1832-1888 yılları arasında yaşamış Amerikalı yazar Louisa May Alcott, 1869'da yazdığı “Küçük Kadınlar” ile kariyerinin en üst noktasına çıktı. Romanlarında genel olarak 19. yüzyıl ev ve aile yaşamını anlatarak iyiliye, sadakate ve dürüstlüğe methiyeler düzer…
Dale Carnegie
Louisa May Alcott: Kendisini Anlattığı Kitabıyla Zirveye Ulaşan Yazar
1832-1888 yılları arasında yaşamış Amerikalı yazar Louisa May Alcott, 1869'da yazdığı “Küçük Kadınlar” ile kariyerinin en üst noktasına çıktı. Romanlarında genel olarak 19. yüzyıl ev ve aile yaşamını anlatarak iyiliye, sadakate ve dürüstlüğe methiyeler düzer.
M.Ö. 500'lü yıllarda Aşilüs adındaki trajedi tazarı Atina'da ölmez eserlerini sahneye koydu.
Pek uzakta kalan o günlerden, rekorlar kıran "Abie's Irish Rose" oyununu oynandığı zamana kadar hiçbir eser "Küçük Kadınlar" isimli film kadar şöhret kazanmadı. Bu film, New York'un Radio City Sineması'nda tam 3 hafta gösterildi. Gösterimin yedinci gününde bile yer bulmaya çalışanlar uzun kuyruklar meydana getiriyorlardı. Kuyruklar sokaklarda birkaç blok öteye kadar uzanıyordu. Dükkan sahipleri kalabalığa hayretle bakıyorlardı. O güne kadar halkın bir filme bu kadar ilgi gösterdiği, gişelere saldırdığı görülmemişti.
Babaları savaşta olduğu için anneleriyle yaşayan ve yaşamın farklı yüzleriyle tanışan Meg, Jo, Beth ve Amy adlı dört kız kardeşin hikayesini anlatan hikayenin yazılışı da ayrı bir hikayedir. Louisa M. Alcott gençliğinde erkek çocukları gibi davranan, ıslık çalmaktan hoşlanan bir kızdı. Kız arkadaşları ile ilgilenmez, onlar hakkında yazmaktan hoşlanmazdı. Ailesine maddi yardımda bulunmak üzere kitaplar yazmaya başladı.
Yayınevi sahibi bir gün Alcott'dan kızlar hakkında yazı yazmasını istedi ve bunda direndi. Louisa, razı olur gibi göründü ise de içinden isyan ediyordu. Fakat sonunda zincirlerini kırdı, Küçük Kadınları kaleme aldı ve tüm dünyanın çok sevdiği bir esere imza atmış oldu.
Otobiyografik öğeler içeren bu romanda Jo March karakterinin Alcott'un kendisi olduğu öne sürülür. Ama Louisa May Alcott; zaman zaman sisteme uyan yönüyle biraz Meg, isyankar tavırlarıyla biraz Jo, çekiciliğiyle biraz Amy, içe kapanık halleriyle biraz da Beth'dir aslında…
Louisa May Alcott'dan Dersler
– En yüksek arzularım uzakta, güneş ışığının orada. Onlara ulaşamayacağım belki de… Fakat onları gözlüyorum, güzelliklerini görüyorum, onlara inanıyorum ve işaret ettikleri yolu izlemeye çalışıyorum.
– Fırtınalardan korkmuyorum; çünkü sandalımı nasıl yüzdüreceğimi biliyorum.
– Bildiklerin ve öğreneceklerin, gerçekten ihtiyacın olan gerçekler mi acaba?
– Babam, "Tanrı için kutsal iş hangisidir?" diye sorduğunda Anna "erkekler" dedi, bense "bebekler"… Erkekler zaman zaman kötü olabiliyorlar ama bebekler hiçbir zaman…
– İyi kitaplar, iyi arkadaşlar gibi az ve nadirdir.
