Günde ortalama 15 saniyelik okuma süresi ile dünyada oldukça gerilerdeyiz. Ayrıca televizyon izleme oranımız olan, günlük ortalama 4,5 saat ile dünyada ABD’den sonra ikinci sıradayız. Bundan dolayı harika özelliklere sahip bu ülkemizde türlü sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların aşılması için aydınlık zihinlere, bilgiyle donanmış nesillere ihtiyaç vardır.
İnsanımızın temel sorununun özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum. Bu noktada özgüvenin azalmasına neden olan faktörler de kitapta işlenmiştir. Özellikle korkularımızın hayatımızın birçok noktasında bizleri engellediğini fark ettim. Bu kitabı okuduğunuzda özgüveninizin ne halde olduğunu, toplumsal kabullenmelerin, geleneklerin, çocuk yetiştirme biçimlerinin bunda nasıl etkili olduğunu göreceksiniz. Ve bireyin özgüveni azaldıkça, özgürlüğünün içsel boyutta nasıl azaldığını, özel ilişkilerde, sosyal ilişkilerinde nasıl aksaklıklar yaşandığını göreceksiniz.
İnsanların, öğrencilerin içsel kaynaklarını, motivasyonlarını harekete geçirmeden, sadece dışsal olarak ne kadar çok yatırım yapılırsa yapılsın, istenilen verim elde edilemez. Bu yüzden Millî Eğitim politikamızın nedenselliğe dayalı düşünme biçimini benimsemiş, okumaktan zevk alan nesiller yetiştirmesi için, öğrencilerin içsel kaynaklarını geliştirici, odaklı eğitim politikalarının üretmesi gereklidir.
Özgüven sorununun, ülkemizdeki sosyal sorunlara etkisi çok yönlüdür. Okuma alışkanlığımızın az olması, medyanın kültürel düzeye etkisi, mantıksallıktan ve faydacılıktan uzak birtakım geleneksel alışkanlıkların varlığı, insanımızın içsel boyutta tıkanıklar yaşamasına yol açmaktadır. İnsanlarda nedenselliğe dayalı düşünme alışkanlığının oluşması, empatiye dayalı iletişim biçiminin sağlanması için özgüvene ve özsaygıya ihtiyaç vardır.
Halil Kırık
www.gencgelisim.com