Başarı Yolunu Kesen Öğrenme Bariyerleri

0
2078

Küçükken dünya gözümüzde bambaşkadır. Gençlik ve yetişkinlik çağlarının aksine yaşamınızın ilk yıllarında öğrenme isteğimiz güçlü, beynimiz de yeni bilgiler edinmeye ve onları işlemeye hazır haldedir. Dış dünyaya karşı alıcılarımız sonuna kadar açık ve aktiftir. Hepimiz hayata yüksek bir öğrenme potansiyeliyle adım atarız; ancak zamanla duygusal, psikolojik ya da sosyal olaylar bize doğuştan verili güçlü kavrama yeteneğinde bazı aşınmalara neden olur. Sahip olduğumuz bu potansiyelin farkına varmak öğrenme sürecini büyük ölçüde kolaylaştıracağı gibi, tersi durum da yaşamımız boyunca başarı yolunda önümüzde birer engel teşkil edecektir. Adımlarımızı sağlam atmak için öğrenme sürecinde elimizi kolumuzu bağlayan bariyerleri tanımak, etkilerini en aza indirmek için gerekli önlemleri almak daha hızlı ve verimli öğrenme süreçlerine kapı aralayacaktır. İşte siz farkında olmasanız da öğrenmede yolunuza dikilen bariyerler: 

CEMAL KONDU
bilgi@gencgelisim.com

 

Küçükken dünya gözümüzde bambaşkadır. Gençlik ve yetişkinlik çağlarının aksine yaşamınızın ilk yıllarında öğrenme isteğimiz güçlü, beynimiz de yeni bilgiler edinmeye ve onları işlemeye hazır haldedir. Dış dünyaya karşı alıcılarımız sonuna kadar açık ve aktiftir. Hepimiz hayata yüksek bir öğrenme potansiyeliyle adım atarız; ancak zamanla duygusal, psikolojik ya da sosyal olaylar bize doğuştan verili güçlü kavrama yeteneğinde bazı aşınmalara neden olur. Sahip olduğumuz bu potansiyelin farkına varmak öğrenme sürecini büyük ölçüde kolaylaştıracağı gibi, tersi durum da yaşamımız boyunca başarı yolunda önümüzde birer engel teşkil edecektir. Adımlarımızı sağlam atmak için öğrenme sürecinde elimizi kolumuzu bağlayan bariyerleri tanımak, etkilerini en aza indirmek için gerekli önlemleri almak daha hızlı ve verimli öğrenme süreçlerine kapı aralayacaktır. İşte siz farkında olmasanız da öğrenmede yolunuza dikilen bariyerler:

1. İnançlar: İnsanlar sahip olduklar inançlar ile kendi  hareket alanlarını belirlerler. Bu neleri  yapıp, neleri yapamayacağımızı ortaya koyar. İnançlar genellikle bir deneyim sırasında veya sonrasında, korku ya da sevinç dolu tecrübeler neticesinde şekillenir. Gerçeklerin üzerinde değil, geçmişteki olaya dair yaptığınız kişisel yorum, çıkarım ve varsayımlar üzerine bina edilir. “Matematikle aram iyi değildir.” ya da “Okuduklarımı hemen unutuyorum.” gibi yargılar zamanla inanç halini alır ve öğrenmenizi güçleştirir.

2. Çevre: Öğrenme verimliliği üzerinde çevrenin büyük bir etkisi vardır. Ortamda bulunan insanlar, eşyalar, ses tonu, müzik, ışıklandırma gibi görsel ve işitsel unsurlar öğrenme yolunda işinizi kolaylaştıracağı gibi, sizin onları algılayışınız veya geçmişte bulunduğunuz  benzer olaylarla bağdaştırmanıza bağlı olarak bariyer de oluşturabilirler.


3. Korku ve Endişe: Bilgileri aklınızda tutamama, hata yapma, unutma veya ‘Başaramazsam başkaları ne der?’ sorusu gereksiz endişe ve kaygıların oluşmasına sebebiyet verir. Bu tür ön yargılarla adım atılan öğrenme sürecinde çoğu kez korkulan başa gelir ve endişesiz bir zihinle kısa sürede öğreneceğiniz bir bilgiyi edinmeniz uzun bir süre alabilir.

