Evrensel değerler ile birlikte, mili değerlerimizin ve potansiyelimizin farkında olmak, bunları yaşatmak, geçmişten günümüze taşınan değerlerimizi barış içerisinde daha da zenginleştirmek suretiyle gelecek nesillere aktarmak, varlığımızın ve kültürümüzün dünya üzerinde kalıcılığını sağlayacaktır.
Her birimiz, bir diğerinin fikirlerimize, tarzımıza ve yaşam biçimimize saygı duymasını isteriz. Ancak bunu, aynı şekilde bizlerin de yapması gerek. Bununla birlikte, gerçek yaşamda ne yazık ki aramızdaki farklılıklar, bizi birbirimizden olabildiğince uzaklaştırmakta, farklı kulvarlarda hareket etmemize sebep olmaktadır. Çoğunlukla karşıt fikirleri görmezden geliyor, her zaman haklı olduğumuzu düşünüyoruz ve tüm bunlar da iletişimin kopmasına sebep oluyor.
Unutulmamalıdır ki toplumların gelişim hızı ve ilerleme potansiyeli, bireylerinin, hangi dünya görüşünde olurlarsa olsunlar, birlikte hareket etmesi ile birlikte daha yüksek ivme kazanacaktır. Böyle olabilmesi için, bireylerin ve toplulukların menfaatleri, asla milli menfaatlerin üzerinde olmamalı, aksine birbiri ile örtüşmesi gereklidir. Milletimizin üstün özelliklerini, dünya çapında konuşulan, örnek alınan bir hale getirmek için toplumumuzu belli bir standarda ulaştırma zaruretimiz vardır.
Bizim için hareket noktası, üzerinde kendimizi geliştireceğimiz, fikirlerimizi paylaşacağımız, zenginleştireceğimiz, uzlaşacağımız, birlikte başaracağımız, dünya ile rekabet edeceğimiz bir platform olmalıdır.
Dünyanın herhangi bir noktasında gerçekleştireceğimiz, ülkemizin gurur duyacağı başarılı faaliyetler ve elde edeceğimiz birikimler, kendimize ve insanlığa hizmet edebilir. Bu potansiyelimizi milli çatımız altında toplamak, kendi değerlerimiz ile yoğurmak, kendi beyin gücümüzü yabancı toplumlarda bireysel olarak yeşeren tohumlar halinde değil de, ülkemizin kalkınmasında değerlendirmek, milli bir önceliğimiz olmalıdır.
Evrensel değerler ile birlikte, mili değerlerimizin ve potansiyelimizin farkında olmak, bunları yaşatmak, geçmişten günümüze taşınan değerlerimizi barış içerisinde daha da zenginleştirmek suretiyle gelecek nesillere aktarmak, varlığımızın ve kültürümüzün dünya üzerinde kalıcılığını sağlayacaktır.
Ahmet Fevzi ÜÇER