Kadir Akel “Dert Etme Allah Yeter” diyor. Bunu da neden dediğini bize böyle açıklıyor.
Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız hocam? Hangi okullarda okudunuz? Nerede çalıştınız bugüne kadar?
1975 Kahramanmaraş doğumluyum. Evliyim iki kızım var. İlkokulu ve ortaokulu Kahramanmaraş’ta okudum. Lise yıllarında babamın işi gereği Kırşehir’e yerleştik. Liseyi Kırşehir’de, Üniversiteyi de Gazi üniversitesinde okudum. Psikolojiye gönül vermiş birisi olarak Türkiye’nin birçok kurum ve kuruluşunda çalıştım. Ek olarak bir yıl askeri hastanede psikoterapi yaptım.
Yazmayı seven bir insansınız. Ne zaman nasıl yazmaya başladınız?
Yazma yeteneği Yüce Allah’ın insanın içine attığı güzel bir ilham yolculuğudur. Benim bu ilham yolculuğuna çıkışım ilkokul yıllarıma denk gelir. Başarısızlıkla başlayan bir süreç onlarca ödülle devam etti. İki Türkiye birinciliği, bir uluslar arası derece aldım. Hayatımda onlarca temel prensiplerim vardır. Bunlardan bir tanesi de “Başarısızlıktan korkma, yılmaktan kork. Yılmazsan eğer zirve önünde diz çöker” anlayışı oldu.
Eser vermeyi seven insan olarak güne kadar hangi kitaplarınız yayınlandı ve nasıl ses getirdi?
Bu güne kadar altı kitabım yayınlandı. Rabbimin izni ile inşallah hepsi çok beğenildi. Motivasyon kitaplarım, ( Düş yolculuğu motivasyon Öyküleri, Yazık Sınav Canavarı Olmuşsun motivasyon kitabı), Türkiye’de ilk kez İnternetin Zararları ile ilgili kitap yazmak bize nasip oldu. “Çocuğumu İnternette Kaybettim” kitabımız, Türk tarihinin en hazin öyküsünü Sinema kurgusu ile yazdık “Beni Kara Gömdüler Anne”, Sonrasında insanların dünyaya gönderilmesindeki asıl amacın Yüce Yaratıcıyı bulması olduğunu bilerek Çok merak edilen, gizemli bir konuya ayet ve hadislerle giriş yaptık. “Allah Sevdiği Kulu Nasıl Korur” kitabımızı çıkardık. Son olarak da son serinin ikinci kitabı olan “Dert etme Allah Yeter” kitabımız henüz çok yeni olmasına rağmen büyük ilgi gördü ve Rabbimin izni ile çok beğenildi. Bütün kitaplarımı yazarken hep bir şeyi önemsedim. Kardeşlerim beni affetsin, Türkiye’de en iyi olmaları. Sanırım bu hedefe çok yaklaştım.
Bu aralarda hangi kitap çalışmasını yapmaktasınız?
Çok değerli yayıncım Adem kardeşimle Türkiye’de gerçekten ciddi bir boşluk dolduracak bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Okuyucularımıza sürpriz yapmayı düşünüyoruz İnşallah. Bu nedenle fazla ayrıntıya girmemek doğru olur. Sevgili kardeşlerimizden tavsiyem bizi takip etsinler.
Kitaplarınız “Allah sevdiği kulunu nasıl Korur” ve” Dert Etme Allah yeter” bir solukta okuduğumuz kitaplarınız bunların akıcı olmasının sebebi nedir?
Filozofun bir sözü vardı; “ Ne söylediğin değil nasıl söylediğin önemlidir. İnsanların kalbine girecek, onlara tepeden bakmayan, samimi bir üslupla kitaplarımız ele aldım. Okuyucu ile aynı duyguda buluştuğumu düşünüyorum. Öncelikle kitapların konusu herkesin ihtiyaç hissettiği konular. Bundan sonrası kendinizi rüzgarın akışına birakmak. Ben de aynen öyle yapıyorum.
Kitaplarınızdan çok okuyan bir yazar olduğunuz belli. Ne kadar kitap okuyorsunuz? Nasıl bir okuma programınız var?
Rabbimin izni ile İnşallah okurla aramda bir gönül bağı oluştu. Her gün bu gönül bağına yeni kardeşlerimiz katılıyor. Bu beni çok mutlu ediyor. Bilmeden anlatmak mümkün değildir. Bu nedenle önce birikiminiz olmalı ki yazdıklarınız dolu dolu olsun. Yolculuğa çıkarsınız. Yanınıza sadece su alır diğer ihtiyaçları dikkate almazsanız sorun yaşarsınız. Yiyecek, ek kıyafet, üzerine oturacağınız bir minder aldığınızda yolculuk sizin için işkence olmaktan çıkar. O nedenle Zihni doldurmak adına okumak gerekir. Seçici olmak şartı ile her kitabın okumaya değer olduğunu düşünüyorum. Çok özel bir programım yok. Susadığınızda su içersiniz ya, okumak da öyle bir şeydir. Yeri zamanı ve miktarı yoktur. Açlık hissettiğinizde okumanız yeterli olur.
Aynı zamanda eğitimcisiniz gençlerin okumaması sebepleri neler. Gençlere okumayı nasıl sevdirebiliriz?
Açlık hissetmek dedim az önce. Evet maalesef okumayı gençlerimize ve çocuklarımıza sevdiremedik neden? Çünkü onların zihin dünyasında, gönül dünyalarında okumaya karşı bir ufuk açamadık. Okumayı ders gibi sıkıcı bir içeriği öğrenmek adına yapılan bir eylem olarak koşulladık. Okuma deyince gencin aklına; sınav, sınıf geçmek için sevmediğin bir konuyu saatlerce öğrenme süreci olarak kaydettik. Gönlüne güzel bir baharın geldiği, mutlu insanların huzur içinde yaşadığı bir diyar olarak gösteremedik maalesef. Okuma alışkanlığının bir alışkanlık süreci olduğunu unutmamak gerekir.
Gençler yazmaya heves ediyor okumadan yazılan şiir ve yazılar da kalitesiz oluyor genelde. Sizde zaman zaman okumadan yazana çok rastlıyorsunuzdur. Onlara ne tavsiye ediyorsunuz? İyi bir yazar olmanın sırları neler?
Bilmeden yazmak, gözünü kapatıp yürümeye benzer. Karşına ne çıkacağını bilemezsin. Az sonra duvara toslar kalırsın. Önce zihin dünyasını doldurmalı. Sonrası sizin kaleminizin nasıl döndüğüyle alakalıdır. İyi bir yazar olmak için yüreğinden gelen sese kulak vermek gerekir. Tabi insanlarla empatik olmalı yazar. Yukarıdan bakan bir anlayışla “ ben yazayım okusunlar mantığı ile yola çıkmak karşıdakini( okuru) anlamamak olur ki bu da asla başarı getirmez.
Okuyan insan ile okumayan arasında ne fark vardır?
KADİR AKEL- Gece ile gündüz gibidir. İki adam düşünün birisi vadinin içinde diğeri tepenin başında etrafa baksalar hangisi daha fazla şey görür. Elbette tepedeki. Okuyan insan işte o tepedeki insandır. Hayata bakınca çok şey görür. Tabi unutmamak gereken nokta “bilgi gerçek bilim adamında mütevazılığe dönüşür”. Bir adam okuyor kibri artıyorsa doğru okumuyor demektir. Maalesef burnundan aşağı bakmayan insanlar o kadar çok ki, Onlar adına gerçekten üzülüyorum. Çok zavallılar çok.
İyi bir Müslüman olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?
Asıl amaç neydi? Allah’ı bulmak. İster bilim adamı ol. İster doktor, ister mühendis asıl amacımız Allah’ı bulmak. İşte bu insan olmanın ilk şartıdır. Çünkü biz bu dünyaya keyif çatmak için gelmedik. Nefis hep en kolayı ve en eğlenceli olanı tercih eder. Peygamberimiz “Zorda hayır vardır” der. Nefse zor gelen her şeyde hayır vardır. Unutmasınlar zafer ancak ciddi bir emeğin sonunda gelir. Ciddi bir mücadelenin sonunda kendini gösterir. Mücadele etmek yaşamaktır. Yaşamak da burnunu yere sürtmektir. Unutmasınlar. İman insanın kendi içindedir. Doğrular da aynı yerdedir. Dönüp kalplerini yoklasınlar. Her türlü cevapsız soruya cevap bulacaklardır. Önce kardeşlerimiz severek başlasınlar, En önce Allah’ı yüce yaratıcıyı severek başlasınlar. Sonra onun yarattığı her şeye ibret gözü ile baksınlar. Kendilerine Yüce Yaratıcıdan binlerce mesaj gelmiştir. Görmeye çalışsınlar.
Bu uzun sohbetten dolayı umarım sevgili kardeşlerimizi yormamışızdır. Bizi iffetsinler, haklarını helal etsinler.
Çok teşekkür ederim Kadir Hocam.
*
Turan Yalçın
www.gencgelisim.com