4. Beş Duyunun Hepsiden Yararlanamama: En yüksek düzeyde öğrenme ancak  5 duyunun hepsinden yararlanarak ve onları geliştirerek gerçekleşir. Öğrendiklerinizi başkalarına anlatmak, diğerlerinden dinlemek, yazmak, notlar almak, resimlendirmek veya grafiksel biçimler kazandırmak, konuya dahil olan materyallerle haşır neşir olmak, haritalar, figürler kullanmak öğrenme sürecine çok boyutlu bir nitelik kazandıracak farlı duyularınızı harekete geçirerek zihninizin sınırlandırılmasına meydan vermeyecek, onu pek çok yönden aktif hale getirecektir.

5. Konsantrasyon veya Odaklanma Yetersizliği: Öğrendiğiniz konu ilgi alanınıza girmiyor, sizde merak uyandırmıyorsa heves, istek ve heyecan eksikliği görülür. Bu da öğrenmenin uzun bir süreye yayılmasına ve sıkıcı bir hal almasına neden olur. Böylesi durumlarda öğrenilecek konunun yaşamınıza doğrudan olmasa bile dolaylı yoldan dokunan bir yönünü bulmaya veya öğrenme sonucunda kazanacaklarınıza odaklanmaya çalışmak işe yarar bir yöntemdir.

6. Gerginlik: Gerginlik, öğrenme açısından uygun olmayan bir durumdur. Öğrenme sonucunda beklentileriniz fazlaysa ya da dış etkenlerden dolayı kendinizi öğrenmeye hazır hissetmiyorsanız umduğunuzu bulamama ve öğrenmeden verim alamama düşüncesi gerilimi artırır ve öğrenmeyi engeller.
7. Esnek Olmama: Öğrenme kalıplarımız yerleşik haledir; çünkü genellikle 4-5 yaşlarında şekillenirler. Böylesi erken bir dönemde edinilmiş öğrenim tarzıyla bir yetişkinin verimli bir şekilde öğrenmesini beklemek komik olur; özellikle de yetişkinin öğreneceği konu 4-5 yaşındaki bir çocuğun öğrendiği konu ile büyük ölçüde farklılık gösteriyorsa… Yeni öğrenme metodlarına açık olmanız, farklı alternatiflere kulaklarınızı tıkamamanız bu öğrenme kalıplarınızı kırmanızı sağlayacaktır.

8. Sezgi Hatası: Bilginin anlaşılmadığı ya da hiçbir zaman anlaşılamayacağı yönünde yanlış bir duyguya kapılmamak gerek. Başka bir deyişle, kafanızın karıştığını ya da heyecana kapılıp bir türlü etkin şekilde öğrenemediğinizi düşünüyorsanız duygusal olarak öğrenmeye kendinizi kapamış, zihninizi sınırlandırmış olursunuz.

9. Yargılama: Öğrenilen konunun içeriği, öğreticinin anlatma teknikleri ve üslubu veya ortamdaki insanlarla ilgili farklı beklentiler, önyargılar öğrenme yolunda zihninize akan bir zehir gibidir.   Algılama yeteneğinizi yavaş yavaş körleştirir, hiç sebepsiz yere yan etkenlere sağlanıp kalmanıza neden olur.

10. Mantık Geliştirememek: Geçmişteki bilgi ve deneyimlerin size kazandırdıklarını yeni öğrendiğiniz bir bilgiyle ilişkilendirememek işiniz biraz daha güçleştirir. Benzer konular arasında mantıksal bağlar kurup kendinize göre yeni çıkarımlar yapamıyorsanız öğrendiklerinizi anlamlı kılma süresi uzar ve edindiklerinizi daha önceden öğrendiklerinize katarak zengin bir altyapı oluşturmakta güçlük yaşarsınız.

11. Düşük Motivasyon: Kişi niçin öğrenmesi gerektiğini bilmiyor, belli bir hedefe kilitlenemiyorsa motivasyon eksikliği görülür. Öğrenme nedeni kişi açısından önemli değerler ile ilişkilendirildiği zaman bu engel ortadan kalkar.

