En anlamlı yaşamı yaratmak için seçimler yapıyoruz, bu seçimlerin sorumluluğunu alıyoruz ve sonuçlarını yaşıyoruz.
Oluşturduğumuz vizyon ve hedefler çerçevesinde aldığımız kararların amacımıza en uygun, zamanlaması en doğru ve makul kararlar olmasına özen göstermek başarıyı getirir. O kararı hayata geçirmek için zihinsel hazırlık sürecimizi yaparken eyleme hazır hale gelene kadar tüm koşulları ve pek çok alternatifi bir arada değerlendiririz. Tüm bu muhakeme süreci sonunda bir karar alırız ve harekete geçeriz. Harekete geçmenin birinci kuralı seçenekleri belirlemek ve bu seçenekler arasından bir seçim yapmaktır.
Peki seçimler neden önemli? Hem yaşamda hem de iş hayatında geleceğimizi, başarılarımızı, mutluluklarımızı ve yaşadıklarımızdan aldığımız doyumu verdiğimiz kararlar belirler. Bugün bulunduğumuz nokta geçmişte aldığımız kararların bir sonucudur.
Son zamanlarda aldığınız kararlardan bir kaçını düşündüğünüzde farklı karar mekanizmalarının etkisiyle bu seçimleri yaptığınızı fark edeceksiniz. Bu karar kriterleri; Sezgi, Duygular, Mantık, Hayal gücü, Şans, Kader, İlahi İrade, Deneyim, Değerler, Uzman Tavsiyesi. Her birini yaşamımız boyunca aldığımız kararlarda kullanıyoruz, hangisini diğerlerine göre daha fazla tercih ettiğimiz ve referans aldığımız bizim baskın karar kriterimizi ifade eder.
Başarılı iş liderleri kendi karar kriterleri ile ilgili farkındalığı yüksek olan kişilerdir. Çünkü liderlikte hızlı ve doğru kararlar vermek, alınan kararları hem bireylerin hem de şirketin fayda sağlayacağı şekilde yönetebilmek çok önemlidir. Lider yeterli ölçüde somut verilere ulaşamadığında zaman zaman belirsizlik ve karmaşayı ele alabilmek için değerlere ve sezgiye dayalı karar mekanizmasını ortaya koyabilir. Liderlikte bilginin azaldığı yerde varsayımlara, yorumlara, yargılara dayanan karar vermek yerine kendi iç sesine ve sezgilerine güvenen, değerlerini onore edecek kararlar veren kişiler olmak başarıyı getirir.
Verdiğimiz kararlar bir seçimi ifade ettiği için beraberinde vazgeçişleri de getirecektir. Bu noktada şu soruyu sormak önem taşır; “Buna evet derken neye hayır diyorum?” Eğer vazgeçişlerimizin bedeli seçimimizin sonucundan daha etkili olacaksa seçimimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekir. Örneğin bugün icra ettiğimiz mesleği seçmeye evet derken kendi ideallerimize ve mutluluğumuza hayır diyorsak başarısızlığı davet etmişiz demektir.
Yaptığımız her seçimin sorumluluğunu taşımalı ve vazgeçişlerimizi göz ardı etmemeliyiz. Terazinin kefelerine seçişler ve vazgeçişleri koyduğumuzda dengeyi yakalamak için karar kriterlerimizi yakından tanımak, hızlı karar almak yerine doğru ve makul kararlar almaya çalışmak, tüm seçimlerimizin vizyonumuzla ve hedeflerimizle örtüştüğünden emin olmamız gerekir.
yazan: İrem Erol