Ve Halep.. Cesetlerin arasında nefes almaya çalışan Halep.. Kelimelerimin tükendiği Halep..
Eşimle henüz yeni nişanlıyız.. Doğum günü kutlamaya gidiyoruz.. Eşim 4 Mayıs ben 5 Mayıs tarihli.. Anlayacağınız çifte kutlama.. la la la..!!
Neyse kırmızı ışık yandı, Suriyeli bir çocuk yanaştı araca, uzattı elindeki mendili hiç bilmediğim bir dilde.. Sonra teşekkür etti hiç bilmediği bir dilde.. Ebeveynleri ilk bunu öğretmişti onlara, çünkü minnet duyulmalıydı abilere, ablalara.. Öğrendiler, şükürle karışık bir ” teşşekkur”.
Sonra yine ışık, yine mendil.. bu sefer farklı bir yüz ama aynı yalvaran göz.. Durmadık bu sefer, devam ettik yolumuza..
Yemekler yendi, hediyeler verildi ve böylece bir kutlamanın daha sonuna gelindi.. Eve geldiğimde ise yeni yaşın güzelliği değil, durmadığımız çocuğun bakışıydı aklımda kalan..
O yaz evlendik.. Anne oldum.. Mayısta doğdu oğlum da bizim gibi.. Birkaç ay sonraydı; haberlerde Suriyeli bir çocuk.. ” Üç yaşındaki Suriyeli çocuk AYLAN KURDİ bodrum açıklarında annesi ve kardeşi ile boğularak can verdi…” Oğluma baktım, ekrana baktım.. Sarı saçlarına baktım Aylan’ın, sarı saçlarına vuran dalgalara baktım.. Ve devam etti spiker: ” Aylan bebek, dünyanın utancını yüzüne vurdu.!”
Arama motoruna yazdım: Aylan KURDİ.. Vikipedi çıktı karşıma. Doğum tarihi, ölüm tarihi, ölüm sebebi.. Vikipedi Aylan bebeğin bebekliğinden hiç bahsetmiyor.. Doğduğu andaki annesinin sevincinden hiç bahsetmiyor.. Annesinin süt kokusundan, uykusuz gecelerinden, ilk anne deyişinden, ilk adımlarından, oyunlarından.. Vikipedi Aylan bebeğin geride bıraktıklarından bahsediyor.. ”Aylan Kurdi’nin fotoğrafı Avrupa ülkelerinde mültecilere bakışı konusunda değişikliğe yol açtı. BM’nin yardımları arttı, sınırlar açıldı, o resim Time dergisinde yer aldı…”
Üzülerek söylüyorum ki, sınırları açtığınız mülteciler , o sınırlar içinde aç geziyor.. o kamplarda salgın hastalıkla uğraşıyor; o şehirlerde kadınlar, çocuklar tecavüze uğruyor; o sınırların çöplerini topluyorlar bir parça ekmek için..
Time dergisinde yer alan o fotoğraf ise, çoktan vicdansızlığın raflarında tozlandı bile..
Aylan, Ümran ve niceleri.. Muhammed, Ahmet ve Yusuf.. Onları da anlatırım belki birgün..
Ve Halep.. Cesetlerin arasında nefes almaya çalışan Halep.. Kelimelerimin tükendiği Halep..
Anlayamazsınız çünkü sizin derdiniz çok büyük. Noel ağacınız hazır değil henüz..Hediye konusunda hala kararsızsınız..
Aylan bebek için ” Dünyanın utancını yüzüne vurdu ölürken ” demişti spiker.. Çok üzgünüm ..
DÜNYA HİÇ UTANMIYOR..
DÜNYA HİÇ UTANMIYOR..!!
Rabia..
Aralık 2016