Başarı kavramı herkese göre değişse de, eninde sonunda para ile özdeşleştirilerek ‘başarı eşittir para’ olarak kabul edilmektedir. Ne yaptığımızdan çok onu neye dönüştürdüğümüz ve ne kadar ettiği sonunda tüm tartışmaların ana konusudur. “Kaç paralık adam” olduğumuz veya “kaç para edeceğimiz” bir anlamda bizleri para kavramıyla sık sık karşı karşıya getirmektedir. “Para Para Para” tabiri Fransız İmparator Napolyon’un ünlü sözü gibi görünse de birçok insanın belki de var olma nedenidir.
Zaman zaman hasta birileri için para gerekir ve bunu ileten postalar ulaşır elinize. Önce doğal olarak üzülür insan; ama sonra bu paralar nereye ve niçin gidiyor diye düşündüğünde, doktorların veya hastanelerin para olmadan hastaya bakmayacağı ve para olmadan ilaç alınamayacağı gerçeği dikilir karşınıza. Yani para olmadan sağlığına kavuşamaz insan.
Bir bakan veya hükümet yetkilisi bir projeden bahseder ve …
DOÇ. DR. TURGAY BİÇER
www.dorukperformans.com
Başarı kavramı herkese göre değişse de, eninde sonunda para ile özdeşleştirilerek ‘başarı eşittir para’ olarak kabul edilmektedir. Ne yaptığımızdan çok onu neye dönüştürdüğümüz ve ne kadar ettiği sonunda tüm tartışmaların ana konusudur. “Kaç paralık adam” olduğumuz veya “kaç para edeceğimiz” bir anlamda bizleri para kavramıyla sık sık karşı karşıya getirmektedir. “Para Para Para” tabiri Fransız İmparator Napolyon’un ünlü sözü gibi görünse de birçok insanın belki de var olma nedenidir.
Zaman zaman hasta birileri için para gerekir ve bunu ileten postalar ulaşır elinize. Önce doğal olarak üzülür insan; ama sonra bu paralar nereye ve niçin gidiyor diye düşündüğünde, doktorların veya hastanelerin para olmadan hastaya bakmayacağı ve para olmadan ilaç alınamayacağı gerçeği dikilir karşınıza. Yani para olmadan sağlığına kavuşamaz insan.
Bir bakan veya hükümet yetkilisi bir projeden bahseder ve bunun bilmem ne kadar paraya mal olacağını söyleyerek kamuoyuna projesinin gerekçelerini açıklar.
Ya da gecekonduları yıkıp yerine yeni sosyal mekanlar yapmak için çok acil yeni para kaynaklarına gereksinim vardır. IMF ile yapılan görüşmeler sonunda para kaynakları bulunamaz ve projeye parasızlıktan başlanamaz.
Eğitim ve sağlık giderleri için paraya gerek olduğu kadar iş yeri açmak, evlenmek, yeni iş kurmak, işsizliği önlemek, ülke güvenliği için silah almak, çocuklara aşı yaptırmak, ülkeyi daha çağdaşlaştırmak için yine paraya gerek vardır.
Parasız iş, hatta saadet olmuyor. Peki, ya paralı saadet oluyor mu, diye soracak olursak söylenecek tek şey paranın tek başına yeterli olmadığı, ama parasız da işlerin kolay gitmeyeceğidir.
Para her şey değildir; ama önemli ve gereklidir. Ülkemiz başta olmak üzere dünyanın her yerinde iş adamlarının bilim, sanat, spor ve eğitim insanlarından daha önemli ve daha saygın bir konuma sahip olduğunu söylemek herhalde abes kaçmaz.
Yıldız Kenter’in mali zorluklar yaşadığı dönemde rahmetli Sakıp Sabancı’nın yardımda bulunduğunu okumuştum bir yerlerde.
Zaman zaman iş adamları diğer insanlara kucak açar ve onlara yardım eder.
İş adamı demek güç, para, iktidar ve karizma demektir çoğu zaman. Spor kulüplerini onlar yönetir, politikaya onların belirlediği insanlar girer ve yat, villa, konak, sevgili ve arabanın en iyilerine genelde onlar sahiptir.
Dünyanın en zengin devletinin aynı zamanda en güçlü devlet olması konunun önemini bir kez daha aydınlatmaktadır. İş insanı olmak “para ediyor”. Bu daha önce de böyleydi ve gelecekte de böyle olacak.
Amerika’da yaşadığım dönemde televizyonda Lary King şovunu izliyordum. Konuk o zamanların en popüler ve en çok kazanan aktörü Bill Cosby idi. Lary, bir ara “ Para kazanmaya devam mı?” diye sordu. Bill Cosby, “Araplar petrol çıkartmayı bırakmadı değil mi Lary?” diye yanıt verdi. Lary bir an şaşırdı ve tebessüm ederek konuşmasına devam etti.
Loto ve toto gibi şans oyunlarından büyük para kazananların hayatları ortak bir hazin sonu paylaşır. Bu yolla servete konanların büyük çoğunluğu çok kısa zaman içerisinde elde ettiklerini yitirip sefalet, yoksulluğa sürüklenmekte, aile parçalanmaları, hapis gibi sorunlar yaşamaktadırlar. Bu insanların çoğu para kazanma becerilerine sahip olmayan ve sonra bir mirasyedi gibi ellerinde avuçlarında bulunanı har vurup harman savuranlardır.
Para kazanmayı bilen ve bunu bir yetenek haline getiren insanların ise farklı bir beceriye sahip olduklarını söylemek doğru olacaktır. Yani para kazanmak, kendine has kuralları olan başlı başına bir sistem. Bu kuralları öğrenen ve doğru uygulayan her insanın para kazanma konusunda yetkin hale geleceği kesindir.
Bazı insanlar ise para kazanmak konusunda acemidir. Parayı daha önceki inançlarından dolayı “kirli, pis” olarak algıladıkları için sorunlar yaşarlar. Onlar para adamı değildirler ve paradan hoşlanmazlar. Paranın varlığı da yokluğu da önemli değildir onlar için.
Nereden bakarsak bakalım para yaşamak ve var olmak için önemli bir araçtır. Para insandan daha önemli değildir; ama insanların emeklerinin karşılığını aldıkları bir tür “değer”dir.
Para kazanmak ise öğrenilen, artı değer yaratılarak geliştirilen, farklı olmayı gerektiren bir beceri oluşu nedeniyle önemlidir.
Başarı asla para değildir; fakat kimilerince başarının ölçülerinden biri olarak anılır. Kişinin gelişmişliği, potansiyel yeteneklerini beceriye dönüştürmesi, bilgisi, bilgeliği ve girişkenliği ile kendini var eder.
Para kazanmak, işinizi aşkla yaparken bu aşkın yanında size sunulan bir değer halini alabilir. Bu nedenle para kazanmayla ilgili önyargılarınız varsa onları hemen değiştirin. Para kazanma becerisini geliştirebileceğinize, onunla insanlara faydalı olacak bir değer yaratabileceğinize ve para kazanmayı hak ettiğinize inanmalısınız. Para kazanmayı aklınıza getirmeksizin önce işinize büyük bir aşkla sarılarak, sonra da sürekli bir gelişim ve değişim çizgisi boyunca sezgilerinize güvenip işi kendi doğal ritmine bırakarak her şeyin çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.
Hayal ettiğiniz sürece hayal ettiğiniz kadar kazanmaya başlayacaksınız. İnanamıyor ve bunların hayal olduğunu sanıyorsanız yapacağınız tek şey kazanlara sormak olsun. Hepsi size aşağı yukarı aynı şeyleri söyleyecektir.