“Acaba affettiğim kişi buna değer mi?” Bu soruyu kendimize defalarca sorduğumuz halde cevabını bir türlü veremeyiz. O an için yanıtınız evet olacaktır muhtemelen. Ya da yalnız kaldığınızda vicdanen rahatladığınızı hissetmek yetecektir size.
Gelin görün ki affettiğiniz kişi sizi aşağılasa ve yerden yere vursa o hala sizin beyaz atlı prensiniz olmaya devam edebilir mi? Hayran olduğunuz o erkek gitmiş ve tek dişi kalmış bir canavarla karşı karşıya kalmışsınızdır. Hem de hak etmediğiniz şekilde… Bir düşünün, böyle bir kişi size artık ne kadar cazip gelebilir? Ben affedebiliyorum, diyebiliyorsanız zehri tam akıtmamışsınız demektir. Ya da kendinizi kandırıyorsunuzdur bir şekilde. Yılan zehrini içinize akıtır; ama insana asıl tehlike zehrin orada kalmasına göz yumduğunuzda hasıl olur.
İnsan olarak hepimiz hata yaparız. Hepimizin bağışlanmaya ve bağışlamaya ihtiyacı olur. Hatta kimi zaman başkalarının hatalarını …
Çİğdem DİKER
sudegul30@hotmail.com
“Acaba affettiğim kişi buna değer mi?” Bu soruyu kendimize defalarca sorduğumuz halde cevabını bir türlü veremeyiz. O an için yanıtınız evet olacaktır muhtemelen. Ya da yalnız kaldığınızda vicdanen rahatladığınızı hissetmek yetecektir size.
Gelin görün ki affettiğiniz kişi sizi aşağılasa ve yerden yere vursa o hala sizin beyaz atlı prensiniz olmaya devam edebilir mi? Hayran olduğunuz o erkek gitmiş ve tek dişi kalmış bir canavarla karşı karşıya kalmışsınızdır. Hem de hak etmediğiniz şekilde… Bir düşünün, böyle bir kişi size artık ne kadar cazip gelebilir? Ben affedebiliyorum, diyebiliyorsanız zehri tam akıtmamışsınız demektir. Ya da kendinizi kandırıyorsunuzdur bir şekilde. Yılan zehrini içinize akıtır; ama insana asıl tehlike zehrin orada kalmasına göz yumduğunuzda hasıl olur.
İnsan olarak hepimiz hata yaparız. Hepimizin bağışlanmaya ve bağışlamaya ihtiyacı olur. Hatta kimi zaman başkalarının hatalarını görmezden gelmek en iyisidir. Ama bir anlık öfke ve düşünülmeden sarf edilmiş birkaç cümle, düzeltilmesi yıllar alan tahribatlara yol açabiliyor. Bu nedenle karşımızdaki kişinin onaylamadığımız tavır ve sözleri karşısında zapt edilmez bir öfkeye kapılmaktansa, affetme yolunu seçmek olası pek çok sorunun önünü kesmenin en kestirme yolu.
Affetmek Aşktandır
Ünlü düşünür Dag Hammarskjold der ki: Affetmek nedensellik zincirini kırar; çünkü sevgi sayesinde sizi bağışlayan kişi sizin yapmış olduğunuz şeyin sonuçlarını kendi üzerine almış demektir. Bu nedenle, bağışlama daima bir özveri gerektirir.
Bu özverinin en süratli yeşerdiği yer de bir aşığın kalbi olsa gerek. Aşık olunca içten ve karşılıksız seversiniz. Gözünüz hiçbir şeyi görmez olur. Çocuk gibi umutlanmak, en ufak bir ilgiden şımarmak, güzel olduğunu hissetmek… Aşk insanı güzel yapar. Pazartesiler bile güzel başlar. Sonra o ilk heyecanlar ve hisler sessiz bir durgunlukla eşliğinde gelen alışkanlığa bırakır kendini. Ait olmanın verdiği güven hissinin büyüttüğü bir alışkanlık, bir tür bağımlılık… Böylece aşkın kanatlarından biri kırıldı demektir ve artık uçamazsınız. Havalandığınız anda aynı hızla yere çakılma tehlikesiyle karşı karşıyasınızdır. Terk edilmenin sinyalleri gözünüzü alacak kadar yaklaşsa da, çekip gidebilmek gözü kara olmayı gerektirir bu evrede. Ve son olarak elinizden tek gelen affetmek olacaktır belki de.
Çaresizlik Affettirir mi?
Mutlu olmak için neler yapılabilir, ya da en son kimi mutlu ettiniz?
Bu soruları kendime defalarca sorduğum halde cevabını bir türlü bulamadım. Herkese göre mutlu olma nedeni başka… Kimi işiyle çok mutludur, kimi ailesiyle, kimi de mutluluk oyunu oynayarak mutludur…
Kimsenin hayatı mükemmel değil, herkesin dillendireceği bir şikayeti var mutlaka. “Ne yapsam da mutlu edemiyorum onu.” diyor genç kadın. “Evliliğimde mutluyum, kocamı seviyorum; ama galiba beni aldatıyor.” Ya da birisiyle mutlu bir beraberliğiniz varsa o size gün geçtikçe yetmemeye başlıyor. “İlişkimiz iyi gidiyor; onu çok seviyorum; ama mutlu değilim.”
Sevdiğiniz insanlarla bir arada olabilmek, mutluyum diyebilmek için yeterli oluyor mu her zaman? Mutluluk sevdiğimiz insanların yanı başımızda olmasına mı endeksli?
Bazen sevdiklerinden bile bir süreliğine kaçmak, olabildiğince uzağa gitmek ister insan. Ya da mutsuzluğunuza şahit olabilecek kimseleri elinizin tersiyle itmek ve kendinizle baş başa kalmak. Anlaşılamamanın verdiği kırgınlıkla tanımadığınız ve tanınmayacağınız insanların arasına sürüklenmekten yana olur tercihiniz. Ama gene geri dönecekseniz o kalabalığa. Bu gönülsüz bir boyun eğiş değilse eğer, kocaman bir affediştir. Aralarında çoğu kez kendinizi yabancı hissettiğiniz insanların yanına usulca dönebilmek ve yine onlara sığınabilmek için çaresiz bir affediş…
Affetmenin Faydaları
Kin tutmak ya da intikam peşinde koşmak insanı yorgun düşürür. Affetmek ise affedilen kadar affedenin de nasipleneceği bir davranıştır. Bedeninizi hırsın zincirlerinden kurtarır. Affettiğiniz zaman daha bir özgür olursunuz. Acılarınızdan, öfkenizden ve sizi yaralayan, içinizi kemiren duygularınızdan sıyrılırsınız.
Affetmek beden sağlığınızı korurken ruhunuzu da canlandırır. Kendinizi daha genç, daha mutlu hissedersiniz; çünkü öfke ve dargınlıkların, intikam hissinin yarattığı ağır yükü taşımak zorunda kalmazsınız. Kibrinizi, gururunuzu, ihtirasınızı da bir yana atarak ruhunuzu hafifletirsiniz.