Ünlülerden Hazır Cevaplar

0
1050

Padişah Abdülmecit

Padişah Abdülmecit yaveri Şerif Bey’le konuşuyor:
– Şerif Bey sizce bir insanı hayatta en çok mutlu eden şey nedir?
– Hünkarım kendisinden büyük bir kişinin ona iltifat etmesidir. Ama siz böyle bir zevki tadamazsınız. Çünkü sizden büyük insan yoktur…
Abdülmecit gülümseyerek:
– Ama siz de benim mutluluğuma erişemezsiniz…
– Neden efendim?
– Çünkü benim sizin gibi zarif bir dostum var ama siz kendiniz gibi birini bulamazsınız…

Lamartine

Bir gün Lamartine’nin de bulunduğu bir toplantıda o zamanki Fransız hükümetinin bir takım gülünç icraatından söz ediliyormuş, büyük şair nihayet hükümeti şöyle savunmuş:

– Eğer böyle bir hükümet olmazsa, bu memlekette hiç kimsenin yüzü gülmez!

 

 

Napalyon

Napolyon Bonaparte’a, askeri okulda arkadaşları boyunun kısalığından takılırlarmış:

-“Sen ata bininceye kadar, savaş biter!”

Napolyon’da yanıt hazır:

-“Ben savaş çıktığında ata binmeyeceğim… Ben ata bindiğimde savaş çıkacak!”

 

 

Bernard Shaw

İngilizlerin büyük gazete patronlarından biri, Bernard Shaw’a laf atmış:

-“Siz dünyanın başına gelmiş bir felakete benziyorsunuz!”

Bernard Shaw’da

-“Siz de felaketin nedenine benziyorsunuz.”

 

 

 

Mehmet Akif

Mehmet Akif hasta yatağında, bir alim ziyaretine gelir.

Adamın lakabı “alim”dir ama, neyin alimidir bilinmez.

Mehmet Akif, saygıdan ayaklarını toplar, öyle yatar. Bir iki laftan sonra alim sorar:

-“Gökkuşağının altından geçen kızlar erkek, erkekler kız oluyormuş; siz ne diyorsunuz?”

Mehmet Akif saygı nedeniyle topladığı ayaklarını uzatır:

-“Bu sorudan sonra, ayaklarımı uzatabilirim.”

 

 

 

Bismarck

Alman devlet adamı Bismarck hastalanmış, doktor çağırmışlar.

Doktor hem muayene ediyor, hem de soruyormuş; Bismarck, bir ara bunalmış:

-“Buraya sorguya değil, muayene olmaya geldim.”

Doktor:

– “Eğer soru sorulmasını istemiyorsanız, bir veterinere gitmenizi öneririm,” demiş ve eklemiş:

-“Onlar yanıt alamayacaklarını bildiklerinden, hastalarına hiç soru sormazlar!”

Bismarck sinirlenmiş:

-“Doktorluk bilginizin en az küstahlığınız kadar olmasını dilerim.”

 

 

 

Büyük İskender

Büyük İskender’e dilenci yanaşır: “Az sadaka vermez misiniz?”

“Az şey vermek bana layık değildir.”

“O halde siz çok verin!”

“Ona da layık değilsiniz!”

 

 

 

Gandi

 

İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada Gandi’nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardı.

Davetten çıkınca Bir gazeteci sorar:

-“Kıyafetiniz bir kralla buluşmak için yeterli miydi?”

Gandi, hiç aldırış etmeden yanıt verir:

-“Kral, ikimizde yetecek kadar giyimliydi”.

 

 

 

Bette Davis


Sinemanın sesli döneme geçti yılların ünlü aktristi Bette Davis, Akademi Ödülü’nü alırken kendisine verilen heykelciğe bakarak:
– Oscar Amcama ne kadar benziyor” demişti. (Akademi Ödüllerinin “Oscar” olarak anılmasının sebebi, Bette Davis’in bu benzetmesidir.)

Galile


Ünlü bilgin Galile:

– “Dünya güneşin etrafında dönüyor” dediği için Vatikan tarafından az kalsın aforoz edilmişti.

