Özgürlüğe Adanan Bir Hayat
Nelson Mandela
Adem Suad
ademsuad@gmail.com
Nelson Rolihlahla Mandela, Güney Afrika Transkei’de Tembu kabilesinin şefi Henry Mandela’nın çocuğu olarak 18 Temmuz 1918’de dünyaya geldi. Mandela ailesi içerisinde okula giden ilk fert olarak 7 yaşına geldiğinde okula başladı. Nelson ismini okul öğretmeni İngiliz Horatio Nelson’dan aldı. Bu yıllarda babasını tüberkülozdan kaybetti.
Çok çalışkan olduğundan dolayı üç yılda bitirilen Clarkebury Boarding Institute (lise) eğitimini iki yılda bitirerek 19 yaşında Healdtown’da ki Fort Beaufort College’de işletme alanında eğitimini sürdürdü. Bu okuldayken siyasi faaliyetler ve boks, koşu gibi spor faaliyetleriyle ilgilendi. İleride çok yakın arkadaş olacağı Oliver Tambu ile tanıştı. Öğrenci boykotuna karıştığı için okuldan uzaklaştırıldı.
Doğduğu şehir Transkei’yi bırakarak Transvaal‘a gitti. Buradaki madenlerde asayişi sağlamak için polis memurluğu yaptı. Üniversite eğitimine devam etmek istedi. O dönemde Mandela gibi çalışanlara sunulan mektupla öğretim sistemiyle 1942’de Witwaterstrand Üniversitesinin hukuk bölümünü bitirerek “Güney Afrika’nın ilk siyahî avukatı” ünvanını almaya hak kazandı.
İngilizlerin Afrikalı halka karşı kurdukları baskı ve ırkçı politikalar sebebiyle Afrika halkı Afrika Milli Kongresini (ANC) kurmuştu. Beyaz ırkçılığını hazmedemeyenlerden birİ olan Mandela’da 1944’te bu örgüte katıldı ve çok kısa bir süre içerisinde Gençlik Birliği Başkanlığına yükseldi. Irkçılığa karşı Afrika halkının sesi olan Mandela bir lider olarak görülmeye başladı.1962’de İngilizlerin ırkçı politikalarına karşı Afrikalılar tarafından kurulmuş silahlı mücadele kanadı olan Umkonto ve Sizwe’nin (Milli Mızrağı) örgütlenmelerini yaparak başkan seçildi.
1962 yılının başlarından itibaren Afrika başta olmak üzere, İngiltere ve Avrupa’da bazı ülkeleri ziyaret ederek destek arayışında bulundu. Bazı sol ülkeler ve Afrika ülkelerinden parasal yardım ve silah desteği aldı. Ülkeye döndüğünde beklemediği olaylarla karşılaştı. İzinsiz olarak yurt dışına çıktığı, halkı isyana teşvik ettiği iddialarıyla yargılandı. Sadece beyaz insanların temsil edildiği kanunlara uymak istemediğini mahkemelerde haykırdı. Fakat ırkçı yönetim onu hiçbir şekilde dinlemeyerek 1962’de 5 yıl, 1964’te de Afrika Hükümeti’ni devirmek için gizli plan yaptığı gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Tam bu dönemde de Amerika gibi büyük devletlerde ve dünyanın dört bir yanında 2. dünya Savaşının oluşturduğu serbestlikle sömürgeciliğe karşı mücadele başlatılmıştı. Mandela’da diğer özgürlükçüler gibi eşitlik mücadelesini sürdürenler için bir ışık gibi görülmeye başlamıştı. Ama özgürlük kafese sokulmuştu.
Güney Afrika, Robben Island’da 27 yıl hapis yattı. 1980’lere gelindiğinde ırkçı yaklaşımlar artık tüm dünyada istenmeyen bir davranış olarak kabul edildi. Nelson Mandela içerdeyken bile ırkçılıkla mücadele ediyordu. Onun içerdeki varlığı dışarıdakinden daha etkili olmuş, hem dünyanın tepkisi hem de Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Frederik W. De Klerk’in, 30 yıllık siyaset yasağını kaldırması ve af ilan etmesiyle 2 Şubat 1990’da Cape Town’daki cezaevinden çıktı. Tam 27 yıl hapis yattıktan sonra 71 yaşında serbest kalmıştı. Nelson Mandela’nın bu kararlı mücadelesi sonucunda 18 Mart 1992 siyahlara eşit vatandaşlık hakkı tanındı. Siyahlara ait olan bir ülkede siyahlar mücadele ederek beyazlarla eşit oluyordular.
Güney Afrika’nın demokratik bir seçimle göreve gelen ilk devlet başkanı olarak tarihe geçmiş (Mayıs 1994–Haziran 1999) ve şu anda da demokratik faaliyetlerine devam etmektedir.
“Mücadele benim hayatımdır. Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim.”
Mandela’ya 1979’da Nehru Ödülü, 1981’de Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü, 1983’te UNESCO‘nun Simon Bolivar Ödülü ve 15 Ekim 1993’te ise Frederik W. De Klerk ile beraber Nobel Barış Ödülü verilmiştir.
Afrikalılar, Mandela olmadan bunun gerçekleşemeyeceğine inanır. Bugün Mandela, bir özgürlük savaşçısı olarak kabul edilir. Mandela siyahların beyaz umududur.
Nelson Mandela, Güney Afrika’da, kabilesindeki büyüklerinin kendisine taktığı Madiba lakabıyla ya da birçok Güney Afrikalının kullandığı gibi Mkhulu (Büyükbaba) olarak anılır.