Son aylarda Ezel dizisiyle her sözüne kulak verip hastası olduğumuz Tuncel Kurtiz, nam-ı diğer Dayı yeteneği, enerjisi, çatal sesi ve zekasıyla bizleri daha çok şaşırtacağa benziyor.
Türk sinema ve tiyatrosunun en önemli isimlerinden Tuncel Kurtiz, Dayı olmadan çok önce birçok başarıya imza atmış, uluslar arası başarılara imza atmış büyük bir sanatçı. 72 yaşında olmasına rağmen bu çalışkanlığı ve dinamikliği bizi gençliğimizden utandırıyor adeta. Evrensel çaptaki yeteneğinin farkına varabilmek için bir televizyon dizisinde oynaması mı gerekiyordu diye sormadan edemiyor insan. Ama bilenler bilir, Tuncel Kurtiz büründüğü her rolü bir fenomene dönüştüren, ustaların ustası bir oyuncudur. Biz ona usta desek de o şöyle karşılık verir: “Ustalığı kabul etmiyorum. Ustalık zanaatta olur, ama sanatta olmaz. Sanatçı bildiğini tekrar eden değil, kendini yeni baştan yaratan ve daima arayandır. Talebe olmayı tercih ederim.”
1936 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Kurtiz, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. Hep yazar olmak istedi; ama 1956 yılında, edebiyat matinelerinde yazdığı hikayeleri okurken oyunculuk teklifi geldi. 22 yaşında tiyatroya başladı. Türkiye’nin dışında ABD, İsviçre, Almanya, İsveç, Norveç, Danimarka ve Hollanda’da oyuncu ve yönetmen olarak görev aldı. Dünyanın en önemli yönetmenleriyle çalıştı. İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu, Oda Tiyatrosu, İstanbul Şehir Tiyatrosu, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu, Münir Özkul Tiyatrosu, Kent Oyuncuları, Gen Ar Tiyatrosu, Halk Oyuncuları, Ocak Sahnesi, Göteborg Şehir Tiyatrosu, Stockholm Kraliyet Tiyatrosu, İsveç Devlet Tiyatrosu, Berlin Schaubühne Tiyatrosu, Frankfurt Şehir Tiyatrosu, Peter Brook C.İ.T.T. Shakespeare Kraliyet Tiyatrosu, Hamburg Şehir Tiyatrosu’nda rol aldı. Sinema hayatı, 1965 yılında Orhan Günşiray’la Şeytanın Uçakları filmiyle başladı. Yılmaz Güney’in “Sürü”, “Umut” ve “Duvar” filmlerinde oynadı. İki Altın Portakal, bir Gümüş Ayı ve bir de Stockholm Altın Böcek ödülünü kazandı. Son dönemde İstanbul Kanatlarımın Altında, Usta Beni Öldürsene, Tabutta Röveşata, Yaşamın Kıyısında, Güz Sancısı gibi sinema filmleri ile çeşitli televizyon dizilerinde rol aldı.
Gençlik yıllarında oyunculuk kadar yazar olmayı da çok isteyen Kurtiz’in “Bölük Pörçük” isimli bir kitabı var. Yurt dışında oyunculuk yaptığı dönemde Almanca, İngilizce, İsveççe, İtalyanca, Arapça oynadığı için sıradan bir oyuncudan katbekat fazla çalışmak zorunda kalmış. Bu nedenle yetenek kadar çalışmanın da önemine inanıyor ve diyor ki: “Başarı için çok çalışmak gerektiğine inanıyorum; sadece yetenekle hiçbir yere varılmaz.”
Tuncel Kurtiz Hakkında…
· Yürümeyi çok sever, her gün birkaç kilometre yürür.
· Sohbetlerinde Can Yücel’den, Özdemir Asaf’tan ve başka birçok şairden birkaç dize okumadan duramaz.
· Her yönetmenle çalışamaz. Çünkü sette huysuzdur; sorar, eleştirir. Beğenmediği cümleleri söyletemezsiniz ona.
· Balıkesir’de Kaz Dağları’nın eteklerinde Çamlıbel Köyü’nde yaşar.
· Acayip bir enerjisi vardır. Koşar, dans eder, şarkı söyler; yerinde duramaz.
· Türk oyunculardan Fikret Kuşkan ve Nurgül Yeşilçay’ı çok beğenir.
· Münir Özkul onun için çok kıymetlidir. Tiyatroya başladığı yıllarda kendisine verdiği İngilizce kitaplar ona çok şey kazandırmıştır çünkü.
Dayı’dan Beyin Geliştiren Sözler
· Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.
· Nokta koyduysan bir kere, çevirmeyeceksin onu virgüle. Ne soru kalmalı, ne de tek bir soru işareti geriye.
· Bazen hayat seni öyle zorlar ki yolun başında kimdin, unutursun.
· Rüya gerçeğe ne kadar yakın olursa, uyandıktan sonra duyulan acı da o kadar büyük olur.
· Yanlış hayat doğru yaşanmaz.
· Üzülme! Bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur.
· Yalnızlık tek başına olmak değildir. Yalnızlık, pusuda bekleyen canavarla tek başına olmaktır.
· Hayatın kuralı bu; ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda. Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı. Nereye gidersen git, şunu unutma, herkes gün olur evine döner.
· Hesap görmek, hesap etmekten zordur.
· Sevdiğine sadık kalan adam, kendinden vazgeçen adamdır.
· Sırtını duvara dayayan mı köşeye sıkışmıştır? Yoksa arkasına dikkat etmeyen mi?
· Aynada kendine tahammül edemeyen insan yalnızdır.
· Değişmek zordur ama bazen aynı adam olmak daha zordur. Hayat öyle yüklenir ki üstüne, durduğun yerde çatır çatır çatırdarsın.
· Silemiyorsan karalayacaksın!