Çünkü Vatikan’ın inancına göre dünya sabitti, güneş dönüyordu.

Galile, bu inanca karşı geldiği için Engizisyon önünde ifade vermeye davet edilmiş, sözlerini geri alması istenmişti.

Galile mecburen sözünü geri alırken şu tarihi sözü mırıldanmadan edememişti:
– Yine de dünya dönüyor”

Marie Antoinette


14. Lui’nin eşi Marie Antoinette’nin, halkın açlıkla karşı karşıya bulunduğu şikayetini getiren kişiye verdiği yanıt:
– Ekmek bulamayan pasta yesin!

Sezar


Roma İmparatoru Sezar’ın ölümü, kalabalık bir grubun kendisine saldırması sonucu gerçekleşmiştir. İsyancılara karşı bir müddet direnen İmparator, kendisini bıçaklayanlar arasında evlatlığı Brütüs’ü de görünce bu sözü sarf etmiştir.

‘Sen de mi Brütüs?’:

Sezar
Roma İmparatoru Sezar’a ait bu söz, Pontus asıllı Basforos Kralı II. Pharnake ile şimdiki Tokat’ın Zile ilçesinde yapılan savaş sonunda söylenmiş. Galip gelen Sezar, Roma Senatosu’na yolladığı mektupla savaşın neticesini bildirir:

Geldim, gördüm, yendim.”

Yahya Kemal

Bir konuşmacı

-“İnkılaplarımızla Avrupa’yı on asır geride bıraktık!” diye nutuk çekerken,

Yahya Kemal esefle dizine vurarak:

-“Hay Allah ya!” demiş.

– “Şu Avrupa’yla da bir türlü beraber olamıyoruz. Ya geri kalıyoruz, ya onu geçiyoruz!

Lokman Hekim

Lokman Hekim,

-“Hastamıza ne yedirelim?” diye sorduklarında, şu yanıtı vermiş:

-“Acı söz yedirmeyin de, ne yese olur.”

Koca Ragıp Paşa

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı için tanıdıklarından birini memur tayin eder.

Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:

-“Seni tebrik ederim yavrum,” der.

-“Gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!”

 

 

 

Süleyman Nazif

Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister.

Şinasi’nin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:

– Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.

 

 

Edison

Edison, bir icat peşinde, yirmi saat çalıştığı günlerden birinde uykuya mağlup olur. Yardımcısının yarım saat sonra uyandırmasını tembihleyerek sedire uzanır. Fakat yarım saat sonra yardımcısı öyle derin ve tatlı uyku içinde bulur ki Edison’u… Uyandırmaya kıyamaz. Bir yarım saat daha bekler ve uyandırır. Edison, uyanır uyanmaz ilk işi saati sormak olur. Öğrenince de çok sevdiği asistanını şiddetle azarlar:

– Ne hakla benim yarım saatimi yersin!

Einstein

Einstein aktif profesörlük yaparken bir öğrencisi ona şöyle der:

– Bu seneki sorular geçen seneki soruların aynısı!

– Doğru, der yaşlı adam ve ekler:

– Ancak bu sene bütün cevaplar farklı.

15. Lui

 

Dostlarından biri, Fransa Kralı 15. Lui’ye:

-“Majesteleri,” demiş. “Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.”

Kral, alaylı alaylı gülerek:

-“Hakikatten enteresan bir fikir,” yanıtı vermiş.

-“Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.”

Napolyon

 

Fransa hükümet ricalinden biri, Napolyon’u bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:

-“Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapt etmeliydiniz,” gibi fikirler belirtmeye başlayınca,

Napolyon:

-“Evet,” demiş. -“Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.”

Sadrazam Hakimoğlu Ali Paşa

 

Bir gün 3. Osman, Sadrazam Hakimoğlu Ali Paşa’ya kızarak:

-“Şimdi, seni azleder, yerine Hamallar Kethüdası Ali Ağa’yı vezir yaparım,” der.

Paşa da:

-“Evet, padişahım yaparsınız. O, Hamal Ali Paşa olur, fakat Hakimoğlu Ali Paşa olamaz!” diye yanıt verir.

 

 

Hazırlayan: Adem Suat

www.gencgelisim.com

 

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız