Dost Olabilmek

0
887

Dost Olabilmek

Yanında sesli düşünebildiğiniz kişidir dost.” “Gidiyoruz” dediğinde, “Nereye?” sorusunu sormadan “peki” diyebildiğiniz kişidir.

Kendisinden beklemediğiniz bir tavrı, sitemi, hareketi gördüğünüzde, “Ben yanlış anlıyor olmalıyım. Ondan bunlar sadır olmaz” deyip, kendisi ile konuştuğunuz, bütün yanlış anlamaları düzelttiğiniz kişidir.

Bir yaz mevsimi Erzurum’a gidip Palandöken dağına tırmansanız, “Kendisi için kar götüremiyorum, bari taş götüreyim” diye düşündüğünüz ve hatırına, çantanızda çikolata taşır gibi taş taşıdığınız kişidir.

Isparta’ya yolunuz düşse, dönerken kendisine sandıklar dolusu gül yaprağı getirmek istediğiniz kişidir o.

Gurbete gitse ve öğrenseniz ki, “ıhlamurlar çiçek açınca dönecek”, ıhlamurların çiçek açma döneminin Mayıs ayı olduğunu hatırına öğrendiğiniz kişidir.

Kendisi İstanbul dışına gitse ve “İstanbul’un lalelerini özlediğini” hissetseniz, yedi tepenin lalelerinden örnekler fotoğrafladığınız, bütün renkleri kendisine yakıştırdığınız kişidir o.

İstanbul’a döndüğünü ve artık lale özlemi çekmediğini bilseniz, o yıl bir tek lale fotoğrafı çekmeden, hatırına, lale mevsimini hissetmeden geçirdiğiniz kişidir.

Dost, sizin ayağınıza batan dikenle yüreği sızlayan kişidir. Sizin çocuğunuz hastalandığında ateşi yükselen, hüzünlenen, gözyaşı dökendir o.

İşsiz kaldığınızda, “Sizin için Allah öyle bir iş imkânı sunacak ki, ayrıldınız işyerinizden daha rahat, daha huzurlu olacaksınız. Bundan zerre kadar şüphem yok Ağabey” diyen kişidir.

İşsizlik döneminizde size borç vermek isteyen, kabul etmeyince üzülen kişidir, dost. Borç istediğinizde işten çıkıp yorgun argın evine giden, “zor günler için” biriktirdiği paradan sizin istediğiniz miktarda getirip, konferansınız bitinceye kadar sizi bekleyen, Mecidiyeköy’e kadar size eşlik eden, gecenin o saatinde zorla yemek yediren kişidir.

Öyle zor bir zamanınızda evinize misafir gelen, kütüphanenizden çektiği bir kitabın arasına para sıkıştıran, bunu fark edip, “İhtiyaç olduğunda isteriz” demeniz üzerine, “Size, benden istetirsem bana yazıklar olsun!” diyen kişidir.

Dost, kendisinden dünyevi bir beklettiniz olmayan kişidir. Bir kişinin “dost” bilinmesi, kabul edilmesi zordur, buna çokça sebep bulunabilir ama gerçekte dost, “sebepsiz sevdiğiniz”, sevginize gerçekçe aramadığınız kişidir.

Sizi aylarca habersiz bıraksa kendisine kırılmadığınız, kızamadığınız, derdinizi kâğıda döküp bir şişeye koyduktan sonra denize atıp, “Şişe onu muhakkak bulacaktır” dediğiniz kişidir.

“Şişeyi attığınız kıyılarda onun işi olmaz” diyen iç sesinizi, “O şişeye gitmese de, şişe bir yolunu bulup ona ulaşır” diyerek susturmanıza, reel düşünmekten gönüllü vazgeçmenize sebep olan kişidir.

Herkesin hakiki dostlara ihtiyacı vardır. Hakiki dost bulmak kolay değildir. Sayıları sınırlıdır. Varsa kıymetleri bilinmeli, hukuklarına riayet edilmelidir.

Hakiki dost aramaktan çok hakiki “dost olmaya” çalışmalıyız. Zira en kolayı, kendimize güç yetirmektir.

Biz iyi dost olursak, iyi dostlar bizi bulur.

Zira “benzer benzeri çeker.”

Recep KOÇAK / gumuslale@gmail.com

 

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız