Kendinizi neden sık sık kötü hissediyorsunuz? Ben de depresyondayım galiba diye düşündüğünüz oluyor mu? Canım çok sıkkın, şu depresyon denen şeyin sebebi nedir ki benim yakamı bir türlü bırakmıyor diye geçiyorsa aklınızdan, bilin ki bunların sebebi beyninizdeki bir takım kimyasalların dengesizliğinden çocukken yaşadığınız sorunlara kadar oldukça geniş bir yelpazeden açıklanabilir.
Biz ruh sağlığı ile uğraşan uzmanlar olarak aldığımız eğitimlerin türüne göre depresyonu anlamanın, açıklamanın ve tedavisinin farklı yollarını tartışabiliriz.
Bir patoloji olarak depresyonu ele alırsak nörotransmiter denilen beyin kimyasallarının duygu durumumuzun üzerinde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Serotonin adı verilen nörotransmiter seviyesinin düşmesi depresyona sebep olur. Doğru antidepresan ilacını alırsanız belirtileriniz azalır.
Davranışsal açıdan depresyonu incelediğimizde ise depresyona ait olan davranış kalıplarının pekiştirme eksiklinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Martin Seligman’ın ünlü “öğrenilmiş çaresizlik kuramı” depresyonla ilgili olarak yaygın şekilde kabul görmüştür. Seligman bu kuramı için köpeklerle çalışmıştır. Hayvan hakları savunucuları tarafından oldukça tepki görse de Seligman’ın çalışması bizlere önemli bir ışık tutmuştur.
Seligman köpeklere ardı ardına birçok kez önce bir uyarı işareti ardından da elektrik şoku vermiştir. Önceleri köpekler uyarıyı duyduklarında kaçmaya çalışmışlar ama kaçamayınca elektrik şokuna mecburen teslim olmuşlardır. Daha sonra aynı köpeklere sinyalin ardından kaçma olanağı verilmiş olmasına rağmen köpeklerin bu olanağı kullanmadıkları gözlenmiştir. Yani köpekler çaresizliği öğrenmiştir. Ve çaresizliği öğrenmeleri kaçmayı denemelerine yani elektirik şokundan kurtulmalarına engel olmuştur. Şüphesiz ki aynı durum başka birçok hayvan ve daha da önemlisi biz insanlar için de geçerlidir.
Daha sonraları Aaron Beck tarafından Seligman’ın bu yaklaşımına önemli bir ekleme yapılmıştır. Bu önemli ekleme de depresyona giren kişilerin kendileri, dünya ve gelecek ile ilgili olumsuz düşüncelerinin olduğudur. Bu yaklaşım olumsuz düşüncelerin olumsuz duyguları yaratacağı şeklinde de özetlenebilir.
Bunlara ek olarak depresyonun tetiklenmesinde sosyal modelin yani insan hayatında olup biten bir takım olayların etkili olduğu da söylenebilir. Kişinin işi, çevresi, toplumdaki rolü, sosyal tatmini gibi faktörler de depresyon için önemli parametreler olabilir.
Tüm bu anlattıklarımın şöyle özetleyebilirim; depresyonunuzun nedeni genetik faktörleriniz, yaşadığınız ve size önemli ölçüde sıkıntı veren bir olay, beyin kimyasallarınızdaki dengesizlikler ya da hatırlamakta bile zorluk çektiğiniz çocukluk dönemi yaşantılarınız olabilir. Bu durumu yatkınlaştırıcı, tetikleyici ve sürdürücü faktörlerin bir birleşimi olarak düşünmek en iyisidir.
Haklı olarak depresyonunuzun nedenini çok merak etseniz de depresyonla ilgili en önemli bilgi “tedavisi olduğu” gerçeğidir. Yeter ki ruh sağlığı alanında uzmanlaşmış yetkinliği olan kişilerden yardım alın.
yazan: Uzm. K. Psi. Yasemin Meriç Kazdal