12. Pasif Tutum: Öğrenme aktif bir süreçtir. Arkaya yaslanarak bilgilerin “su gibi akmasını” beklemek saflık olur; ancak birçok insanın tutumu böyledir. Öğrenme sürecinin sırasında merak etmek, araştırmak ve keşfetmek gerekir.

13. Öz Güven Eksikliği: Kişinin   öz güven eksikliği öğrenme ortamında yetersiz kalma veya öğrenmemesine sebep olur.  Burada kişinin  kendi kendini sabote etme durumu  vardır. Bundan kurtulmak için  “yapamam” ifadesini “yapmayacağım” ifadeleri  yerine “yapabilirim” ve “yapacağım” ifadeleri kullanılmalıdır.

14. Erken Kapanış: Öğrenmenin en büyük düşmanı “Ben zaten biliyorum” tavrıdır. Bu, farklı perspektifler geliştirmeyi, umulmadık kişilerden ve durumlardan yeni bilgiler edinmeyi engeller.
Psikolojik Durum: Aşırı sevinç, öfke, kaygı, yorgunluk hissi öğrenme kapasitesini altüst eder ve normal bir ruh halindeyken gerçekleştirilen öğrenmeye göre verimin hızla düşmesine neden olur.

ÖĞRENİRKEN SÜRAT YAPMAK İSTEYENLER
Yukarıda belirtilen bariyerleri aşmak ve öğrenme hızınızı artırmak için şu uygulamaları denemekte fayda var.
1. Öğrenmek istediğiniz neyse onun için iyi bir sebebiniz olsun ve onun ne olduğunu bilin.
2. Öğrenmek aktif bir süreçtir ve şimdiki zamanda gerçekleşir. Şimdiki zamana odaklanıp öğrenmeyi gelecekteki belirsiz bir zamana ertelemeyin.
3. Öğrenmeye tam olarak odaklanmak için gereken zamanı, ortamı, ruh halinizin nasıl olduğunu fark etmeye çalışın. Bunu geçmiş deneyimlerinizden sağlayabilirsiniz.
4. Kişiler yeni şeyler öğrenme riskini üzerlerine almak için kendilerini  cesaretlendirmelidirler. Bunu geçmişte çok zor olan bilgileri  öğrendiğiniz zamanları hatırlayabilirsiniz. Kendinizi, şımartmaya kaçmadan övmeli ve  yeni öğrenme sonrası kendinizi ödüllendirmenin yollarını bulmalısınız.
5. Öğrenmede başarılı ya da başarısız olabilirsiniz. Diyelim öğrenmeniz gereken konuda başarısız oldunuz. Cesaretiniz kırıldı. Hayal kırıklığına uğramış olarak onları yeniden deneme isteğini kolay kolay yakalayamazsınız. Düşünsenize bu tutumu çocukken de yapmış olsaydınız, her düşüş sonrasında pes edip emeklemeye devam etseydiniz şimdi yürüyemezdiniz. Çok kere düştünüz; ama ayağa kalkma cesaretini buldunuz. Eğer öğrenme sürecinde ilk denemede vazgeçerseniz, size söylenebilecek en güzel söz, “Küçük ve yürümek için çabalayan  bir çocuk kadar bile cesaretiniz yok.” olacaktır.
6. Kendinize gereğinden fazla baskı yapmayın. Sınırlarınızı tanıyıp bunları çok fazla zorlamayın. Çok iyi öğrendiğiniz dönemler kendiniz için bir mola vermesini bilin.
7. Kendinize dinlenme konusunda yardımcı olun. Vücudunuz harcadığı çabalar  sonrası yorgunluktan kurtulmak, yeniden güç toplamak ve  kendinizi tamir etmek için uykuyu önemseyin. Uzun ve derin bir uykuya daldığınızda, bu, bilinçaltına öğrenmiş olduğu bilgileri işlemesi için zaman tanımanızı sağlar. Unutmayın; zihinsel enerji için güç gerekir. Bunu uykuyla sağlayabilirsiniz.
8. İyi bir öğrenme  için kendi sınırlarınızda kurtulmalı, ön yargılarınızı çöpe atmalısınız. Pek kolay değil; ama onları zihninizde taşımaya gönüllü olmak inanın işleri zamanla daha da içinden çıkılmaz bir hale getirecektir.
9. Kendi  potansiyelinizi yabana atmayın. Hızlı ve çabuk öğrenen biri olduğunuza dair bir inanç geliştirin. Bir kez de bu inançla adım atın öğrenme yoluna.
10. İç diyaloglarınızın farkına varın. Daha etkili öğrenme hakkında neler yapabileceğinize, elinizden nelerin gelebileceğine dair kendi kendinize önerilerde, itiraflarda ve tavsiyelerde bulunun.
11. Öğrenme davranışınız ile kişilik arasında ayırım yapın. Bir başka değişle, kişinin bir konuda başarısız olması her zaman başarısız olacağı anlamına gelmez.. O anki davranışınız kişiliğiniz değildir.
12. Her öğrenme sonrasında neleri çok iyi yaptığınızı ve neleri daha iyi yapabileceğinizi bir kağıda yazın, yakın bir arkadaşınıza söyleyin veya kendi kendinize itiraf edin.
13. Öğrenme sürecinde hatalarınız konusunda iyimser olun. Hatalarınızı öğrenme sürecindeki yanlışlarınızı yakıt gibi kullanın. Kulak verirseniz eğer, aynı yere toslamamak için ne kadar hız yapmanız ve nereye yönelmeniz gerektiğini size fısıldayacaklardır.
14. Kendinize öğrenmek için gerekli zamanı verin. “Vakit yetişmeyecek.” ya da “Bu kadar sürede hiçbir şey öğrenemem.” gibi fikirleri arkanızda bırakmaya gayret edin.
15. Öğrenme zamanında mümkün olduğuna fazla duyunuzu sürece katın. Gözlemleyin, dinleyin, materyalleri kullanın, onlara dokunun, size öğrendiklerinizi hatırlatacak tadlar deneyin, öğrendiklerinizi sesli olarak tekrarlayın, yüksek sesle kendinize ya da başkalarına okuyun, yazdığınız defterin veya okuduğunuz kitabın kokusunu hissedin.
16. Öğrenmiş olduğunuz bilgileri başkalarına anlatın. Öğretin. Böylece kendinizi sınamış olacaksınız, öğrettikçe öğrenmiş olduğunuzu görecek, kendi sesinizden tekrarlanan bilgiler daha akılda kalıcı olacaktır.

