“Rutin” kelimesini yaşamımızın nimetlerinden ya da engellerinden biri olarak görebiliriz. Çok fazla düşünmeden işleri bitirmenizi sağladıkları için yararlı olabilirler. Örneğin her sabah nasıl giyineceğinizi, dişinizi fırçalayacağınızı yeniden öğrenmeniz gerekmez. Rutinler yeni bir bakış açısı geliştirmemizi engelliyorsa zararlı da olabilirler. En tehlikeli oldukları zaman ise, algı ve bilişimimizin ne ölçüde onlar tarafından yönlendirildiğinin pek bilinicinde olmadığımız anlardır. Bazen alışkanlıklarımız düşüncelerimizin öylesine ayrılmaz bir parçası olur ki, onları alışkanlık olarak teşhis etmeyi başaramaz, sadece “işlerin yapılış şekli” olarak düşünürüz. Bu nedenle, ara sıra zihinsel eğilimlerimizden bağımsızlaştıracak şoklara gereksinim duyarız. Bizi yeni yanıtlara yönlendirecek sorular sormaya başlatan bir uyarıcı ile karşılaşırız. Örneğin, her cuma akşamı alıştığınız yoldan giderek evinize ulaşırsınız, arkadaşlarınıza en sevdikleri yemeği hazırlamaya başlarsınız ve tam yemeği pişirecekken tüpün bittiğini görürsünüz. Sonuç olarak aşağıdakilerden biri mutlaka gerçekleşir:
1. Engeli ortadan kaldırmak için yaratıcı yeteneklerinizi kullanır, fırında pişirirsiniz.
2. Amacınıza ulaşmak için komşunun olanaklarını kullanırsınız.
3. Arayış sürecinde eğer her şey yolunda gitseydi keşfedemeyeceğiniz, ilk hedeflerinizden daha uygun yeni bir hedef belirlerseniz, yenebilen bir yemek oluşturabilirsiniz.
4. Amacınıza ulaşmanın gerçekten gerekli olup olmadığını da sorgulayabilirsiniz. Örneğin yemek yapmak yerine içecek hazırlama, hazır yiyecek sipariş etmek gibi…
Böylece sorunlar ve engeller bizi, durup ne yapacağımızı yeniden düşünmeye mecbur ederek yararlı olabilir. Sizin durumunuzda neler karşıtlık oluşturuyor? Amacınıza ulaşmanın alternatif yolları var mı? Ulaşmaya çalıştığınız ilk hedef sizin için hâlâ cazip mi? Eğer ondan vazgeçerseniz, önünüze yeni hangi olanaklar çıkabilir?
Yazar: Psikolog Dr. Işın AKI / www.yenibiris.com