütün ilişkiler büyük bir heyecanla başlar. Tıpkı yeni başlayan her güzel şeyde olduğu gibi ilişkilerde de ilk zamanların heyecanı eşsiz ve çok keyiflidir. O keyifli ilk zamanlarda birçok şey aslında olduğunda çok daha güzel görünür kişilerin gözüne. Hatta neredeyse tüm dünya o ilişkinin etrafında dönüyor gibi gelir kişilere. Ancak, zaman içerisinde insanların en önemli özelliklerinden bir çıkar ortaya, alışmak…
Heyecan yaratan ilişkiye zaman içerisinde alışmaya başlar insan. Ve bunun yanı sıra sahiplenme ve aidiyet duyguları girer devreye. Benim sevgilim benim nişanlım benim karım benim kocam benim benim benim… Sahiplenme ve aidiyet duyguları sarmıştır o heyecanlı ilişkilerin her zerresini. Keyifli karın ağrıları, dingin bir ruh haline bırakır kendini. Ve bu geçiş süreci, ilişkinin, ilk zamanlarından daha farklı bir hal almasını sağlar.
Çoğu zaman ilişkilerinin ilk zamanlarını hatırlayıp iç geçirir insanlar. Her şey ilk zamanlarda çok daha güzeldi, artık hiçbir şey eskisi değil, o çok değişti gibi laflar sıklıkla kullanılmaya başlanır. Hâlbuki göz ardı edilen çok önemli bir gerçek vardır ki o da değişimin son derece normal olduğudur, tıpkı alışmak gibi. İnsanlar aslında yaşamının her döneminde çok önemli değişiklikleri yaşar ancak her zaman bunun farkında değildirler. Kimi zaman değişimi farkına bile varmazken kimi zaman ise değişime ayak uydurmak bir tarafa bunu düşünmeyi bile reddederler.
Neden ilk günlerdeki gibi değiliz diye düşünmek yerine, ilişkilerin de yaşadığını, her dönemde ayrı bir özelliğinin olacağını, bu özellikleri insanların kendilerinin yaratacağını kabullenmek önemlidir.
İlişkiler de insanlar gibidir, ihtiyaçları göz ardı edildiğinde sağlıksızlaşır, güzelliğini fark etmezse mutsuz olur, bakımsız ilgisiz kalırsa içine kapanır, güzelliğini gösteremez kimselere. O nedenle ilişkilerin değişim gösterebileceğini, her değişimle yeni ve eşsiz bir özelliğinin ortaya çıkabileceğini unutmayıp, ona ilgi ve özen göstermek ve her evresinin tadını çıkartmak en iyisidir.