 

bu yazılarda ilginizi çekebilir:

 

Learned Helplessness =? Öğrenilmiş Çaresizlik
Kaç Tür Disleksi Vardır
Çocuklarda ÖĞRENME BOZUKLUĞU
DISLEKSI – OZEL OGRENME BOZUKLUGU NEDİR?
DİSLEKSİ – ÖĞRENME BOZUKLUĞU
ÖĞRENMEYE DOĞRU GİDEN YOLLAR
İLKOKUL ÇOCUĞU ve Öğrenme Stilleri
NE İSTEDİĞİNİ BİLMEK
Yazarlık Öğrenilebilir mi?
Kendimizi keşfederek başarılı olmayı öğrenebiliriz
Ne istiyorsak ona sahip oluruz
Duygusal Zekâ Ve Duygusal Öğrenme
Öğrenmeyi Nasıl Öğrenmek Lazım?
Öğrenmeyi Öğreten 9 Taktik
Sayıları Hiç Böyle Görmemiştiniz!
Matematik İçin Ne Demiş?
Yabancı Dil Öğrenmenin En Pratik Taktikleri
Güçlü Öğrenme İçin Ne Yapmalı?
Nasıl Öğreniyor Neden Unutuyoruz?
Kavrama ve Anlamanın 3 Düzeyi
Aktif Öğrenme
Uyurken Bile Öğrenmek İster misiniz?
Hızlı Çekim Bir Motivasyon Terapisi
Kalıcı Bilginin Adresi: Aktif Öğrenme
Öğrenmenizi Kolaylaştıracak 10 Süper Teknik
Matematiksel Öğrenme Bozukluğu
Kolay Öğrenme Teknikleri
Okul Sıralarında Etkili Öğrenme ve Öğretme Yolları
Dahilerin Hastalığı: Öğrenme Bozukluğu
Başarı Yolunu Kesen Öğrenme Bariyerleri
Yenile Yenile Yenmeyi Öğrenmek!

 

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız