Hayallerinizle aranıza girenin imkansızlıklar olduğuna emin misiniz? Mazeretlerinizin arkasında korkularınız yatıyor olmasın… Gizlice yaşamımıza sızan korkular yavaş yavaş kontrolü ele geçirir…
KORKULARIN SAKLANDIĞI YERLER
Sokaktan karşıdan karşıya geçerken “sağına soluna bakmayı unutma” şeklinde tedbirler aldıran korkular güzeldir. Bir de özgürlüğümüzü ve ifademizi kısıtlama şeklinde tedbirler aldırtan korkular vardır ki işte bu tür korkular yaşamımızda olduğu sürece sevgi yerine onun zıt kardeşi korku ile flört etmeye başlarız. Flört şeklinde başlayan ilişki ciddileşmeye başlayınca korkular gizlice yaşamımıza sızmaya başlarlar. Öyle ki sonunda korkularla çevrili bir hapishane içinde buluruz kendimizi. Bu hapishaneden kurtulmanın ön şartı korkuların varlığını kabul etmektir. Korkuların varlığını kabul ettikten sonra korkuların saklandığı yerler görünür hale gelecektir. Bu yazımda korkuların saklandığı birkaç yerden bahsetmek istiyorum.
Örneğin; o çok merak ettiğiniz güzel ülkeyi ziyaret etme isteğinizi yıllardır gerçekleştirememiş olabilirsiniz. Çünkü korku, güvenlik alanızın dışına çıktığınızda savunmasız kalacağınızı, ilişkide olduğunuz kişilerin yokluğunuzda başkalarına yönelme olasılıkları olduğunu size hatırlatıp durmuştur. Ve bunun üzerine siz de belki de hiç farkında olmadan o çok sevdiğiniz ülkeye gitmeye gerek olmadığına dair ikna çalışması yaparsınız. Ya seyahate çıkamayacak kadar yaşlısınızdır, ya seyahat için yeterli bütçeniz yoktur ya da sadece ve sadece sizin tarafınızdan yapılması gereken işler vardır. İkna çalışmaları güzel bir örtüdür, korkuları görünmez yapar.
Korkuların saklandığı diğer bir yer ise yargılardır. Yargıladığınız kişi her ne yapıyor ise büyük bir olasılıkla siz de benzer şeyi yapmak için yanıp tutuşursunuz ancak ortada bir rakibin olması hoşunuza gitmez. Milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyada bir işi sadece sizin yapacağınızı düşünmek biraz garip olsa da yargılamaya devam edersiniz. Ve tüm dikkatinizi dışarıya çevirdiğiniz için kendinizi hareketsizliğe mahkûm edersiniz. Çünkü hareket ettiğiniz takdirde diğer kişi için söyledikleriniz sizin için de geçerli olacaktır. Aslında yargıladığınız kişide neler görüyorsanız benzerleri sizde de vardır. Aksi takdirde onun hikâyesini bu kadar iyi bilemezdiniz.
Korkuyu aramak için nereye bakarsanız bakın karşınızda kendinizi bulursunuz. Gerçek şu ki sadece bildiğimiz şeyler bizi korkutur. Bilmedikleriniz ise asla. Geçmişte kendinizi korumak adına aldığınız tedbirler işinize yaramış olabilir ama artık her şey değişti. Bir kere artık çocuk değilsiniz. Hatta eskisine göre daha güçlü ve daha donanımlısınız.. Hadi kendinize bir iyilik yapın ve korkuların çevrelediği bu hapishaneden kaçış için zekice bir plan yapın. Unutmayın korkular genelde yargılar, tedbiri elden bırakmadığımız ikna çalışmalarının ve “…asla yapmam”, “… Prensibim değildir “, “Olacak şey değil” lerin, arkasına saklanırlar. Korkular her vedalaştığınızda size güzel bir hediye bırakırlar. Bu hediyeler ise zıt kardeşi “Sevgi” nin esintileri olacaktır.
*
Sibel Kavunoğlu
milliyet.com.tr
