- Kontrollü davranışlarımızla acıya karşı korunmak
- Kendimiz ve başkaları için hangi davranışların sevgi doğurduğunu öğrenmek
Niyetimiz sevgiyi öğrenmek olduğunda, başkalarının bizi nasıl etkileyeceğine karar veririz. Eğer benim niyetim başkalarının benim hakkımda hissettiklerini kontrol etmekse, o zaman başkaları benden hoşlanmazsa üzülürüm. Kendimi reddedilmiş ya da değersiz hissedebilirim. Onları değer duygum için sorumlu kılarım ki bu da mükemmel olarak, şirin olarak, işleri doğru yaparak, doğru şeyleri söyleyerek, doğru görünerek, doğru uygulayarak ve benzeri davranışlarda bulunarak, diğer insanların benim hakkımda hissettiklerini kontrol etmeye çalıştığım anlamına gelir. Böyle yaşamak çok zordur!
Benim niyetim kendime karşı sevecen olmaksa, o zaman değer duygum için sorumluluğu başkalarına vermem. Bunun yerine esas değerimi tanımlarım; görünüşüme ya da yaptıklarıma göre değil şefkat, merhamet, özen gösterme, anlayış, yaratıcılık, azim, erdem ve benzer özelliklerime göre… Kendimi programlanmış egosu tarafından yaralanmış zihnime göre değil de yüksek benliğimin gözlerinden tanımlamayı öğrenirim. Eğer bir insan benden hoşlanmazsa, insanların kim oldukları ve ne hissettikleri hususunda kontrolüm olmadığını kabul eder, onların davranışlarını kişisel olarak algılamamın kendime karşı sevecen bir davranış olmadığını bilirim.
İçindeki Ruhsal Benlik
Odak noktam kendimi sevmek ve sevgimi başkalarıyla paylaşmak olduğunda bana sevinç veren davranışlarda bulunurum. Acı verici dış olaylar beni anlık olarak etkilese de niyetim kendimi sevmek olduğunda, çabucak kendi hislerim için şefkat beslemeye başlar; yalnızlık, kalp ağrısı, kalp kırıklığı, elem, keder veya üzüntünün içinden geçmemde bana yardımcı olacak huzurlu bir ruh haline girerim. Bu durum sonuçta kime yetki verdiğime bağlıdır. Kendi içimdeki ruhsal rehberliğe mi, yoksa diğer insanlara ve olaylara mı yetki veriyorum? Diğer insanlara ve olaylara yetki verdiğimde, diğer insanların ve şartların bir kurbanı olurum. Kendi içimdeki ruhsal rehberliğe yetki verdiğimdeyse, her zaman bir hakikat, huzur ve neşe kaynağına erişebilirim.
Mutluluğum ya da mutsuzluğum benim seçimimdir ve tamamen benim niyetime bağlıdır. Bu son kertede benim özgür irademle yaptığım bir seçimdir.
Niyetim kontrol edemediğim şeyleri kontrol etmek olduğunda ya da kendime, diğer insanlara ve gezegene karşı kontrol amaçlı sevecen olmadığımda, kendi mutsuzluğumu kendim yaratırım. Maddelere veya süreçlere olan çeşitli bağımlılıklarla acımı, diğer insanların onayını alarak hislerimi ya da kendime ve diğer insanlara karşı sevecen olmayan şekillerde davranarak diğer insanları ve sonuçları kontrol etmeye çalıştığımda, kendimi mutsuz ederim. Sonucun aracı mazur göstereceği inancıyla hareket etmek bana asla sevinç vermez.
Niyetim kendime ve diğer insanlara karşı sevecen olmak olduğunda, kendime, diğer insanlara ve gezegene kendimin ve hepimizin en yüksek hayrına olacak şekilde davranırım. Kendime ve diğer insanlara karşı sevgi dolu davranışlarım her zaman derin bir sevinç hissi verir.
Kendinizi ve diğer insanları sevmeyi öğrenme niyetini seçtiğinizde, kendinizi bilgelik, hakikat ve neşe kaynağıyla kişisel güç, bütünlük ve bağlantı içine sokarsınız.
Dr. Margaret Paul
Çeviri: Mihriban Doğan
www.gencgelisim.com