‘Beyin midemiz gibi çalışır, önce bilgiyi alır sonra tekrar yolu ile hazmeder.’Nasıl çalıştığı günümüzdeki tüm çalışma ve ilerlemelere rağmen tam olarak bilinmeyen beynin sırrı, beyinde oluşan ve ‘nöron’ adı verilen yaklaşık yüz milyar hücrenin içindedir. Bir nöronun yeni …
Yazar : Sevİlay Şİmşek
sevilay_zafer@hotmail.com
‘Beyin midemiz gibi çalışır, önce bilgiyi alır sonra tekrar yolu ile hazmeder.’
Nasıl çalıştığı günümüzdeki tüm çalışma ve ilerlemelere rağmen tam olarak bilinmeyen beynin sırrı, beyinde oluşan ve ‘nöron’ adı verilen yaklaşık yüz milyar hücrenin içindedir. Bir nöronun yeni bir bağlantı kurma süresi yapılan araştırmalara göre 21 gündür. Bu şu demektir; bir davranışı 21 gün süre ile devam ettirmek, kurulan yeni nöron bağlantısı sayesinde o davranışın alışkanlık haline gelmesini sağlar. Zaman içinde daha sık tekrarlanan davranışlar ise ‘vücut saati’ kavramını harekete geçirerek süreklilik kazanmış olur.
Örneğin; her gün 7.30’da kalkan bir öğrenci tatil günlerinde dahi saat 7.30’da ansızın gözlerini açar. Çünkü vücut saati buna programlanmıştır. O halde herhangi bir davranışı, örneğin ders çalışmayı alışkanlık haline getirmenin bir yolu her gün aynı saatlerde çalışmak ve bunu 21 gün devam ettirmektir.
Beynimizi daha verimli kullanmak için bilinmesi gereken bazı hususlar üzerinde durmak yerinde olacaktır. Beyin hücreleri dışında insan vücudunun her organı doğumdan itibaren gelişir ve yenilenir. Beyin hücrelerinin sayısı ya sabit kalır ya da bazı dış etmenlerle azalabilir veya verimi düşebilir. Bu faktörleri sıralayalım:
1. Alkol sigara vb. kimyasal maddelerin kullanımı
2. Bilgisayar, tv, cep telefonu gibi elektronik araçlardan yayılan manyetik dalgalar.
3. Zamanı gereğinden fazla uykuda geçirmek
4. Yetersiz veya aşırı beslenmek
5. Hiçbir şey yapmadan boş geçirilen zaman da beynin verimini düşürür.
Beyni dinç tutacak ve daha verimli çalışmasını sağlayacak faktörler:
Dengeli ve düzenli beslenin: Özellikle büyüme dönemlerinde beslenme, vücuda sağladığı enerji bakımından oldukça önemlidir. Vücut kemiklerin uzaması, kasların gelişmesi için ihtiyaç duyduğu enerjiyi bol meyve, sebze ve protein içeren gıdalardan alacaktır. Bunun yanında meyvelerde bulunan işlenmemiş şeker vücudu zinde tutar, yorgunluğu alır. Bu nedenle her gün en az bir meyve tüketmek gerekir. Bu tüketimlerin vakitleri yemeklerden 30 dk. önce veya 3 saat sonra olursa meyvenin sağladığı yarar artar. Beslenme programı içinde kahvaltının da büyük önemi vardır, bu nedenle ihmal edilmemelidir.
Yeteri kadar uyuyun: Vücudun güne enerjik başlaması için gece uykusu çok önemlidir. Yaş ilerledikçe metabolizmanın ihtiyaç duyduğu uyku süresi azalır. Örneğin yeni doğmuş bir bebek günün 22-23 saatini uyku ile geçirir. Bu onun büyümesi için gereklidir. İlerleyen yaşlarda 6-8 saatlik uyku süresi bir yetişkine yeterli gelir. Bunun yanında 6-7 ve 8. sınıf öğrencileri 7-9 saatlik uyku ile rahatlıkla dinlenebilir. Diğer yandan okul dönüşünde 20 dakikayı aşmayacak bir uyku molası beyninizi toparlayarak sonraki öğrenmeleri daha verimli hale getirmeyi mümkün kılacaktır.
Tv, bilgisayar, cep telefonu gibi araçlarla çok uzun süre ilgilenmeyin: Özellikle öğrenciler, kendi sınırlarını bilerek, ailenizle de konuşup anlaşarak bu araçlardan faydalanma sürenizi belirleyin. Örneğin; haftada bir gün takip edeceğiniz bir dizi seçin. Cep telefonunuz, okuldayken ve ders çalışırken kapalı olsun. Bilgisayarı ise dersleriniz için gerekli olduğu zamanların dışında fazla kullanmayın.
Öğrenmeyi alışkanlık haline getirin: Sevgili öğrenciler; işleyen demir ışıldar, demiş atalarımız. Eğer siz öğrenmeyi okumayı, anlamayı alışkanlık haline getirirseniz beyniniz size uyum sağlayacaktır. Anlama hızınız artacak ve bilgi dağarcığınız genişleyecektir. Ancak çalışmak ve öğrenmek size işkence gibi gelirse o zaman 10 dakikada anlayabileceğiniz bir konuyu 2 saat geçse bile kavrayamazsınız.
Oksijenden faydalanın: Beyin oksijen ile çalışır, bunun için özellikle sabah erken saatlerde uyanıp, odanızı havalandırmak, mümkünse açık havada 20-30 dakikalık yürüyüşler yapmak yararlı olacaktır. Temiz havada yürümek, güneşin doğuşunu batışını seyretmek, erken kalkıp odanızdan rehavetli havayı uzaklaştırmak beynin işleyişine olumlu etki yapar.
Olumlu konuşmalar yapın: ‘Dil ne söylerse beyin onu yapar’ ifadesi gerçeği tam anlamı ile yansıtır. Örneğin; sabah kalkıp, bugün çok güzel bir gün ve ben mutluyum, önce bedeniniz ve yüzünüz mutluluk belirtisi olan ifadeleri alacaktır. Ancak tam tersi de mümkündür. Bugün çok sıkıcı, hayattan hiç tat almıyorum, şeklindeki düşünceler o günün berbat geçmesine sebep olur.
O halde gerçekten yapmak istediklerinizi söyleyin ki bunlar gerçek olsun. Beyniniz bunları gerçekleştirsin.
Yapmak istediğiniz fakat yapamayacağınız bir şeyi düşünün, sonra da aynı olayı yapabiliyormuş gibi davranın.
– Nasıl konuşursunuz?
– Nasıl nefes alırsınız? vs. doğru fizyoloji benzeşimini tanıyabilirsiniz, daha önce başarmayı düşünemeyeceğiniz şeyleri bile başarabilecekmiş gibi hissetmeye başlarsınız.
Küçük bir kız çocuğuna kirli, yırtık pırtık bir elbise giydirirseniz bir sokak çocuğu gibi, bir prenses elbisesi giydirirseniz ise bir prenses gibi davranır. Duruşunuz, konuşmanız, beyninizi, geleceğinizi ve başarınızı etkiler.
Gülümseyin: Hayata güzel baktığınızda her şeyin güzelini görür, gördüğünüz güzelliklerle de hayattan lezzet alırsınız. O halde işe gülümsemekle başlayın.
www.gencgelisim.com