İngilizcede “be going to” bir dilbilgisi zamanından çok kalıptır. Türkçe tam karşılığı olmasa da yakın gelecek zamanı ifade eder. Bu yüzden planlı bir amacı yansıtır. Bu kalıp “be” fiilinin şahıs zamirine göre çekiminin ardından fiilin mastar halini alır. Fiil çekimi şöyledir:
I am going
you are going
he is going
she is going
it is going
we are going
you are going
they are going
Aşağıda “going to” cümle örneklerini birlikte inceleyelim:
She is going to cook. –> O yemek pişirecek.
Why are you going to read that book? –> O kitabı niçin okuyacaksınız?
Are you going to come with me? –> Benimle gelecek misiniz?
I am going to see you soon. –> Seni yakında göreceğim.
She is going to meet her boss. –> Patronuyla görüşecek.
They are going to appear on TV. –> Televizyona çıkacaklar.
He is going to sell his house. –> Evini satacak
They are going to make a meeting. –> Toplantı yapacaklar.
We’re going to be friends. –> Arkadaş olacağız.
She is going to make a big cake. –> Büyük bir pasta yapacak.
They are going to sell their old car. –> Eski arabalarını satacaklar.
I am going to give you a present now. –> Sana şimdi bir hediye verecegim.
I am going to be sick. –> Hasta olacağım.
I am not going to study . –> Çalışmayacağım.
The party is going to be a very interesting. –> Parti çok ilginç olacak.
I’m going to open the door. –> Kapıya ben bakarım.
They are not going to wait for us. –> Onlar bizi beklemeyecekler.
Ali is not going to spend the weekend in Uludağ. –> Ali hafta sonu tatilini Uludağ’da geçirmeyecek.
Ayşe is not going to tell you a story. –> Ayşe size bir hikaye anlatmayacak.
She is not going to cook today. –> O, bugün yemek pişirmeyecek.
Are you going to sleep? –> Uyuyacak mısın?
I’m going to make some sandwiches. –> Sana biraz sandviç hazırlıyım.
Who is going to make Jale’s birthday cake. –> Jale’nin doğumgünü pastasını kim yapacak?
I’m going to fire him. –> Onu mutlaka işten atacağım.
She is going to turn me down. –> Beni kesinlikle reddedecek.
You are going to regret for this. –> Bunu yaptığına mutlaka pişman olacaksın.
She is going to have a baby. –> Onun bir bebeği olacak.
I am going to change my school. –> Okulumu değiştireceğim.
He is going to change his job. –> O işini değiştirecek.
She is going to buy a new car. –> O yeni bir otomobil alacak.
She is going to stay. –> O kalacak.
I am not going to sit down. –> Oturmayacağım.
Are you going to go? –> Gidecek misin?
It is going to rain. –> Yağmur yağacak.
He is going to spend his vacation in Hawaii. –> Tatilini Hawai’de geçirecek.
We are going to meet each other tonight at 6:00 PM. –> Bu gece 18′de buluşacağız.
When are we going to meet again? –> Tekrar ne zaman buluşacağız?
Are you going to help me? –> Bana yardım edecek misiniz?