Duygular ve davranışlar, zihinsel ve fiziksel faaliyetlerin sonucudur. İnsanın tüm davranışları niyetlerinin, inançlarının ürünüdür.İnsanları değerlendirirken, onlarla iletişim halindeyken onlar hakkında kötü düşünmeyin. Onlarda sizin yaptığınız gibi doğru olduğuna inandıkları şekilde davranıyorlar.
Niyetleri, davranışlarını şekillendiriyor. Karşılaştığınız davranışları kişiselleştirmeden konuya odaklanmalı ve her doğrunun yanlış bir tarafı her yanlışın da doğru bir tarafı olabileceğini unutmayın.
Başarılı insanlar anlayış yeteneklerini geliştirmiş, çeşitlendirmişlerdir. Karşımızdaki insanın davranışları ardında saklı niyeti anlayabilmek için yorum, empati, anlama, sempati gücüne ihtiyaç vardır.
Bir insanı anlayabilmek için onun kelimelerini, davranışlarını anlamak yetmez. Onun düşüncelerini, niyetini de anlamak gerekir.
“İnsanın düşünce ve niyeti ne ise ancak onlara göre insandır” Z. Gündüzalp
Her insan, yaşantısının her anında çeşitli davranışlarda bulunur. Bu davranışlar, kişinin niyet ve inançları sonucunda şekillenir. Bu şekillenen davranışlar diğer insanlar üzerinde, olaylar üzerinde, davranışı yapan üzerinde çeşitli etkilere sahiptir. Bu etkiler bazen niyet edilenden farklı bir davranışı şekillendirebilir. “Kaş yaparken göz çıkarmak” deyiminde olduğu gibi.
Bir davranışla ilgili olarak değerlendirme yapmadan önce niyeti iyi kavramalıyız. Bunu yapmakla hem haksızlıklardan korunmuş, hem de kendimize karşımızdaki kişinin gerçek niyetini anlama fırsatı vermiş oluruz.
Niyetler davranışlardan önce gelir ve davranışlardan daha önemlidir. Davranışların değeri niyetlerle ölçülür. Zira davranışın ardındaki niyetler kişileri tanımamızda onları anlamamızda en büyük kılavuzdur.
İnsanların davranışlarına değer veren, ardındaki niyet ve kişinin inançlarıdır. Bunlar göz ardı edilerek sadece davranışlara değer vermek kişinin etrafındaki davranışları sağlıklı değerlendirememesine, dolayısıyla başarısının olumsuz etkilenmesine sebep olacaktır. Ayrıca, davranışta bulunan kişinin niyeti çözülemez, anlaşılmaya çalışılmazsa o kişinin de başarı adımlarına çelme takılmış olunur.
İnsan sekiz yaşından itibaren davranışlar ve niyetler arasında ilişki kurmaya başlar. Bu yetenek, zaman içinde sadece davranışa değer verilerek hareket edildiği için körelir. Başarılı insanlar, bu yeteneklerini tekrar bileyerek hayatlarına katarlar.
Niyetler anlaşılmadan sadece davranışlar görüldüğünde, niyetler, güzel düşünceler ikinci planda kalır hatta fark edilmezler bile.
Niyetler bir buz dağının görünmeyen kısmıdır. Görünen kısımdaki davranışlara odaklanırsak görünmeyen güzellikleri ya da olumsuzlukları fark edemeyiz. Sadece davranışlara önem vermek bizi körleştirir.
“Hayır gibi görünen işlerde şer, şer gibi görünen işlerde hayır vardır”
Hadis-i Şerif
Bir buz dağını sadece göründüğü kadarıyla algılayan ve düşünmeden hareket eden bir kaptan, buz dağının görünmeyen kısmının oluşturduğu tehlike karşısında savunmasızdır. Bu durumda gemi buzdağının görünmeyen kısmına çarpacak ve batacaktır.
Niyetleri anlamadan sadece davranışlara değer veren, davranışlara odaklanan, davranışları önemseyen kişi, bir körlük içerisinde ya iyi davranışın ardındaki kötü niyeti sezemeyecek ve zarar görecek ya da kötü sonuçlanan bir davranış sonunda davranıştaki iyi niyeti göremeyecektir. Bu durum insanın başarı yolunu saptıracaktır.
Niyetler ve davranışlar hakkında bilgisi artan kişi, bu bilginin arttığı ve kullanıldığı oranda körlüğünden kurtulur.
Hz. Muhammed (sav) için de niyetler önemliydi. Çünkü davranışlar görülebilmesine rağmen niyetler insanın düşüncelerinde gizlidir. Niyetler hep iyi ve doğru olsa mesele olmayacaktır. Fakat bazen nefsanî arzularla düşüncelerde kötü niyetler gizlenebiliyor. Bu ise büyük bir tehlike arz eder.
Başarılı insan, bu tehlikeyi sezen, gören, tedbir alan davranış ve niyet arasındaki görülmesi bir meziyet gerektiren köprüyü görebilendir.
Başarılı insan tıpkı bir define arayıcısı gibi davranışın altındaki niyetleri görür ve bulur.
Herhangi bir kişinin herhangi bir davranışının ardındaki niyeti anlayabilmek, çözebilmek, gelecekte de o kişiden gelecek davranışları değerlendirebilmeniz için iyi bir rehber olabilir.
Başarılı insan, bir filozof edasıyla düşünür ve davranır. Her olaya, her davranışa onu daha iyi anlamak ve görmek için bakar. Böylece insanların ve kendi dünyasının fakirliklerini ve zenginliklerini görebilir.
Her insanın yaptığı çeşitli davranışların niyetleri farklı olduğu gibi aynı davranışı tekrar eden kişinin de aynı davranışlarının niyetleri farklı olabilir. Davranışlar aynı kişi tarafından aynı şekilde yapılsa dahi niyet değişebilir. Eğer niyeti iyi anlayamazsak davranışların ardındaki değişen niyetler karşısında bocalayabiliriz.
Her iki arı da aynı çiçeğe konup kalkar; birinden bal diğerinden (eşekarısı) zehir meydana gelir.
İki kamışta aynı dereden sulanır; birinden şeker çıkarılır, diğerinin içi boştur.
Acı suda tatlı suda görünüşte berraktır. Aralarındaki farkı, içen zevk sahipleri bilir.
Bir davranışın ardındaki niyeti anlayabilmek için duru bir düşünce yapısı geliştirmiş olmalıyız. Bir davranışın niyeti anlamak için, önce bizim o davranışın ardındaki niyeti anlamaya niyetimiz olup olmadığını anlamalıyız.
Eğer niyeti anlamaya istekli değilsek buna gerek bile duymadan direkt olarak davranışı değerlendiririz. Bunu da önyargılarımızı tecrübelerimizi kullanarak yaparız. Sonuçsa büyük ihtimalle istediğimiz gibi olmayacaktır.
“İnsanların niyetleri derin bir kuyunun suları gibidir, akıllı kişi onları açığa çıkarır” Özlü Söz
Şunu unutmayın, cevizi kırmadıkça ne içi meydana çıkar ne yağı.
Başarının 41 Kere Maşallahı/Niyazi Fırat Eres
www.gencgelisim.com